Kıskançlık

11.8K 409 4
                                    

  "Neden?!" Dedi yine, sesi titrek ve kısıktı. Tuttuğum bileğinden nabzının hızlandığını fark edebiliyordum. Bileğini bırakıp ellerimi cebime koydum, bir adım geri çekildim.

    Bana hala şaşkın şaşkın bakıyordu. Bir an dudaklarını yaladı, ve onu öpmemek için kendimle savaş verdim. Gözlerimi tekrar gözlerine dikmeyi başardım.

   "Sen beni neden kıskandıysan, aynı sebepten." Dediğimde kaşları aşağı doğru gitti.

   Ne dediğimi anlaması birkaç saniye sürdü.

   "Ben mi sizi kıskandım? Ne zaman oldu bu?!" Dedi.

   Meydan okuma. Severim. Tekrar yaklaştım, bir adım geri gitti. Aslında uzun bir yol yoktu arkasında, on adım sonra koltuğa düşerdi. Üstüne gidebilirdim ama ağırdan almam gerekiyordu, onu korkutmak istemedim.

   "Aynı gece, benim o herifi senin yanında gördüğüm gece. Yanımda duran kadını görünce, suratının aldığı şekli gördüm. Boşuna saklamaya çalışma."

  Gülmeye başladı. Dudağını yine yalayıp birbirine bastırdı. Yapma şunu işte!

    "Ben midemi üşütmüşüm. Alkolde alınca kötü oldum. Yani yüzümün düşmesinin, sizin yanınızdaki hanımla ilgisi yok. Ayrıca onun adı Alper. Hem niye kıskanayım ki?"

  "Ben niye kıskandıysam aynı sebepten. Ayrıca o herifin adı umurumda değil." Deyip bastırdım. Kıskandığını itiraf ettirecektim.

   "Sahi, siz niye kıskandınız?!" Dedi, imayla.

    Zafer kazanmış gibi sırıttı. Ama asıl zafer benim olacaktı. Çok az kalmıştı.

   "Bence biliyorsun. Ama duymak hoşuna gidecek." Deyip yaklaştım.

Geri adım atmadı, güzel. Yutkunduğunu farke dince bakışım bu kez beyaz, uzun boynuna takıldı.

   "Ben gerçekten ne dediğinizi anlamıyorum." Deyince tekrar gözlerine baktım. Deniz yeşili gözleri itiraf etti. Ama bana o güzel dudaklardan dökülecek bir itiraf lazımdı.

    "Ben senden hoşlanıyorum. Ve senin de hoşlandığına eminim, bu yüzden beni kıskandın." Konuşmaya çalışınca parmağımı dudaklarına koydum. "Saklama, çünkü anladım. Elindeki bardağa dokunuşundan, gerilince okşadığın boynuna kadar, her şeyinle belli ettin." Daha fazla eğilmiştim ona doğru.

   Kendini yana atıp yörüngemden kurtuldu. Şimdilik!.

   "Bakın ben gerçekten o gece rahatsızdım. Ayrıca sizden hoşlanmıyorum, ya da kıskanmıyorum. Sizinde benden hoşlandığınızı sanmıyorum." Dedi tek nefeste.

   Gözlerimi kıstım. "Benim senden hoşlanmam inanılmayacak bir şey mi? Ayrıca itiraf etmesen de, ben eminim." Deyip masama oturdum.

   Önümdeki sütlaç'a uzanıp bir kaşık aldım. Ona bakarak yemeğe başlayınca, yine eli boynuna gitti.

    "Eline sağlık."

   "Bakın ben..." durdurdum.

   "Tamam Kainat, uzatmaya gerek yok. Çıkabilirsin." Dedim. Odadan çıkarken son eklememi yaptım. "Ben nasılsa beni kıskandığını ispat edeceğim." Deyince omuzunun üstünden bakıp, geri çevirdi. Başını iki yana sallayarak çıktı.

                   🍎🍬🍎🍬🍎🍬

    Nerdeyse saat, 17.00'e gelmişti. Fırat içeri, elinde dosyayla girdi.

    "Al bak bakalım." Deyip önüme bıraktı.

    İhale için vereceğimiz teklif ve nedenleri yazıyordu. Gözlerimi kısıp iyice inceledim.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin