Karaca&Akrüzgar.

8.8K 341 5
                                    

   Saçlarını yüzünden çekip, iyice izlemeye başladım. Dün gece ona olanları anlattıktan ve birlikte olduktan sonra, biraz daha konuşup, evime dönmüştük. Ben onu kendi evine götürmek istememiştim. Şükür ki, o da bunu istemedi.

   Onunla, daha doğrusu bir kadınla ilk kez sarılarak uyudum. Ve bu bana çok iyi geldi. Onun beni, kalbimi, aklımı ve bütün bedenimi ele geçirdiğini hissediyordum. Şimdi eminim. Ben bu kadına deli gibi aşık olmuştum.

   Boynuna doğru bir öpücük kondurdum. Sadece huysuzlanır gibi bir ses çıkardı. Bir daha yaptığımda yine aynı tepkiyi aldım.

   "Kainat. Kalk hadi uykucu." Deyip, tekrar öptüm.

   "Ya geç uyuduk zaten, bırak uyuyayım lütfen." Küçük kız çocukları gibi söylemişti.

   "Ama saatte yeterince geç oldu. Neredeyse 11.00'e geliyor." Deyince hızlıca gözünü açıp doğruldu.

  "Ben Berkem'i aramadım." Deyip etrafına ve komadinin üstüne baktı. "Telefonum nerde?"

  "Sakin ol. Ben aradım onu, haber verdim." Dedim.

  Rahatlayıp kafasını tekrar yastığa attı.

  "O zaman beni niye kaldırıyorsun? Hem hafta sonu, bırak uyuyayım." Deyip örtüyü tekrar üzerine çekmeye çalıştı.

  Kafasına kadar çekince, tutup geri çekmeye çalıştım. Ama sıkıca tutup bırakmadı.

  "Kainat. Hadi kal. Bak kalkmazsan, ben seni başka yöntemlerle kaldırırım." Dedim gizemli bir ses takınıp.

   Örtüyü kafasından aşağı indirdi. Siyah pikenin altında, kumral saçları ve Yeşil gözleriyle çok tatlı duruyordu.

   "Hmm. Çok cazip bir teklif. Şimdi kesinlikle kalkmıyorum." Deyince ağzım açık kaldım.

   Kainat'tan bunu beklemiyordum. Çünkü bu şekilde hiç davranmamıştı. Ama onda çok hoş durdu. Üstüne çıkıp burnumu burnuna sürttüm.

   "Bende seninle biraz oynamak isterdim ama bugün çiftliğe gideceğiz. Geç kalmayalım." Deyince çarşafı tamamen indirdi.

   "Çiftliğe mi?"

  "Evet. Seni Karaca ve Şükran Sultan'la tanıştıracağım. Fırat'la eşi de orada." Dedim.

   Doğrulmaya çalışıp benim ağırlığımdan kalkmadığını görünce üstünden çekilip yanına yarı yatar vaziyette yerleştim. Oturup bana döndü.

   "O zaman benim eve gitmem lazım. Üstümü değiştirip hazırlanmak için."

   "Yolda bir mağazaya uğrarız. Duşu burda alırsın."

   "Yok olmaz öyle. Hem Berkem'e de bir bakayım." Deyince dudak büktüm.

   "Çocuk mu bu kız?"

   Gözlerini devirince ağzıma fermuar çeker gibi yapıp kalktım yataktan.

   "Sen yine de duşu burda hallet. Fazla zaman harcamayalım." Deyip çıkarken, seslendi.

  "Pars."

  "Evet."

   "Şey... Bana olabilecek bir tişörtün varsa alabilir miyim?" Deyince güldüm.

   "Sana olabilceğini sanmıyorum ama bütün tişörtler içerde, istediğini al giy." Dedim.

   Aşağı indiğimde burnuma çok güzel kokular geldi. Nezoş gelmiş, kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştı bile. Masaya baktığımda tek servis hazırladığını gördüm.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin