ALPER

10.7K 434 9
                                    

   İşe gitmeden önce gidip Kainat'ı kontrol etmek istedim. Dün iyi olduğunu söylemişti. Arkadaşı yanındaydı. Yalnız değil ama yine de onun için endişeleniyorum. Uzun zaman önce ona olan hislerim azalmıştı, çünkü benim ona baktığım gibi bakmadığını anlamıştım, gerçekten. Ama arkadaşım olarak seviyordum, ve değer veriyordum. Gerçi çoktan işe gitmiş olması gerek, geç kalmaz. Ama arkadaşı mutlaka evdedir.

   Geçen cuma İtalyadan gelmişti Berkem, çok tatlı, çok enerjik, çılgın bir tip. Onu erkek sanmıştım ismi yüzünden. Karşıma çok güzel bir kız çıkınca şaşırmıştım. Aklıma gelince gülümsememe engel olamadım.

   Apartmanın önünde durup hızlıca Kainat'ın dairesine çıktım. Kapıyı çaldığım da tahmin ettiğim gibi Berkem açtı kapıyı. Beni görünce gözleri büyüyüp geri kapıyı suratıma kapattı. Ne oldu şimdi?

   "Berkem, benim Alper." Dedim, beni unutmuş olamazdı herhalde.

   "Bir dakika." Diye bağırdığını duydum.

    Birkaç dakika geçmeden tekrar açtı kapıyı. Az önceki kısacık an da gördüğüm saç ve pijama yoktu üstünde, üstünü değiştirmiş, saçlarını düzelmişti.

    "Kainat'ı soracaktım." Dedim gözlerimi gözlerinden kaçırıp.

   "Hee o çıktı ya, işe gitti." Dedi utangaç bir tatlılıkla.

   "Kusura bakma, böyle çat kapı geldim." Dedim.

  "Yok önemli değil, içeri gelsene. Taze kahve var. Acelen yoksa tabi." Dedi.

   Aslında gitmem lazımdı ama nedense ona hayır demek istemedim. Geçip her zaman oturduğum tekli, pop-art desenli, renkli koltuğa oturdum.

   "Filtre kahve var, nasıl alırsın." Dedi, anlamadığım bir heyecanı vardı, ve banada geçiyordu bu heyecan.

   "Sadece şeker. Aslında bende alabilirim deyip ayağa kalktım. Ellerini göğüsüme koydu.

   "Hayır, sen otur ben hallederim." Dedi. Hâlâ göğüsümde duran ellerine bakınca utanıp çekti. Utanınca güzel olan kız görmüştüm. Ama Berkem de daha farklı, daha tatlı ve güzel duruyordu.

   Arkasını dönüp mutfağa geçecekken durup geri döndü.

   "Şey... sütlaç var." Dedi.

   Anlamadan suratına aptal aptal bakmaya devam ettim. Kızın bakışları beni aptallaştırıyordu.

   "Yani kahveyle yemek ister misin?" Dedi gülümseyerek.

   "Olur, kahve de şeker olmasın o zaman." Dedim kibarca.

   Hemen iki kupa kahve ve porselen tatlı tabağının koyduğu aliminyum folyo kaptaki sütlacı orta sehpada önüme gelecek şekilde bıraktı. Diğer kupayı kendi önüne koydu. Bardak altlığı yoktu, kalkıp mutfağa gittim. Ben giderken beni izlediğinden emindim, ve hoşuma gidiyordu.

   Aldığım iki altlığın birini kendi kupamın, diğerini onun kupasının altına koydum. Baktığımda tatlı tatlı gülümsüyordu.

    "Kainat görse öldürürdü beni." Dedi gülerek.

   "Merak etme bu aramızda sır olacak." Dedim, gizemli bir ses takınarak. Gülünce, kendimi çok iyi hissettim. Neden olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

   Sütlaç'a uzanıp aldım. Ben yerken hala beni süzüyordu. Bunu bilmenin tedirginliği değil ama, farklı bir duyguyla doldum. Sakarlığım tuttu, kaşıktaki sütlaç gömleğime döküldü.

   "Off, tam sırasıydı." Dedim.

   "Aa, ıslak mendil getireyim." Deyip ayaklandı hemen. "Nerde ya?" diye söylenip mutfağı aramaya başladı.

   Onun panik haline gülerek, orta sehpanın üstünde duran ıslak mendil paketini alıp, mutfağa girerken tabakların olduğu yerleri arıyordu. Bir adım mesafe bırakmıştım ama onun aniden döneceğini hesap etmemiştim.

   Bana çarptı, düşecekken belinden yakaladım. Uzun kirpiklerinin arasından bana bakan parlak kahverengi gözleri, ile buluştu gözlerim. Düşmemişti bırakmam lazımdı ama hipnoz olmuş gibi kaldım öyle. Telefonum çalmasa daha tutabilirdim sanırım onu kollarımda.

    Onu bıraktığımda mahçup bir ifadeyle saçının bir tutamını kulağının arkasına attı. Telefon Galeridendi. Cevap vermeden kapattım. Tekrar hala mahcup bakan Berkem'e döndüm.

   "Tatlı ve kahve için sağ ol." Dedim.

   "Gömleğin." Deyince rahatlatıp güldüm.

   "Ben hallederim. Ufak leke zaten. Görüşürüz." Deyip kapıya yöneldim.

    "Kainat'a uğradığını söylerim." Dedi, arkamdan.

   Bir an anlamadan baktım yine. Kainat, ben Kainat için gelmiştim. Ama unutmuştum, tamamen aklımdan çıkmıştı.

   "Olur, yine uğrarım zaten." Deyip çıktım evden.

   Arabama bindiğimde, şapşal gibi güldüğümü fark ettim. Bana bir şeyler oluyordu. Güzel bir şeyler.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin