Gerçekleşen hayaller

7.7K 294 2
                                    

   Bir ay sonra...

    İkinci kırmızı çizgi belirdiğinde nefesimi tuttum. Allahım bu gerçek miydi? Gözümden bir damla yaş, bu kez sevinçten düşmüştü.

   "Hayatım, hadi hazırlanmaya başla artık. Geç kalacağız."

   İçerden bebeğimin babasının sesi geliyordu. Bebeğimin babası. Fırat'a böyle seslenmeyi ne kadar çok istemiştim. Bir ay sonra Pars'ın bizim için aldığı randevuya gidecektik. Bu gün Kainat'la ikisinin düğünü vardı. Fırat, nikah şahidi olduğu için acele ediyordu. Gözümden akan yaşı silip banyodan çıktım.

   Fırat dolaptan takım elbisesini çıkarıyordu. Yatağa bırakırken mavi gözleri benim gözlerimi buldu. Gülerken bir anda suratı düştü. Hemen yanıma geldi, yanağımı avucunun içine aldı.

   "Sevgilim. Ne oldu?" Dedi.

   İstemeden birkaç damla daha yaş düştü gözümden. Testi kaldırıp ona gösterdim. Daha testteki sonucu görmemişti. Sadece testi görüp suratını astı.

   "Sevgilim... yapma bunu. Bırak artık şu testleri lütfen. Sonra böyle üzülüyorsun." Dedi, yine negatif olduğu için ağladığımı sanıyordu.

   "Bak lütfen." Dedim.

   Kara kaşları çatıldı ama alıp baktı. Suratına yayılan şaşkınlığın, yavaş yavaş mutluluğa dönüşmesini izlemek harikaydı. O kadar çok test yapmıştık ki, o kadar çok sonucu birlikte beklemiştik ki. Çıkan sonucun ne olduğunu söylememe bile gerek yoktu.

   Gülerek bana baktı. Sorguluyordu. Başımı sallayıp onayladım.

   "Evet, hamileyim. Yanış olamaz, çünkü yaptığım üçüncü test." Dedim.

   Teste bir daha baktı. Sonra yatağa atıp beni kucakladı. Havaya kaldırıp etrafında döndürdü. Sonunda istediğimiz, tam pes etmişken olmuştu. Biz bunu haketmiştik. Ben buna bütün kalbimle inanıyordum.

                       🍎🍬🍎🍬🍎🍬

    Arabayı kullanırken, dönüp sürekli Gamze'ye bakıyordum. Olmuştu. Hayallerimiz gerçek olmuştu. Baba oluyordum. Baba. Gamze'nin elini tutup öptüm. İkimizde aptal gibi sırıtıyorduk. Bu akşamın en çok gülen çifti belli ki biz olacaktık.

    Pars'ın evine girdiğimizde mutfakta, Nezoş'u garsonlara talimat verirken bulmuştuk. Ben hala Gamze'nin elini bırakmamıştım.

   "Nezoş, Pars nerede?" Dedim. Bize en tatlı gülücüğü yolladı.

   "Dışarıda, hazırlıklarla ilgileniyor."

   Salondan bahçeye açılan kapıya gittiğimiz de, çalışanlara masaları nasıl düzenlemeleri gerektiğini anlatıyordu. Küçük bir düğün istedikleri için, Pars'ın evinin bahçesinde yapacaklardı. Pars'ın en ince detaylarla ilgilendiğini görünce güldüm.

   İki buçuk ay önce, Pars, evlenecek, her hazırlığıda kendi yapacak deseler. Yatakları rahat değil herhalde, değişik rüyalar görüyorlar derdim. Yanına gittiğimizde bana kötü kötü baktı.

   "Erken geldiniz kardeşim. Nikahtan sonra gelirdiniz!" Dedi.

   Surat asmak yerine hala sırıttığımı görünce, bir şeyler olduğunu fark etti. Ona sorma şansı tanımadan Gamze'nin elini bırakıp yanına gittim.

   "Pars. Baba oluyorum Kardeşim." Dedim.

   "Fırat, yanlışın var, sen amca oluyorsun. Baba olan be..." Dedi ama lafını bitirmedi.

   Şaşırıp gülmeye başladı. Arkamda bahçe kapısının yanında duran Gamze'ye baktı. O başıyla onaylayınca, bana tekrar baktı.

