Gizli numara: Merhaba Jungkook
17 Eylül
Gizli numara:Neden cevap vermiyorsun? 2 gün oldu.
20 Eylül
Gizli numara:Beni görmezden geliyorsun sana olan sevgimi görmüyorsun.
Gizli numara:Cevap verene kadar mesaj atmaya devam edeceğim
Jungkook:Bunu yapm...
Rose hızla merdivenlere yöneldiğinde tam arkasından gideceğim sıra Rose'nin önüne geçen çocuk ile duraksadım. Bir birleri ile kısa bir diyoloğa girdikten sonra çocuk ellerini Rose'nin omuzlarına attığın da merdivenlerden çıkmaya başladılar. Tanrım!... Hangi cesaret ile ona dokunur! Nefes alış verişlerimkeskinleşirken adımlarımı merdivenlere yönelttim. Bileğimi kavrayan ince ve narin parmakları fark etmem ile elin sağibine baktım.
"Özür dilerim."
"Neden özür diliyor sun?"
"Ben..."
"Özür dileme. Ona ne oldu bilmiyorum. Normalde böyle davranmaz ve kolay kolay öfkelenen biri değildir. Onu neredeyse ilk defa böyle görüyorum. Bu sefer gönlünü almam daha zor olacak."
***
Rose'den
"Rose?"
Şu aralar kafamı masalara olduğundan fazla gömmeye başlamıştım. Kafamı kaldırmadan Lisa'ya devam etmesi için bir mırıltı çıkardım.
"JooSeo geliyor."
Kafamı kaldırıp Lisa'nın gözleri ile işaret ettiği yere baktım.
Sağ elinde bir tepsi ve üç içecek vardı. Sol elinde ise ona verdiğim edebiyat notlarım. Yanımıza vardığında samimi ve yumuşak bir ses ile bir ricada bulundu.
"Oturabilir miyim kızlar?"
"Tabi."
Dedim. Zordan da olsa gülüp kafamı salladım.
"Umarım kahve içiyorsunuz dur?"
Lisa kafası ile onaylayıp tepside ki karton bardaklardan birinin alıp dudaklarının arasına götürürken konuşmayı da ihmal etmemişti.
"Teşekkür ederiz. Vokal bölümünde idin değil mi?"
Kafasını salladı.
"C gurubu."
Daha sonra bana dönüp sözüne devam etti.
"Sen nasıl oldun?"
"İyi. Daha iyi."
"Buna sevindim"
Aniden masayı katleden iki kişiye dönüp mırıldandım.
"Yah! Yavaş olsanız ya."
TaeLisa'nın yanın da ki sandalyeye oturduğun da Yoongi de JooSeo'nun karşısına oturdu.
"Aaa... Yıl sonu performansını Tarih hocasına götürecektim ben! Hazır aklımda iken gideyim."
Lisa masadan kalkıp kantinden uzaklaşırken Tae temin Lisa'nın bir kaç yudum alıp bıraktığı kahveyi kafasına diktiğindeYoongi dehşete düşmüş bir şekilde onu süzdü.
"Tae sen iyimi sin kardeşim?."
"EvetYoongi. Niye sordun? "
"İyi de sen kahve sevmezsin ki!"
"Hala sevmiyorum."
Gözlerimi Tae de sabitleyip tek kaşımı kaldırdım ve şüpheci bir ses tonu ile konuşmaya başladım.
"Sen. Kim Taehyung. Neler karıştırıyorsun?"
"Asıl sen. Bayan Park. Sen neler yapıyorsun?"
Tae göz ucu ile JooSeo'ya bakıp bana döndü. Sorduğu bu soruya karşı onu tamamen susturacak bir cümle kurduğum da şaşırmıştı.
"Sen onu Bay Jeon'a sor. Yuna ile bu aralar arası iyi gibi. Belki küçük işlerinin sebebi o dur."
"Ne?"
"Git ve sor ona Tae. Nasıl olsa ben konuşmayacağım."