45.ÜZGÜNÜM KALBİM

12 3 5
                                    

İYİ OKUMALAR♥️

"Bende özledim." Diyerek. Bütün bakışlar şaşkınlığa dönüşerek beni buldu. Yüzümü mutluluk kapladığında koşarak onlara sarıldım.

***

Uzun bir hasret gidermenin sonucunda akşam yemeği için masaya geçtik. Tahminimdeki gibi menüde Çağla ve benim en sevdiğimiz yemekler vardı. Neredeyse ikimizde aynı yemekleri seviyorduk.

Yemek arasında da sohbet ederek masadan kalktık. Babamlar oturma grubuna geçerken Hediye abla kahve isteyip istemediğimizi sordu.

"Ben istemiyorum Hediye abla. Vakit çok hızlı geçiyor gece olmadan kabristana gitsek iyi olacak." Dedim annemlere dönerek.

"Tabi kızım gidin." Dedi annem. Bakışlarımı babama çevirdiğimde kafa salladı. Merdivenlere yöneleceğim sırada

"Çok geç kalmayın" Dedi babam.

"Tamam" Diyerek merdivenlere yöneldim. Evde hiçbir değişiklik yoktu.

Odama girdiğimde hala bıraktığımız gibi duruyordu herşey. Odayı incelemekle daha fazla vakit kaybetmeden gardırobun önüne geçtim.

Altıma siyah kot pantolonumu geçirip üzerimede kısa siyah kazağımı giyindim. Azıcık karnım gözüküyordu. Şeffaf kemerimi de taktığımda koyu gri kot ceketimi alıp çıktım. Çağla da kısa sürede üzerini değiştirip aşağı geldiğinde siyah spor ayakkabılarımı giyinip çıktım. Dışarısı yağmur sonrası toprak kokusuyla dolmuştu. Ama hala yağmur atıştırıyordu.

"Yürüyerek gidelim." Diyerek kapıya yöneldim.

Kabristan siteden biraz uzaktaydı. Sitenin arkadaki kapısından çıksak yolumuz kısalırdı. Ama ordan gidersek Mahirin evinin önünden geçmiş olacaktık.

"Arkadan gidelim. Bu yol çok uzun." Diyen Çağlaya döndüğümde korkumu belli etmeden 'tamam' anlamında kafamı sallayıp geriye döndüm. Ayaklarımın titremesi soğuktan değil korkudan olduğunu biliyordum. Gece vakit karşılaşmazdık herhalde.

Evlerine yaklaştığımızda tedirginlik gittikçe şiddetleniyor titrememe sebep oluyordu. Karşıya geçmek için kafamı yerden kaldırmamla olduğum yerde kaldım.

Evlerinde tam ortada bir çift ve etraflarında insanlar dans ediyordu. İnsanlardan dolayı dans eden çifti seçemiyordum. Önünü döndüğü sırada hızla kafamı yere eğip karşıya geçtim. Kim olduğunu anlayamamıştım. Ama o Mahirdi bundan emindim.

"N'apıyorsun Azra çarpılacaktın arabaya!!" Çağlanın bağırmasıyla irkildim. Söylediğini umursamadan yürümeye devam ettim.

Yol boyu Çağlanın öfkesine maruz kalmıştım. Buğranın mezarını bulduğumuzda dolan gözlerimi daha fazla tutamadan akmasına izin verdim. Mezar taşına oturarak ellerimle toprağı okşamaya başladım. Onu çok özlemiştim. Onun özlemini az da olsa Mahir gideriyordu. Ama artık o da yok. Bu acıya mahkumdum sanki.

Sessiz ağlayışım şiddetini artırarak ses çıkarmaya başladı. Kafamı toprağa yaslayarak seslice ağlamaya devam ettim. Solumdaki tarifsiz acıyı haykırmadan atamazdım.

Ağlayışım bağırışlara dönüştüğünde Çağla sakinleştirmek için beni kaldırmaya çalışıyordu. Bir an da kendi isteğimle kalkıp kabristandan çıkmak üzere yürümeye başladım. Göz yaşlarımı silerek kabristandan çıktığımda eve doğru yürümeye devam ettim. Adımlarım gittikçe hızlanıyordu. Kısa sürede Mahirlerin evine geldiğimizde kafamı yerden ayırmadan yürümeye devam ettim.

Eve yaklaştığımızda adımlarımı yavaşlatarak düşünmeye başladım. Korkmak bana göre değildi. Belkide Mahir kadar kötü birini sevmekte bana göre değildi. Onu deli gibi özlemiştim. Ama onu her ne şekilde görsemde düşmemeliyim. Ondan gelecek olan zarara alışmıştım. Ondan gelmeyecek olan iyilik olmadığını da kabullenmiştim çoktan.

Bendis ve Eresbos Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin