Küfür etsen daha iyiydi.

12.7K 416 11
                                    

   Saatlerdir kelimeleri kafamda yankılanıyordu. Önümde ki boş bardağı barmene uzattım. Neredeyse bir şişeyi içmiştim. Ama o güzel dudaklarından dökülen, o ukala laflar beynimde döndü. Barmen önümde yeni bardağı koyar koymaz tek yudumda içtim.

   "Bir tane daha."

   Barmen çocuk bana baktı ama konuşmaya cesaret edemedi. Bardağımı doldururken arkamdan tanıdık bir ses geldi.

   "Bu gece hızlıyız." Deyip derin dekolteli çok mini elbisesiyle bar tezgahına dayandı.

   "Ayık mısın? Olay falan çıkmasın yine?"

   Bana bakıp dudak büküp biraz daha yanaştı.

  "Özür diledim. Hâlâ unutmadın mı sen onu?"

   "Senin yüzünden şirket magazin haberine malzeme oldu. Nasıl unuturum."

   Feraye ara sıra takıldığım biriydi. Aslında tekrar takıldığım tek kadın oydu. Uzun boylu, silikonlu iri göğüsleri vardı. Esmer bomba denenlerden. Diğerleri gibi sevgili olduk tribine girmezdi. Ama birkaç ay önce bir şey olmuş içip, şirketin kapısın da ağlayıp camları taşlamıştı. Etraftaki insanlar video çektiği için haber olmasını engelleyememiştim.

    Barmenin yeni uzattığı bardağı ben almadan alıp, abartılı şekilde dudaklarına götürüp bana bakarak içti.

  "Özürüm sana yetmediyse biraz daha dileyebilirim." Deyip boynuna bir öpücük kondurdu.

   Aslında iyi bir fikirdi, kafam biraz dağılırdı. Sabah küfür de yemezdim. Küfür. Bana aşık olmak küfür gibiydi. Yine sinirlendim. Feraye bana iyice sokuldu. Dizini dizime sürtüp teklifini kabul ettirmeye çalışıyordu.

   "Kafan bozuk, istersen onu da düzeltirim."

    Elimi yüzüne götürüp dolgulu dudaklarında parmaklarımı gezdirdim. Kainat'ın dudaklarını yalaması fotograf flaşı gibi aklımda belirdi. Her şeyde niye bu kız geliyordu ki aklıma? Feraye'nin belinden tutup iyice kendime çektim. Tekrar bırakıp barmene bakmadan hesabı istedim.

                     🍎🍬🍎🍬🍎🍬

    Feraye"nin evine daha girmeden, öpüşmeye başlamıştık. Elimi elbisesinin arkasındaki fermuara götürüp açtım. O da ceketimi çıkardı, gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Yaptığım şeyi en az kırk kez yaptım ama kafam dağılmıyor hala, beynimde Kainat'ın sözleri yankılanıyordu. Bana aşık olmak bu kadar korkunçtu ha.

   Feraye gömlek düğmemi bitirmiş, kemerine uzanmıştı. Bir anda elini tutup ordan çektim.

   "Ne oldu?"

   "Bir şey mi içsek?" Dedim soluk soluğa.

   Bana uzaylıymışım gibi baktı. Sonra gülümseyip açık fermuarlı, siyah mini elbisesiyle, stüdyo dairesindeki açık mutfağa gidip buz dolabını açtı. Bir şişe şarap çıkardı.

  "İçki demedim. Kahve falan yok mu?"

   Ne kahvesi ya? Feraye benden daha çok şaşırmıştı, şişe elinde bana bakakaldı.

  "Pars, sen iyi misin?"

   "Evet, ne oldu ki?"

   "Bir şey içmek istedin, ben teklif etsem cevap bile vermezsin. Şarap çıkardım, kahve istedin. Hasta falan mısın?"

  Gömleğimin iki düğmesini ilikledim.

   "İşe yeni bir asistan aldım. Beni etkilemeye çalıştığını düşünüp, bunu ona söyledim. Bana aşık olduğunu söylemenin ona hakaret olduğunu söyledi." Diye bir çırpıda söyledim. Ben bunu niye Feraye'ye anlattım ki.

   Kahkaha attı. "Ne yani, buna mı kafan bozuktu?" Şarap şişesini tezgaha koyup yanıma geldi. Kulağıma doğru, "Halt etmiş, sana aşık olmak ancak gurur olur. Hem sen Pars Pusatoğlusun, onu bu söylediğine pişman edersin." Deyip kapattığım düğmeleri tekrar açtı.

   Tabi ki onu pişman ederdim. Ama artık işe gelmeyeceğini söyledi, bunu hatırlamak bile içimde korkunç bir his yarattı ama anlayamadım. Ben bunu düşünürken, Feraye kemerimi çoktan çözmüştü.

   Önce Feraye'yle ilgilenip sonra Kainat'ı düşünmeye karar verdim. Kalçasının altından kucaklayıp havaya kaldırdım ve yatak odasına doğru götürdüm.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin