Aldığı son darbeden sonra ağzında biriken kanı tükürüp kanlı dişleriyle gülümsedi. Dövüşürken yüzünden eksik olmayan deli bakış kırmızıya boyanmış dudaklarıyla birleştirdiğinde neden kulübün başkanının o olduğunu anlayabiliyordunuz. Karşısında kendinden yaşça büyük olanlar bile duramazdı o bu bakışı takındığında.
Rakibin yüzüne indirmek için kaldırdığı sağ elini yakalayıp sol kolunun altına sıkıştırırdı ve hızla sağlam bir sağ kroşe indirdi çenesine. Adam darbenin şiddeti ile savrulurken kolunu bıraktı.
Yere düşmüş rakibine üstten bakarken şehrin bu kısmında duymayı beklemediği düdük sesini işitti. Kaşları çatıldı. Düdüğün yanlış alarm olduğunu düşündü. Burası kulübü toplayabildikleri en güvenli yerdi. Aynasızların* geldiğini temsil eden bu düdüğü duyamayacakları tek yerdi. Tabii içlerinden biri ötmemişse.
Etraftakiler kaçışırken Koray gözlerini çevredekilerde dolandırdı. Herkesi tanıyordu, gözleri aradığı yabancıyı seçmekte zorlanmadı.
Yabancı fark edilmeyi ya da aynasızları umursamadan oturuyordu sandalyede. Koray ona doğru yürürken gözleri birleşti sarışın yabancıyla. Gözlerini dikerek bakacak kadar cüretkârdı da köstebek.
Arkadaşlarının kaçması için ona seslendiğini işitiyordu ama gözleri köstebeğin üzerindeyken yakalanmayı umursamıyordu. Alışmıştı hücreye girmeye.
Yabancı koltuğuna iyice yayılırken sigarasını dudaklarına götürdü. Çıkardığı duman açık havaya karışırken burayla tek uyumunun sigara olduğunu fark etti Koray. Fazla şatafatlı değildi ama buradaki yaşıtlarına göre oldukça temiz görünüyordu. Koray'ın karışık kıvırcık saçlarının aksine taranmış ve düzgünce yatırılmıştı sarı saçları.
Aralarında beş adımlık mesafe kaldığında konuştu Koray ama sesi arabaların sirenlerinden ve içinden inenlerin bağırışından duyulmadı.
O ve sarışın dışında kimse kalmamıştı sokakta. Yakalandıkları çokça zaman olmuştu ve hepsinde çetenin büyük bir çoğunluğu paçayı kurtarmayı başarıyordu. Koray ise batan gemide sona kalan kaptan gibi her seferinde yakalanıyordu.
"Seninle sonra görüşeceğiz." Dedi sarışına ve en masum gülüşünü yüzüne kondurarak döndü komisere.
"Bir şey mi vardı komiser bey?" Sesindeki sakinlik kanayan burnu ve yarılmış kaşına tezattı.
"Yoksa şu sürekli bahsettiğiniz kulüp için mi geldiniz? Maalesef ki bu sefer de görmedim onları." Ortamdaki herkesin gerçekleri bildiğini bilse de aleyhine kullanılmaması için asla kabul etmezdi suçlamaları. Böylelikle yetersiz delilden hücrede bir gece geçirir sonra salınırdı.
Koray'ın gülüşüne bıkkın bakışlarıyla karşılık verdi komiser. Her seferinde aynı durum yaşandığı için konuşma gereği bile duymuyordu. Bu sefer şikâyette bulunan kişinin hatırına tek gelmemişti.
Normalde kelepçelemeye zaman bile ayırmayacağı oğlana yönelirken kelepçelerini çıkardı. Koray çaktırmasa da bozuldu bu duruma. Başka zamanlarda komiserin yanına oturur öyle giderdi hücreye. O kadar yalama olmuştu aralarındaki ilişki. Fakat şimdiki baskın farklıydı. Sarışın yabancı en gizli yerlerini ifşalamakla kalmamış kelepçe de taktırmıştı Koray'a.
Gözleri sarışınla buluştuğunda; "Bu da vardı." Dedi komisere. "Diğerleri kaçtı ama bu vardı." İşlerine düşkün gardiyanların (!) bekçilik yaptığı hücrede tanışmak için yeterli zamanları olurdu köstebekle. O zaman gösterirdi ona lideri kelepçelemenin ne demek olduğunu.
Sarışının yamuk gülüşündeki aşağılayıcı tona eş olarak şişko bedeni yüzünden kesik kesik gülen komiserin kahkahası duyuldu. Geriye kimse kalmadığı için arabadan çıkmayan öteki polisler de benzer kıkırtıları çıkardı.
"Heveslenme." Dedi sarı beyefendi yerinden doğrulurken.
Koray dilini ağzında gezdirirken sinirle yanaklarını zorladı dili. Kim olduğunu bulamayacağını düşünüyorsa asıl sarışın boşa hevesleniyordu.
Kömür* küçük bir yerdi ve buraya adım atmış herkes rahatlıkla bulunabilirdi.
Karşısındaki sarı pipi nerenin çocuğu olursa olsun Kömür'de Koray'ın kuralları geçerdi. En acı şekilde tattıracaktı Koray.
Aynasız: Argoda polis.
Kömür: Yaşadıkları şehrin bir bölümü, küçük bir kasaba.Yazacak iki kurgum yokmuş gibi yeni bir taneye daha başlıyorum çünkü neden olmasın? :) Bu seferki diğerlerinden biraz daha sert olacak tam zamanı kararlaştıramadım ama 1950 gibi eski zamanları düşünün bazı yerlerde o zamana uymayan minik aksaklık olursa uyarırsınız.
Ayrıca şans verip devam ederseniz kitabı çok seveceğinize eminim.
Yumruklarla dolu bir aşka hazır olalım.
![](https://img.wattpad.com/cover/245299444-288-k660412.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Günahkar
Ficción GeneralKavgalı olduğu oğlan şehrin en köklü ailesinin oğluydu. Babasının mirası olan kasabayı günahlarından arındırmak isteyen beyefendi ile günahın kendisi olan suçlunun hikayesi.