   "Kardeşim!" Deyip, omuzuna almaya çalıştı. Bütün çalışanlar işi bırakıp bize döndüler.

                      🍎🍬🍎🍬🍎🍬

    Pencereden bahçedeki hazırlıklara bakarken, gördüğüm şey gerçek mi diye gözlerimi iki kez kırpıp açtım. Hala makyajı yapılan, Kainat'a dönüp, baktım. Adının Zafer olduğunu öğrendiğimiz, yakışıklı bir kuaför hala göz makyajını yapıyordu. Tekrar pencereye döndüm.

    "Kainat, Fırat'la Pars niye güreşiyor?" Dedim tekrar ona bakarken.

   Gözüne far sürmek için eğilen Zafer'i eliyle durdurup, sandalyeden başını çevirdi.

   "Ne güreşmesi?" Dedi şaşırarak. Gördüğümü görse daha çok şaşırırdı.

   "Bildiğin güreşmek işte." Dedim. Yerinden kalkıp, yanıma geldi.

    Pencereden birlikte baktık ama bu kez sadece sarılıyorlardı. Bana yan yan baktı.

    "Gerçekten az önce, Pars, Fırat'ı omuzuna almaya çalışıyordu." Omuz silkti.

   "Düğün için mutlulardır, aralarında bir espiri falandır." Dedi.

    Kainat'ın annesi içeri girip, fırçalamaya başladı.

   "Kızım düğün birazdan başlayacak. Hala makyajın bitmemiş." Kainat gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Küçük çocuk gibi yerine giderken, bu kez Gamze girdi odaya.

   Saçlarını kıvırcık yapmış, lila rengi, ipek, ince askılı, hafif göğüs dekolteli uzun bir elbise ve ona uygun renklerle hafifçe yapılmış makyajla çok güzel görünüyordu. Kainat'ın düğün hazırlıkları sırasında biraz kaynaşmıştık. Gerçi bazı konularda atışmıştık ama yine de seviyordum onu. Yüzünde garip bir güzellik, daha vardı. Hem de mutluluk.

   Kainat yerine oturmadan gidip ona sarıldı. Ben de sarılırken çenemi tutamadım.

   "Pars niye Fırat'ı omuzuna almaya çalışıyordu?" Kainat, bana gülerek bakıp, kafasını iki yana salladı.

    Gamze, Kainat'la benim elimi tuttu. İkimizde heyecanını fark ettik.

   "Ben Hamileyim." Dediğinde, mutluluktan havaya uçtuk. Gamze'nin ve Fırat'ın en çok istediği şey gerçekleşmişti. Herkesin hayali yavaş yavaş gerçekleşiyordu.

                       🍎🍬🍎🍬🍎🍬

    Kapıyı çalıp, üstümü tekrar kontrol ettim. Kapı açılınca bunu yaptığım için kendime teşekkür ettim. Beni görünce yüzü güldü, ama sonra ciddi bir tavır takındı.

   "Sen de mi davetisin?!" Dedi.

    Mürdüm rengi, yırtmaçlı, aşağı doğru bollaşan, elbisesi ve uzun kumral saçları ile çok güzeldi. O zaten hep güzeldi. Ona bakarken hala kapıda durduğumu unuttum. Tabi Berkem bu fırsatı kaçırmadı.

     "Girmiyeceksen, kapı önünde durma. Başka davetlilerde geliyor." Dedi.

   Gülüp içeri geçtim. Kapıyı kapatıp bana dik dik baktı. Bütün olanlar yüzünden hala konuşmamıştık. Hep kaçmıştı. Bu gece de Kainat'la Pars'ın gecesiydi. Bizim hikayemiz biraz bekleyebilirdi.

   "Kainat nerede?"

    "Yukarı da, Pars da yanına çıktı. Birazdan nikah için aşağı birlikte inecekler." Elimdeki pakete baktı. "O ne?"

    "Düğün hediyesi. Bu arada çok güzel görünüyorsun." Yüzü kızardı ama çaktırmadı.

   "Hı, hı." Dedi inanmıyormuş gibi. "Ben Kainat'a bakayım. Az kaldı nikaha. Sende bahçeye çık, nereye oturacağını sana görevliler gösterir." Deyip, kaçar gibi gitti.

   Ben sabırlı bir adamdım. İsterse kaçabilirdi. Benim ondan vazgeçmeye hiç niyetim yok. Bugün değilse bile, mutlaka bir yolunu bulacaktım.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin