7.6

156 16 9
                                    

Joo Seo'dan

Gözlerimi önümde bulunan devasa villadan ayırmadan Yuna'ya seslendim.

"B-burası mı?"

Bizi gören güvenlik kapıyı açıp tekrar eski yerine geçti.

"Gelmiyor musun?"

"Bundan sonrası sende sanıyordum?"

"Bak ben den nefret ediyorsun bunu anlıyorum. Ama beni buraya kadar zorla getiren sensin. Bunu yapmak zorundasın. Son bir iyilik. Sadece yanımda kalıp bana destek ol."

"Sana tam bir baş belası olduğunu söylemiş miydim?"

Kafasını yere eğip karşılık verdi.

"Bun dan sonra karşına çıkmayacağım.
Merak etme."

"Pekala"

Zili çalıp ayağı ile ritim tutmaya başladı. Bu oldukça gergin ve endişeli olduğuna işaretti.

"Oh... Efendim hoş geldiniz."

İlk başta şaşıran hizmetçi sonrasında kendini toparlayıp konuşmuş ve bütün dikkatleri üzerine çekmişti.

"Babam nerede?"

"Salonda efendim."

Adımlarını salon olduğunu tahmin ettiğim yere yönlendirip hızlandı.

Baştan aşağı siyah takımlı adama bakıp yüzümü ekşittim. Kucağında tuttuğu dosya ve kalemi son model kanepesinin üzerine bırakıp Yuna'ya döndü. Ve bir o kadar buz kesici sesi ile konuştu.

"Neredeydin?"

"Şu an buradayım baba önemli olan bu değil mi?"

"Senin sorunların yüzünden bir çok toplantıyı ertelemek zorunda kaldım. Bu hiç hoş değil di. Biliyorsun işi-"

"İşini ertelemekten nefret edersin. Peki ben?"

"Tabi ki. Seni de merak ettim. Ama... Gerçekten merak edilmeyi hak ediyor musun bilemiyorum."

"Ne demek istiyor sun?"

"Görünüşe göre kendini haber gündemlerinde görmemişsin."

"Ne?"

"Şirketi büyük bir zarara uğrattın Yuna. Ortaklarımız anlaşmaları erteledi. Sen bu şirketi hak etmiyorsun."

Tanrım! Ne gıcık bir adam. İğneleyici laflarını her bir yana savururken bir kez olsun sevgi içerikli bir cümle kurmamıştı. Bir buz kadar soğuk ve umursamaz ifadesini takındığında titreyen sesi ile araya giren Yuna karşılık vermeye başlamıştı.

"Haklısın. Şirketi hak etmiyorum. Ama bana olan bu tavrının sebebi ne?"

"İlk notlarını düşürdün, sonra intihara kalkıştın, seni hastaneye yatırdım. Kimse öğrensin istemedim. Ama şansa bak ki şimdi herkes biliyor. Ardından hastaneden kaçıp eve geliyorsun. Kendine ve bana zarar verdin. Tam bir bencildin. Hoonju arabayı hazırla ve Yuna'yı geri götür."

"Ama-"

"Bana karşı mı geleceksin?"

"Affınıza sığınarak konuşuyorum. Fakat... Nasıl bir baba bu kadar acımasız olabilir? Neden onu bir kez olsun dinlemiyor sun? Ya da ona biraz ilgi göstermeyi denemiyor sun? Belki de geçerli bir sebeb-"

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin