Bendis ve Eresbos

32.İLKLER

İYİ OKUMALAR♥️

"Bu hayattaki en büyük hatam sana zarar verdiklerim sanıyordum. Ama en büyük hatam sana güvenmek, inanmakmış. Sana sadece teşekkür ediyorum. Değer verecekken değersiz olduğunu anladım. Çok sağol"

***

Diyerek mutfaktan çıktım. Üçer üçer merdivenleri çıkarak hızlı adımlarla Meyranın odasına girdim.

Kendi kıyafetlerimi giyindim. Odayı dağıtmadığım için sadece yatağı toplayıp, çantamı alıp çıktım. Evin kapısından çıkacağım sırada duraksadım. Boğazımda oluşan yumruyu yutkunarak gitmesini sağladım. Gözlerimin dolmasıyla hızla evden çıktım.

Dış kapıya geldiğimde korumalar önümü kesti. Evin kapısının açıldığını duyduğumda Mahir olduğunu umarak

"Mahir beyin haberi var. Açın kapıyı!" Dedim bastırarak. Adamların gözü Mahire ilişiğinde izin vermiş olmalı ki kapıyı açtılar. Hızlı adımlarla evden uzaklaştım. Gözlerimin dolmasıyla heryeri bulanık görmeye başladım. Adımlarımı yavaşlatarak kaldırıma oturdum.

Yere bakarak düşünmeye başladım. Sanki aklım durmuştu. Ellerimi kafamın iki yanına koyarak kafamı dizlerime koydum. Ve sessizce ağlamaya başladım. Hiçbir şeye anlam veremiyorum. Şuan kendime o kadar lanet ediyorum ki. Beş para etmez bir adam için ağlıyorum. Adam bile denmez. Hızla gözlerimi sildim.

Ayaklanacağım sırada telefonum çaldı. Çantadan çıkardığımda Çağlanın aradığını gördüm.

"Efendim."

"Ne yap- bi dakika senin sesine ne oldu? Ağlıyor musun yoksa?!!"

"Hasta oldum. Sesim gitti."

"Kuzuum. Ee nasılsın şimdi? Nasıl hastalandın?"

"Gelince anlatırım. Yoldayım. Şimdi kapatıyorum."

"Oo süper, tamam balım. Araba yollayım mı?"

"Gerek yok. Taksiyle gelirim. Gelince görüşürüz." Diyerek telefonu kapattım.

Telefonu çantaya atarak ayağa kalktım. Gelen taksiyi görmemle durması için elimi salladım.

Bindiğimde evin adresini verdim. Pencereyi sonuna kadar açarak gökyüzünü izlemeye başladım. Gözlerimden süzülen yaşlarla gözlerimi yumdum. Toparlanarak gözlerimi sildim.

Neredeyse yarım saat olmuştu yola çıkalı. Radyoda ay tenli kadın çalmaya başladığında duraksadım.

"R-radyoyu kapatır mısınız?" Dedim şoföre. Kafasını sallayarak radyoyu kapattı.
En sevdiğim şarkıdan artık nefret ediyordum.

Eve geldiğimde ücreti ödeyerek arabadan indim. Kapıdaki korumalar

"Hoş geldiniz Azra Hanım." Diyerek kapıyı açtılar. Onlara selam verme anlamında kafamı sallayarak içeri girdim. Eve ilerlerken çantadan anahtarı aramakla meşguldüm. Kapıyı açarak içeri girdim. Anahtarı vestiyerdeki çukur tabağa attığım da Hediye sultan sesi duymasıyla şaşkınca mutfaktan çıktı.

"Aaa hoş geldin Azra kızım." Dedi beni görmesiyle.

"Hoş buldum Hediye sultan." Diyerek karşılık verdim. Çağlayı ortalarda göremediğim için Hediye ablaya sordum.

"Çağla nerede?"

"Çağla yukarda kızım." Dedi.

"Çağla." Diye bağırarak salondaki tekli koltuğa oturdum.

Hızlı adımlarıyla merdivenleri indi. Koşarak yanıma geldi. Ayağa kalkarak sarılmasına karşılık verdim. Kafamı boynuna gömdüm. Boğazımdaki yumruya karşı çıkamayarak göz pınarlarımda ki zorla tutulan göz yaşlarımın akmasına izim verdim. Çağla boynunun ıslandığını hissetmesiyle geri çekildi.