Aşk yemeği

9.6K 374 13
                                    

    Aradan iki gün geçmişti. Ufak tefek bakışmalala, kısa sohbetlerle geçmişti, şirketteki günler. Ara sıra mesajlarlarla tatlanmıştı.

   P. Seni özledim.

   K. Bir şey mi istediniz? Pars bey.

   P. Evet, seni. Hemen odama gel.

  K. Üzgünüm... klavyenizde bir sorun mu  var? Hangi dosyayı istediğinizi anlamadım.

   Bana işkence etmişti. Son mesajlaşma da onu benim evimde yemek yapmaya ikna etmeye çalışmakla geçmişti.

   P. Teklifimi düşündün mü?

  K. Evet. Ama bana biraz saçma geliyor... birbirimizi tanımakla, yemek ne alaka?

  P. Bak sana yüz yüzeyken de söyledim. İnsanlar birbirlerini en iyi yolda tanır. Yemek yapmakta bana göre bir yolculuk.

  K. :)

  P. Bu evet demek mi?

  K. Evet ama öğle yemeği olsun. Akşam gelemem.

    P. Gelemez misin? Gelmez misin?

   K. Pars lütfen, Akşam olmaz. :(

   P. Kainat, insanlar gündüzleri de, sevişebiliyor. Biliyorsun değil mi? :(

   K. Öğle yemeği olmazsa gelmem. Ve evet biliyorum. Bunu konuşmuştuk, lütfen bir daha açma.

   Evet konuşmuştuk. Bana sabah kahve hazırlarken arkasından sarılıp, boynunu öpmüştüm. Bir an sıçramış beni görünce rahatlamıştı. Onu öpmeye devam etmiştim. Dudaklarını iştahla öperken, elim eteğini sıyırmaya başlayınca durdurdu.

   Tamam, elimin oraya gittiğini tabi ki biliyordum. İstediğim oydu zaten. Önce şirkette, ofisin ortasında olduğumuz için durdurduğunu sanmıştım. Sonra benimle bunu ciddi şekilde konuşmuştu.

   "Kesin olarak bir ilişki başlamadan, tekrar bunu yapmak istemiyorum."

   Mecburen kabul ettim. Ama yalan söylemeyeceğim. Bana çok saçma gelmişti. Ama katlanacaktım. Sonuçta bana fazla direnemezdi, bunu o gece görmüştüm, sonunda beni sevdiğini söyleyecekti.

   Mesajımızı saati belirleyip bitirmiştik. 12.00'de burada olacaktı. Ben üstüme rahat bir eşofman ve tişört geçirmiştim. Evet yine siyah. Özellikle hafta sonunu seçmiştik. Cumartesi. Hem yarın da belki sinemaya falan giderdik. Belki akşam. Böyle şeyleri isteyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama gerçekten istiyordum. Aşağı tekrar inip telefonumdan saati kontrol etmek için tezgahın üzerinden aldım.

   Saat 12.05'ti ama benim dikkatimi çeken mesajdı.

   K. Yaklaştım. Gelirken almamı istediğin, lazım olan bir şey var mı?

   Mesajı okurken sırıttığımı hissettim. İçimde bu basit mesajla bile heyecan oluşması, beni şaşırttı.

       P. Sadede sen lazımsın. Çabuk gel acıktım. ;)

   Gönderdiğim mesaja cevap gelmedi. Tekrar tezgahın üzerine koyup, dolaptan etleri çıkardım. Dün gece marinasyonunu kendi ellerimle yapmıştım. Beraber yapacaktık, ama etin yanına haşlayacağım sebzeleri önceden çıkarıp yıkamaya karar verdim.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin