2.4

450 44 65
                                    

Jungkook'dan

Gözüme bağladığım kravatı aşağı indirip sıkıntılı bir nefes verdim.

"Ahhh Flamingo... Yakınımda... Çok yakınımda sın..."

Telefonumu cebimden çıkartıp mesaj postunu aştım.

Jungkook:Zeki kız ;)

Görüldü✔️

***

"Rose!"

Arkasını yavaşça dönüp evrenin en parlak iki yıldızını ben de sabitledi.

"Evet?"

"Bu gün çalışmayacak mıyız?"

"Sınavlar bitti Jungkook. Bence biraz dinlenmeli sin."

Üzgün bakışlarımı ona yönlendirip aklıma gelen ilk şey ile itiraz ettim.

"Hayır. Fizikte Anlamadığım bir konu var merak ediyorum!?"

Gözleri ile şaşkınca bana bakarken dudaklarını araladı ilk bahar mevsiminde olgunlaşan kiraz dan bile daha kırmızı olan ruju dikkatimi çekiyordu.
Aklıma gelen şey ile rastgele bir küfür savur dum.
Beni yanlış mı anlamıştı?
Bana bir adım yaklaşıp gözlerimin içine baktı. Elini anlıma koyup mırıldandı.

"Jungkook iyimi sin? Fizik senin en sevdiğin ve boşarılı olduğun ders anlama man imkansıza eşit."

"Senin de anlamadığın dersler oluyordur Rose. İmkansız diye birşey yok."

"Pekiii... O halde nere de çalışacağız?"

"Bizim ev de çalışabiliriz."

"Sadece ikimiz mi olacağız."

Gayet kesin ve net bir ses ile karşılık verdim.

"Evet. Bana güvenmiyor musun? Kötü düşünecek biri değilim."

"Peki o halde"

Emin olmak istiyordum...

Tahminim doğru olabilir miydi?

***

Kızıla çalan saçları, hilal şeklinde ki kaşları, pürüzsüz cildi, kırmızı ve yumuşak görünen dudakları, oldukça kibar çıkan sesi kulağıma fazlasıyla erotik geliyor du... Seni nasıl olur da daha önce fark etmem.

"Biraz mola verelim mi? Sanırım biraz Boğazım kurudu mutfak nerede?"

"Koridorun sonu sağda ki kapı"

İşte tam fırsatı. Telefonunu burada bırakmış .

Kendi telefonu mu çıkartıp gizli numaraya mesaj attım.

Jungkook:Hey Bayan Flamingo!?

Attığım mesajı silip kulağıma işittiğim sesler ile yerimden kalkıp Rose'nin yanına gittim.

"Bir şey mi oldu?"

Üzgün gözleri ile bana bakarken dudağın büzdü.

"Ben üzgünüm... Elimden kaydı."

Ellerini arkasında sakladığını fark ettiğimde gözlerimi tezgahta acele ile toplandığı belli olan cam parçalarına sabitledim. Bir kaç tanesinin üstünde kan vardı. Bu açıkça belliydi.

"Ellerini göster Rose."

"Ben... Ş-şey bir kaç sıyrık sadece."

"Rose"

Ellerini yavaşça arkasından çıkarıp kafasını yere eğdi.

"Ahhh Rose"

"Biliyorum, biliyorum çok sakarım. Merak etme hemen toplarım."

"içeri geç."

Yumuşak ve şevkat dolu çıkan sesime karşılık kafasını sallayıp dediğimi yapmıştı.

Duvarda asılı olan ilk Yardım kutusunu alıp Rose'nin yanına gittim.
Küçük bir pamuk kopartıp üzerine biraz Tentürdiyot döktüm. Tam cam çizikleri olan yere sürecek iken gözlerim Rose'ye kaydı.
Gözlerini sıkıca yummuş kaşlarını çatmıştı.
Tebessüm edip nazikçe pansumanını yapmaya devam ettim.

Bilmeli miydi?...

Benim ponçik okuyucularım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim ponçik okuyucularım. Ne olur bana sövmeyin
😂sjajjkakaak😂 biliyorum sizi gene merakta bıraktım. En kısa sürede yeni bölüm gelecek😊

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin