Zamanım var.

7.1K 309 2
                                    

   El ele avm'ye girdiğimizde Kainat hala buraya Gamze'ye hediye almaya geldiğimizi sanıyordu. Ona evde söylesem kesinlikle kabul edip, buraya gelmezdi. Onunla dün gece konuşamamıştım. Ama bu akşam Gamze'nin doğum gününden erken çıkıp, onu yıldızları izlediğimiz yere götürüp, söylecektim.

   Orası ıssızdı. Bana istediği kadar bağırabilir, hata tokatlayabilirdi. Ama kaçamaz ve beni sonuna kadar dinlemek zorunda kalırdı.  Şimdilik onunla mutlu bir gün geçirmek için zamanım var. Ve ben bunun sonuna kadar tadını çıkaracaktım. Gerçi bugün onda da tuhaf bir gerginlik vardı.

  Daha önce arayıp haber verdiğim mağazaya adım atar atmaz, hoş bir kadın, satış temsilcisi -yani tezgahtar- bizi karşıladı.

   "Hoş geldiniz Pars bey, siz de hoş geldiniz Kainat hanım." Kainat'ı şaşkın ve sorgulayan bakışlarla bırakıp bana tekrar döndü. "İstediğiniz gibi size özel bir alış veriş bölümü ayarlandı. Geniş bir deneme kabini de mevcut." Diye beni bilgilendirdi.

  Kainat, ismini söylediği için, tezgahtarda tuttuğu şaşkın bakışları bozmadan bana çevirdi.

  "Biz Gamze'ye hediye almak için gelmedik mi? Niye özel bir bölüm ve deneme kabini ayarlattın." Dedi.

   Tezgahtara dönüp, "Bize bir dakika izin verir misin?" Dedim. Kadın tebessüm edip, kasaların olduğu yöne gitti. Hâlâ kapının önünde durduğumuz için önce Kainat'ı biraz kenara çektim.

   "Hayır, Gamze'nin hediyesini ben Fırat'la birlikte aldım zaten." Fırat kuyumcuyu şirkete çağırmış bende onunla bir hediye seçmiştim. Aslında onun şirkete kuyumcu çağıracağını öğrenince, o sadece kolye bakacağı halde yüzük de getirmesini istemiştim. Tabi yüzük Kainat içindi. Var olanları beğenmeyip, kişiye özel olan tasarım yüzüklerden birini seçmiştim. Özel olarak hazırlayacaklardı. Tabi bu detayı Kainat'a söylemedim. "Biz buraya sana kıyafet almaya geldik." Deyince yeşil gözlerini kocaman açtı.

  "Beni kandırdın? Benim bu akşam için elbisem var zaten. Teşekkürler." Deyip çıkmaya çalıştı mağazadan. Kolunu yakalayıp, tekrar kendime çektim.

   "Kainat lütfen. Sana bir şeyler almak istiyorum." Dedim, dayanamadığını bildiğim için biraz dudaklarımı büktüm. Kesin çocuk gibi görünüyordum. Ama işe yaradı, Kainat gülümsedi.

  "Ama gerek yok. Gerçekten, ihtiyacım yok." Diye diretti tabi yine.

   "İhtiyacın olduğu için değil, almak istediğim için getirdim. Lütfen."

   "Tamam ama sadece bir elbise." Diye uyardı.

   Surat astım ama oralı olmadı. Ben de pes ettim. "Tamam, bir elbise. Ama burdan çıkınca bana gidiyoruz, çünkü eve bu gece hazırlanman için kuaför çağırdım." Dedim.

   "İyi de niye? Yoldan geçerken beni bir kuaföre bırakabilirsin." Dedi.

   "Çünkü bugün bir dakika ayrı kalmak istemiyorum, senden." Deyince yüzü kızardı. Doğruyu söylemiştim. Çünkü bu gece beni terketme ihtimali yüksekti. Ama belki sonuna kadar dinleyince bana bir şans daha verirdi.

   Başka bir şey söylemeden, ayırttığım bölüme gittik. Çok sayıda kıyafet, ayakkabı ve çanta koymuşlardı. Oda geniş olduğu için kıyafetler daha geniş asılmıştı. Yani rahatca inceleye bilecekti. Tam ortada, Kabine bakan tarafta, kırmızı yuvarlak bir armut model koltuk vardı. Galiba bu benim içindi.

   Kainat içeri girip elbiseleri çoktan incelemeye başlamıştı. Elbiseler de bir şey arıyor gibiydi. Yeşil gözleri gülerek bana baktı.

   "Fiyat etiketlerinin olmaması da senin isteğin sanırım." Dedi.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin