Zaman : 4. Sezon 3. Bölüm başı
Salih, evin kapısı açılınca heyecanla kapıya baktı. Ama Sultan Hanım yalnızdı. Salih'in gözleri yine de Yamaç'ı arıyordu. Sultan onu görünce sertçe "Bakma öyle. Gelmeyecek. Bu eve girmesi yasak artık." dedi. Salih kaşlarını çattı ve Sultan Hanım yanından geçip koltuğa oturana kadar dikçe ona baktı.
Ardından "İyi. Siz onu yüz üstü bırakmaya devam edin. Ben kardeşimi almaya gidiyorum." dedi ve Saadet'in onu engellemeye çalışmasına rağmen ceketini bile almadan evden çıktı. Evin bahçesinden çıktığında Çukur'a indi hemen. Deli gibi Yamaç'ı arıyordu. Kahvenin oradan geçerken yükselen seslerle başını oraya çevirdi. Büyük bir kalabalık vardı. "Çukur evimiz, İdris babamız!"
Salih başını iki yana sallayıp kardeşinin uğurlarına sayısız kere canından olacacağı işler yaptığı insanların bu kadar acımasız olduklarına inanmak istemedi ama gerçek ortadaydı. Tek bir kurşunla, aileyi korumak için zorla atılan tek bir kurşunla değişmişti her şey. Salih koşarak kalabalığa daldı ama Yamaç yoktu. Nefes nefeseyken etrafa bakındı. Hala bağıran insanlara dönüp "Yamaç nerede?" dedi yüksek sesle.
İçlerinden biri, Salih maalesef görememişti, "Neden o katili arıyorsun ki? Gitti işte!" dedi sinirle. Salih sesin geldiği yere baktı. Burnundan solurken "O sizi ve ailesini korumak için nelerle mücadele etti kaç sene boyunca soluk bile almadan! Böyle mi teşekkür ediyorsunuz?" diye bağırdı. Bununla çatıdan bir ses daha yükseldi. "Bir Koçovalı öldüren Koçovalı olmaz olsun!" Salih başını kaldırır kaldırmaz Cumali'nin silüetini görmüştü çatıda. Başını salladı. "İyi. Hadi o ve ben olmadan bu boklardan kurtulun." Salih koşarak oradan ayrıldı bu sözlerinden sonra. Yamaç'ı bulmalıydı.
Salih Yamaç'ı Çukur'un çıkışında bulmuştu. Kardeşi yıkılmış gözüküyordu tamamen. Salih yavaş adımlarla ona yaklaştı. Ama aralarında bir metreden biraz fazla kaldığında Salih dayanamamış ve Yamaç'a uzanıp onu kendine çekmişti. Yamaç'ın sırtındaki eller sıkıca onu Salih'e bastırırken Yamaç yanağını Salih'in omzuna dayanamış ve ağlamamaya çalışıyordu.
Salih ona sarılmaya devam ederken sessizce, Çukur'un duymasından korkarcasına "İyi misin babamın oğlu?" dedi. Yamaç başını iki yana salladı. Salih ondan ayrılıp onu konuşturmak istese de Yamaç'ın, beline sarılan kollar onu engellemişti. Yamaç sessizce "Biraz daha. Lütfen." dedi. Salih iç geçirip kardeşini bu hale getirenlere küfrederken Yamaç'a sarılmaya devam etti.
Nihayetinde ayrıldıklarında Salih Yamaç'ın yanağını kavrayıp "Yamaç'ım?" dedi. Gözleri herhangi bir yara için vücudunu tarıyordu sarışının. Yamaç yutkunup "Be-Ben iyiyim Salih. Merak etme." dedi. Salih sinirle "Merak etme mi? Merak etme? Benim işimin ne olduğunu sanıyorsun sen? Ben merak etmeyeceğim de kim edecek?" dedi. Yamaç acıyla gülümseyip "Muhtemelen ki-kimse." dedi. Salih'in omuzları düşmüştü. "Yamaç..."
"Anlayacaklar kardeş. Onlar için yaptığını anlayacaklar." Yamaç başını iki yana salladı sertçe. Salih hemen Yamaç'ın yüzünü elleri arasında tuttu ve gözlerini birleştirdi. "Anlayacaklar. Sana söz veriyorum. Ama zaman ver tamam mı?" Yamaç omzunu silkti. Salih iç geçirip kardeşinin yüzünü bıraktı ve "Seni benim eski eve götürmemi ister misin?" dedi. Yamaç "Çu-Çukur'da kalmamı istemiyorlar Salih." diyince Salih sinirle "Çukur'unu da sikerim, Koçovalı dramana da sokarım Yamaç! Sokakta kalmana izin verecek değilim!" dedi.
Yamaç derin bir nefes alıp bir süre düşündü. "Gidebileceğim bir yer var sanırım." Salih başını salladı. "Tamam. Neresi? Seni oraya götüreyim." Yamaç ona baktı sadece. Ardından gözlerini kaçırıp "Salih... Baykal'ı hatırlıyor musun? dedi. Salih duyduğu isimle yüzünü ekşitti. "Konuyla ne alakası var? Tabi ki de hatırlıyorum." Yamaç ayaklarına bakarken "Şey. Onun bir kızı varmış. Azer'le, Timsah'la ve Yücel'le ortaktı falan. Ama sonra onlardan ayrıldı. Erdenetlerle de arkadaş." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur One Shots
FanfictionNe yaptığımı sorgulamayın, Çukur Fandom'ın buna ihtiyacı var.