𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)

1.9

Karşımda gördüğüm manzara bütün vücudumun korkudan titremeye başlamasına neden olmuştu.

Jeon Jungkook onu seven bir kızı azarlayıp rezil etmişti. Bunu Jeon Jungkook yapmıştı. Kız başın dan aşağı dökülen kahvenin telvelerini saçından ayıklamaya çalışırken ayağa kalkıp konuşmaya başladı.

"Lanet olsun Jungkook ne yapıyorsun?!"

"Ne yaptığımı iyi biliyorsun! Bir daha sakın bunu tekrarlama!"

Kız gözlerinden akan bir iki damlayı elinin tersi ile silip bağırmaya başladı!

"Seni buna pişman edeceğim. Gününü göreceksin. Cidden tek suçum seni sevmek. Neden bunu yaptın?"

Ard arda gelen hıçkırıkları sessizliğin hakim olduğu koridorda yankılanmaya başlamıştı.
Yüzünü kapatıp koşmaya başlayan kıza dolmuş gözlerim ile bakıyordum.

Jungkook'un masaya vurması ile irkilip ona dönmüştüm.

" Ne bakıyorsunuz kaybolun! "

Adeta olduğum yere çivilenmiş bir şekilde korkudan maratona çıkan kalbim ve titreyen bedenim ile olanların şokundan çıkamıyor dum.

Beni fark ettiğin de duraksadı. Sakinleşmek istercesine gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Ve sonra sakinleşemediğini düşündüren nefes verişi daha fazla korkma ma neden olmuştu.

Sıra bana mı gelmişti?

Öğrenmiş miydi yoksa?

Adımı duyduğum da tamamen titremeye başlamıştım.
Gerginlikten dikleşen tüylerim ve kuruyan boğazım konuşmamı engelliyordu. Yemeye başladığım dudaklarımı aralayıp geri kapattım.
Gözlerimi biraz etrafta gezindirdim.
Koridorda ki tabloya takılmıştı. Kocaman bir denizde tek ve görkemli bir balık vardı. Şu an tam da olmak istediğim yerdi. Bulunduğum durumun farkına vardığım da artık çok geç olduğunu anlamıştım.

Adımı daha yakınımdan duymam dengemi kaybetmeme neden olmuştu.

"Rose? Sen... İyi misin?"

Tanrıya şükürler olsun.
Öğrenmemiş.

Kafamı aşağı yukarı sallayıp düşüncelerim ve bedenimi bahçe kapısına yönlendirdim.

Lanet olsun korkuyorum!

Çok korkuyorum...