5.4

209 19 25
                                    

Jungkook'tan

Rose hızla merdivenlere yöneldiğinde tam arkasından gideceğim sıra Rose'nin önüne geçen çocuk ile duraksadım. Bir birleri ile kısa bir diyoloğa girdikten sonra çocuk ellerini Rose'nin omuzlarına attığın da merdivenlerden çıkmaya başladılar.
Tanrım!... Hangi cesaret ile ona dokunur!
Nefes alış verişlerim keskinleşirken adımlarımı merdivenlere yönelttim.
Bileğimi kavrayan ince ve narin parmakları fark etmem ile elin sağibine baktım.

"Özür dilerim."

"Neden özür diliyor sun?"

"Ben..."

"Özür dileme. Ona ne oldu bilmiyorum. Normalde böyle davranmaz ve kolay kolay öfkelenen biri değildir. Onu neredeyse ilk defa böyle görüyorum. Bu sefer gönlünü almam daha zor olacak."

***

Rose'den

"Rose?"

Şu aralar kafamı masalara olduğundan  fazla gömmeye başlamıştım.
Kafamı kaldırmadan Lisa'ya devam etmesi için bir mırıltı çıkardım.

"Joo Seo geliyor."

Kafamı kaldırıp Lisa'nın gözleri ile işaret ettiği yere baktım.

Sağ elinde bir tepsi ve üç içecek vardı. Sol elinde ise ona verdiğim edebiyat notlarım.
Yanımıza vardığında samimi ve yumuşak bir ses ile bir ricada bulundu.

"Oturabilir miyim kızlar?"

"Tabi."

Dedim. Zordan da olsa gülüp kafamı salladım.

"Umarım kahve içiyorsunuz dur?"

Lisa kafası ile onaylayıp tepside ki karton bardaklardan birinin alıp dudaklarının arasına götürürken konuşmayı da ihmal etmemişti.

"Teşekkür ederiz. Vokal bölümünde idin değil mi?"

Kafasını salladı.

"C gurubu."

Daha sonra bana dönüp sözüne devam etti.

"Sen nasıl oldun?"

"İyi. Daha iyi."

"Buna sevindim"

Aniden masayı katleden iki kişiye dönüp mırıldandım.

"Yah! Yavaş olsanız ya."

Tae Lisa'nın yanın da ki sandalyeye oturduğun da Yoongi de Joo Seo'nun karşısına oturdu.

"Aaa... Yıl sonu performansını Tarih hocasına götürecektim ben! Hazır aklımda iken gideyim."

Lisa masadan kalkıp kantinden uzaklaşırken Tae temin Lisa'nın bir kaç yudum alıp bıraktığı kahveyi kafasına diktiğinde Yoongi dehşete düşmüş bir şekilde onu süzdü.

"Tae sen iyimi sin kardeşim?."

"Evet Yoongi. Niye sordun? "

"İyi de sen kahve sevmezsin ki!"

"Hala sevmiyorum."

Gözlerimi Tae de sabitleyip tek kaşımı kaldırdım ve şüpheci bir ses tonu ile konuşmaya başladım.

"Sen. Kim Taehyung. Neler karıştırıyorsun?"

"Asıl sen. Bayan Park. Sen neler yapıyorsun?"

Tae göz ucu ile Joo Seo'ya bakıp bana döndü. Sorduğu bu soruya karşı onu tamamen susturacak bir cümle kurduğum da şaşırmıştı.

"Sen onu Bay Jeon'a sor. Yuna ile bu aralar arası iyi gibi. Belki küçük işlerinin sebebi o dur."

"Ne?"

"Git ve sor ona Tae. Nasıl olsa ben konuşmayacağım."

"Voov. Yenge dişli çıktı. Gidelim hadi Yoongi."

Masadan kalktıklarında Joo Seo'ya dönüp mırıldandım.

"Kahve için sağ ol"

Elimde ki boş karton bardağı tepsiye bırakıp edebiyat notlarımı aldım ve masadan kalktım.

"Hemen gidiyor musun?"

"Dans sınıfında olacağım. Derse girmek istemiyorum."

Gözlerini kısıp yalancı bir sinir ile konuştu.

"Yah! Seni kötü kız. Dersi mi asacak sın?"

"Ne o? Sen daha önce hiç yapmadın mı yoksa?"

Kafasını olumsuzca salladında yüzümü  ele geçiren şaşkın ifadeye engen olmamıştım.

"Nesin sen? Uzaylı falan mı?"

"Sanırım bu gün dersi ilk kez asacağım."

"Benimle gelmeye ne dersin?"

"Bana dansta yardımcı olursan neden gelmeyeyim?"

"Bunun bir karşılığı olacak mı?"

Elini çenesine koyup düşünür gibi yaptı.

"Ne istersen o"

"Hmm... Bunu sonraya saklayacağım."

💎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin