𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)

7.8

Rose'den

Yarışmaya son bir hafta kaldığı için herkes oldukça gergin ve huysuzdu. Bu durum ne kadar canımı sıksa da onlara rahatlayın dan başka kelime kullanamıyordum.

"Rose?"

Karşımda beliren tanıdık beden ve çekingen sesin sahibi Joo Seo'dan başkası olamazdı.

"Evet Joo Seo?"

"Biraz... Konuşabilir miyiz?"

"Tabi. İçeri gelsene."

Dans sınıfının kapısında kımıldamadan duran beden verdiğim tavsiye ile karşımdan ayrılıp yanıma geldi.

"Burada tek başına ne yapıyorsun?"

"Egzersiz yapıyordum."

Tebessüm edip oldukça nazik bir cevap verdiğimde gülümsedi ve devam etti.

"Rose... Geçen olanlar içi-"

"Önemli değil Joo Seo. Unuttum bile."

"Hayır. Ben onları asla aklından çıkarmamanı söylemek için gelmiştim Rose. Sana olan ilgimi ve duygularımı anladığını umuyorum. O gün de dediğim gibi. Seni sonsuza-"

"Bekleme Joo Seo. Benim kalbim sadece Jungkook'a ait. Yakışıklısın, tatlısın, karizmatik sin, sıcak kanlı ve ağır başlı sın. Zamanını benimle tüketme Joo Seo.
Eminim senin yüz vermeni bekleyen bir çok kız vardır. Hayatını bana bağlı olarak yaşamanı istemiyorum. Çünkü sana değer veriyorum. Arkadaş olarak."

"Ben de... Eksik olan şey ne?"

"Hayır!, Hayır! Eksik hiç bir şeyin yok hatta fazlan bile var. Sen kelimenin tam anlamı ile harikasın ama... Dediğim gibi. Ben Jungkook'u seviyorum Joo Seo. Lütfen benimle zaman harcama."

Gözlerini yerde sabitleyip kaşlarını çattı. Ardından düz bir ses ile karşılık verdi.

"Yine de bu konuda ki net cevapların ve iltifatların için teşekkür ederim Rose. Sanırım benimle bir daha konuşmayacak sın."

Ses tonunda ki keskinlik kalbime saplanıp vücuduma hüzün dolu zehrini boşartır iken ne söyleyeceğimi şaşıran ben bir soru sormayı seçtim diğer seçeneklerin içinden.

"Neden konuşmiyim?"

"Sana karşı hislerimi biliyorsun. Muhtemelen yanımda rahatsız olacaksın."

Lanet olsun! Çok mantıklı ve doğrucu konuşuyordu. Yüzüne takındığı ifadeyi gördükçe paramparça olan ben bedenimi ele geçirmeye çalışan suçluluk duygusundan kurtulmak istiyordum. O kadar yaşadığımız şeyden sonra onu bir yabancı gibi göremezdim. Olabildiğince tehlikeli ve masum bir seçenek yaratıp Joo Seo'ya sundum.

"Hayır Joo Seo. Senin ile eskiden neysek şimdi de o olacağız. Yani... Sen de istersen. Ayrıca duygularının da zamanla değişeceğine inanıyorum. Belki de kalbini başka birine kaptıracaksın."

Başı ile usulca onaylayıp kapıya yöneldi ve bana sırtını döndü. Adımları boş sınıfta yankılanır iken negatif enerji barındıran sesi ile son cümlelerini sıraladı.