Buzlar eriyor.

9.5K 350 0
                                    

   Aptal aptal elimde Alper'den gelen mesajı belki de kırkıncı kez okuyordum. Birazda sırıtıyor olabilirim. Onunla yaşadığımız yakınlaşmadan sonra bir daha görüşememiştik. Mesaj demişken "iki gün iznim var, sana istanbulu gezdirmemi ister misin?"  Yazmıştı. Emoji falan yoktu. Ama benimle görüşmek istediğini belirtmişti.

   Omuzuma dokunan elle irkildim.

   "Alper'le gezmeye mi gideceksiniz?" Deyip göz kırptı Kainat.

   Eve girdiğini bile fark etmedim. Orta sehpaya bir buket papatya bırakıp önce, geçen geldiğinde Alper'in oturduğu koltuğa oturdu. Cevap bekliyordu hala, ama ben papatyalara ve Kainat'ın mutlulukla parlayan suratına baktım. Dün gece patronuna gitmişti. O yakışıklı herifin misafirini görmeye.

   "Bunlar ne, neler oldu dün gece?" Diye soru sıralayıp ortasında oturduğum üçlü koltuğun kainat'tan taraftaki ucuna geçtim. Merakla ona bakarken suratının kızardığını gördüm. Bir şey olmuştu. Ben Kainat'ı uzun zamandır böyle görmemiştim. Kalbinin buzları eriyor muydu?

   "Önce ben sordum." Dedi muzipçe dudağını büzüp.

   "Yahu bir şey yok, randevu gibi ama değil gibi de. Bak çabuk anlat, ne oldu dün?" Dedim heyecanla oturduğum yerde zıplayıp.

   Dudaklarını birbirine bastırıp güldü. Ama yine yüzü kızardı. Yanıma gelip oturdu.

   "Dün oraya misafirini görmek için gittiğimi anladı. Aslında misafir falan yokmuş. Onu kıskandığımı ispatlamak için yapmış." Dedi.

   "Ya anlamıştım." Deyince bana yan yan baktı.

   "E niye gaz verdin?" Dedi.

   "Sen zaten bahane arıyordun. Hiç bana bahane bulma." Dedim surat asarak.

   "Biz yattık." Deyince şok olmuş gözlerle ona baktım. "Yalanlamaya çalıştım kıskandığımı, evden kaçmaya çalışırken beni tutup öptü. Ne olduğunu bile anlamadım." Dedi.

   Sesi gergin ama mutlu gibiydi. "Bu kadarını beklemiyordum. Peki sonra ne oldu, yani papatyaları aldığına göre sevgili misiniz?"

   "Hayır. Onu henüz tanımıyorum. Dün niye nasıl oldu inan anlamadım. Biraz flört gibi olacak, yani birbirimizi daha iyi tanıyacağız."

   "Ağırdan alacaksınız yani. Hızı fazla mı geldi." Dedim kıkırdayarak. Suratından başka ifade geçince başka şeyler döndüğünü anladım.

             .     🍎🍬🍎🍬🍎🍬

   Kainat bütün olan biteni anlatınca sebebini anlamıştım. Aslında sekiz sene önce başına gelenlerden dolayı ağırdan almak istemekte haklıydı. Ama kalbinin içindeki sıcaklığı hissedebiliyordum. Kendi içimdekini de. Kainat bile bu kadar hızla ilerlerken ben neden ağırdan alıyordum ki.

   Kainat sıcak çikolata kupalarını toplarken ona baktım mutluydu. Üstünü değiştirip pijamasını giymişti, biraz daha laflamıştık.

   "Ben yatıyorum. Sen de cevap yaz artık, eline yapıştı telefon." Dedi.

  Telefonu elimde tuttuğumu bile unutmuştum. Kainat odasına giderken elime alıp Alper'in mesajını açtım. Tekrar okuyup yazmaya başladım. Muhtemelen uyumuştu ama yine de yazmak en iyisiydi, sabah görürdü.

  Çok isterim. :-) deyip eski usül bir gülücük koydum.

   Yatağa gitmek için ayaklanırken telefonumun mesaj sesi geldi.

   Anlaştık o zaman. ;-)  yazmıştı.

   Ne yani uyumayıp mesajımı beklemiş miydi?

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin