8.4

145 10 0
                                    

Yoongi'den

"Jennie"

Pansumanını bitirip bedenimi onun oturduğu küçük koltuğa bıraktım.

"Efendim"

Gözlerimi dudaklarına sabitleyip konuştum.

"Bir daha bunu yapma."

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp karşılık verdi.

"Beni önemsiyor musun?"

Sorgular bakışlarını gözlerim ile buluşturduğunda sertçe yutkunup başımı iki yana salladım.
Pekala beni bu kadar kolay etkilemeyi nasıl boşarıyor?
Beyaz teni ile zıt bir görüntü yaratan mor ruju dikkat çekici ve oldukça baştan çıkarıcı duruyordu. Ardından ince ve uzun parmaklarını koyu kahve saçlarına götürüp arkaya attı.
Daha sonra ellerini ellerimin üzerine koyup yoğun bakışlarını tekrar gözlerime çıkardı ve dudaklarını aralayıp konuştu.

"Beni... Kurtardığın için teşekkür ederim. Sana gerçekten ihtiyacım vardı."

"Bana her zaman ihtiyacın olacak Jen. Bu yüzden sakın yanımdan uzaklaşma."

Bundan sonra ne olacağı ya da ne yapacağımı bilmiyordum. İstediğim ve arzuladığım tek şey vardı. Ne kadar engel olmaya çalışsam da yapamayacağım tek bir şey.

Dudaklarımı dudaklarının üzerine koyup yavaş ve oldukça narin dokunuşlar bahşediyordum onun yumuşak ve yapılı dudaklarına.
Bundan şikayetçi olmadığını anlamı sağlayan karşılık verme çabaları beni daha da zorluyordu.
Gözlerini kapatıp kendini tamamen bana bıraktığında bu güzel ortamın büyüsüne kapılıp nefesimin sonuna kadar onu öpeceğime and biçmiş ve arkasında durmuştum.

Kulaklarıma işittiğim kapı sesi ile kimin geldiğini anlamam uzun sürmemişti. Fakat ne Jenni ne de ben durabilmiştik. Bu tavrımıza anlayış gösteren Tae kapıyı açtığı gibi kapatmış ve geriye bir kaç adet burdan uzaklaştığını anımsatan ayak sesleri bırakmıştı.

Bir kaç dakika sonra ellerini göğsüme yerleştiren Jennie dudaklarını dudaklarımdan ayırıp gözlerini gözlerime çıkardı.

"Ben-"

"Bir şey söyleme Jen. Sadece konuşmama izin ver."

Başı ile onayladığında Dudaklarımı aralayıp aklımda yer edinen bir kaç cümle kurdum.

"Bayan Kim Jennie. Sence de fazla direnmedik mi? Sadece benimle ve sonsuza kadar mutlu olmanı istiyorum."

"Bunu gerçekleştirmene izin veriyorum Yoongi. Çünkü ikimizin de benzer dilekleri var."

Gülümseyen gözlerimi iliklerine kadar hissetmesini ve ne kadar mutlu olduğumun farkına varmasını istiyordum.

"Tae gelmiş olmalı"

Dedi ardından tekrar konuşup merakla kapıyı süzdü.

"Evet. Uygunsuz zamanları kollamada üstüne yoktur."

Lisa'dan

Masaya oturduktan sonra çenemi iki avucumun arasına alıp karşımda ki bedene bir kaç cümle sıraladım.

"Stüdyoyu görmek istiyorum."

"Yemeğimizi yedikten sonra stüdyoyu istediğin kadar görebilirsin güzelim."

"Beni neden mutfağa yaklaştırmıyor sun?"

"Yorulmanı istemiyorum bebeğim"

Cümlelerinde barındırdığı küçük ama tatlı sevgi sözcükleri ruhumu okşarken gözlerimi bir saniye bile ondan ayırmayıp tekrar ve tekrar en ince ayrıntısına kadar ezberlemeye çalışıyordum benim için dünyanın değil evrenin en yakışıklı prensinin.

Yaklaşık on dakika sonra masayı hazırlamış ve tam karşıma oturmuştu.

"Seni biri ile tanıştırmak istiyorum."

"Kim miş o?"

"Tanışınca görürsün."

"Çok kötüsün bu gün meraktan uyuyamayacağımı biliyorsun."

"Süpriz olmasını istiyorum"

"Pekala öyle olsun."

Mutfak kapısının açıldığını far etmem ile birlikte içeri giren iki bedende gezdirdim şaşkın ama imalı gözlerimi.

"Selam çocuklar"

Tae ağzında ki lokma sindirmeye çalışırken boğazını temizleyip cevap verdi.

"Selam"

"Jennie senin burada ne işin var? "

"Ah size daha söylemedim değil mi? Gerçi daha yeni sayılır...
Biz Yoongi ile-"

"Sevgiliyiz."

Cümleyi Yoongi'nin tamamlaması ile.
Yutamadığım lokma boğazıma dolanıp öksürük krizine gitmeme neden olmuştu."

"Olum yemek yiyo kız alıştıra alıştıra söylesene."

Tae bir kaç cümle ile Yoongi'ye çemkirdikten sonra sürahide ki suyu bardağa boşaltıp bana içirmişti.

"Ne bileyim ya ben böyle tıkanacağını."

"İyi misin Lisa."

Baş parmağımı havaya kaldırıp iyi olduğuma dair bir işaret vermiş ve Tae'ye dönüp bir kaç cümle kurmuştum.

"Suyumu kendim içebilirim."

Omuz silkip gözlerini bir kaç saniye dudaklarıma indirdi ve karşılık verdi.

"Ben içirmek istiyorum."

Bakışları ve ses tonunda ki yumuşaklık beni oldukça mahçup ve gergin hissettiriyordu.

"Pekala size mutluluklar dilerim."

Masada ki bir kaç tabağı alıp kalkmaya yeltendiğimde önüme geçen bedene kısa bir bakış attım.

"Çok az yemişsin."

"Ama doydum."

"Ben kaldırırım."

Neden birden böyle davranmaya başladı?
Bu tavırları hoşuma gitmiyor değil fakat beni korkutmaya başladı.

💎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin