6.5

207 19 38
                                    

Rose'den

Gözlerimi merdivenler de beni bekleyen Joo Seo'ya sabitleyip yapamam dercesine kafamı salladım.
Merdivenlere her baktığımda düştüğümü  görüyor ve bunu bir travma haline getiriyordum.

Bana doğru yaklaşıp sıcak tenini benim buz kesilen bedenime sarıp konuştu.

"Hadi Rose. Yanındayım. Bana güven."

Kendinden oldukça emin ve hiç çekinmeden kurduğu bu cümle içimde  fazlası ile güvenme isteği uyandırıyordu.

"Peki."

Elimi onun bileğine sarıp gözlerimi yumdum ve merdivenlerin yanlız basamaklarını çekingen adımlarım ile buluşturdum.

"Gördün mü? Hiç bir şey olmadı."

Ona sardığım elimi kavrayan Jungkook beni kendine çekip kolları arasına aldığında sım sıkı sarılıp konuştu.

"Çıkmışsın. Neden söylemedin?"

Tanrım...

Buna karşı koymam imkansızdı. Ona ne kadar kızsamda bir kademeden sonra bunu ona daha fazla yansıtmıyor ve kendi içim de savaş verip güçsüz düşüyordum.
Buna bir son vermek istiyordum.

Bedenimi ondan yavaşça ayırıp onun duyabileceği bir şekilde mırıldandım.

"Merak etmezsin diye umuyordum. Ne de olsa ben birini merdivenlerden itecek kadar zalim biriyim. Değil mi?"

"Rose. Bak ben gerçekten...
Ne kadar özür dilersem diliyim bir tarafın bana karşı hep buruk olacak değil mi?
Siz düşmeden önce bağırdığını duydum. Sesin oldukça öfkeli geliyordu... Sonrasında merdivenlerden  kopan gürültü ile aşağı indiğimde o yerde ve sen de ayaktaydın. Bir an boşluğuma gelip saçma bir fikre kapıldım. Sonrasında her şeyi anlayıp olması gerekeni yaptım. Ama geç oldu Rose... Ben yetişemedim. Lütfen biraz olsun beni de anlamaya çalış"

"Bekledim Jungkook. Geri dönmeni bekledim... Ama sen arkana bile bakmadın."

"Rose. Ne yapabilirim? Eskisi gibi olmamız için. Söyle bana."

"Be-"

"Hala ayrılmadık. Bu mutlaka bir yolun olduğunu gösterir. Demek ki yapabileceğim bir şey var Rose."

İki elimi avuçlarının arasına alıp kurduğu bu cümle karşısında donmuştum. Doğru... Hala ayrılmamıştık. Ama o kadar olan şeyden sonra yeniden başlayabilir miydik?

"Bana zaman ver."

Kafasıyla onaylayıp kırık bir ses ile konuştu.

"Peki. En azından size eşlik edebilirim değil mi?"

Joo Seo küçük bir bakış attığım bundan pek hoşnut değildi gibiydi. Fakat ona hayır demem benim için dünyanın en zor kelimesi idi.
Gözlerinde ikiye bölünen yıldızlar ve güneşi bile kıskandırabilecek o buruk gülümsemesi zaten imkansız olan bir şeyi daha da imkansız kılıyordu.

💎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin