3.4

281 18 0
                                    

"Jungkook... Sana zarar veriyor."

"Hayır, hayır. Kimse bana zarar vermedi ben iyiyim."

"Yalan söyleme! Dudağın patlamış ve yanağında bir sıyrık var. Kimin yaptığını biliyorum."

"Nasıl?"

"Gizli numaradan bana mesaj atan şu çocuk. Sabah söylemişti. İzle ve gör demişti. Ama inanmamıştım."

"Onu bulamıyorum Rose! Bir çok kez denedim Ama- bir dakika. Sanırım onu bulabilirim."

Rose'nin göz yaşlarını baş parmağımla sildim ve ses tonuma oldukça dikkat ederek devam ettim.

"Ben iyiyim güzelim. Arkamda bizimkiler varken bana hiç birşey olmaz. Buna eminim."

Kafasını olumlu bir şekilde sallayıp burnunu çekti ve konuştu.

"Hadi gidelim."

Tekrar kantine girdiğimiz de Rose'ye dönüp mırıldandım.

"Sen arkadaşının yanına git ben bizimkiler ile bir yere kadar gideceğim. Tamam mı güzelim?"

Kafasını sallayıp derin bir nefes alıp verdi ve iki elimi de ince ve narin elleri arasına aldı. Daha sonra gözlerimin içine baktı. Bu sıradan bir bakış değildi. Her şeyi anlattığı gözlerine sevgi dolu bir bakış attım. Ardından dudaklarını aralayıp bir cümle kurdu. İşte onun bu cümlesi ile ölümün eşiğin de bile olsam bütün acılarımı unutturur du bana. Her şeyi... Her şeyi unutturup sadece ona odaklanma mı sağlardı. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Şimdi ve sonsuza kadar olmasını istediğim gibi.

"Seni seviyorum"

Önüne gelen saçının bir tutamını kulağının arkasına koyarken karşılık vermeyi de ihmal etmiyordum.

"Ben de seni seviyorum güzelim"

Dedim hem dudaklarımın arasından hemde kalbimin arasından kayıp giden bu cümleye karşılık tebessüm etti. Tebessüm ettim. Masasına yöneldiğinde ben de bedenimi bizim kinlere çevirdim. Kafam ile çıkış kapısını işaret ettiğim de hepsi masadan kalkmıştı.

Bu gün seni bu hale getireni bulacağım Rose.

Seni korkuttuğu gibi onu korkutup tıpkı senin gibi ağlatacağım.

Ama aranız da bir fark olacak.

Onun göz yaşlarını silen kimse olmayacak... Kimse!

💎

𝘞𝘖𝘔𝘈𝘕 𝘍𝘓𝘈𝘔İ𝘕𝘎𝘖 ❦ (𝘙𝘖𝘚𝘌𝘒𝘖𝘖𝘒)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin