★55- Wrong Person★

228 19 178
                                    

Biraz yorumlardan biraz medyadaki posttan ilham alarak yazdığım hikaye.
Umarım beğenirsiniz!
•••

Zaman: 6×04 Sonrası

Bellamy derin bir nefes alıp Madi ile konuşan Clarke'a baktı.

Şuan yapabilir miydi?

Echo'dan ayrılalı 1 hafta olmuştu ve Clarke'a onu sevdiğini itiraf edebilmek için doğru vakti kolluyordu.

Kocaman bir gülümsemeyle Madi'ye bakan Clarke'a yaklaştı. "Mutlu olmak sana yakışıyor." Dedi kendini durduramadan. Bunu söylememeliydi. Yanaklarının kızardığını fark etti.

Clarke'ın yüzündeki gülümseme onun kızarması ile büyüdü.

Bellamy de utangaçlığı bir kenara atıp onunla birlikte gülümsedi.

Clarke'ın gerçekten gülümsediğini 6 yıldır hatta neredeyse 130 yıldır görmemişti. Fakat içinden bir ses bu gülümsemenin farklı olduğunu söylüyordu.

Bir anda gözlerinin önüne gelen Birlik Günü'ndeki gülümseme ile aynı değildi.

Kendi kendine bunun normal olduğunu söyledi. Birinin gülümseyişi illaki değişebilirdi. Heleki 6 yılda kesinlikle değişebilirdi.

"Clarke biraz konuşabilir miyiz?" Dedi Bellamy kafasındaki düşünceleri bir kenara atıp.

Mavi gözlü kadın kaşlarını çattı. "Zaten konuşuyoruz?" Dedi anlamadığını belirterek.

Bellamy onun anlamamasına şaşırdı. Genelde söylediği en ufak şeyin bile arkasındaki şeyi anlayan Clarke bunu mu anlamamıştı? Fakat kadının dalgınlığına geldiğini düşündü ve boşverdi.

Bellamy gözleriyle etraftaki insanları işaret etti. "Baş başa..." Dedi fısıltıya yakın bir sesle.

Clarke hızla etrafa bir göz atıp başıyla onayladı.

Dışarı çıktılar ve kimsenin olmadığı bir yer bulana kadar sessizce yürüdüler.

En sonunda yalnız kalabildiklerinde Bellamy konuşmaya başladı.

"Clarke bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama... Direk konuya dalacağım. Clarke seni seviyorum." Dedi hızla.

Ardından daha kızın tepki vermesine vakit vermeden dudaklarını onunkilerle birleştirdi.

Sarışın kadının karşılık verdiğini fark ettiğinde içindeki mutluluğa ve kalp atışlarının hızlanmasına engel olamadı.

Ayrıldıklarında kadının mavi gözlerinin içinde şeytani bir parıltı gördü. "Ne kadar tatlı..." Dedi Clarke alayla.

Bellamy'nin kaşları çatıldı. Gözlerinin dolduğunu hissetti.

Yıllardır sevdiği kız onun aşkıyla alay mı ediyordu?

Clarke alayla göz devirdi ve ukalaca konuştu. "Ah ağlama lütfen. Bu sadece sinir bozucu."

Bellamy kalbinin boğazında attığını fark etti.

Clarke'ı yıllardır tanıyordu ve böyle sözler söylemeyeceğinden adı kadar emindi.

Diğerleriyle birlikte izledikleri görüntü bir anda kafasında canlandı. Ve sonra Clarke'ın verdiği tepki...

Clarke'ı da ev sahibi olarak mı kullanmışlardı?!

Bu ihtimal ile gözleri büyüdü.

Ellerini sarışın kadının boğazına sıkıca doladı.

Kadının boğazını sıkarken sordu. "Kimsin sen?"

Sorusunu tekrar edeceği anda bir iğnenin ona saplandığını fark etti.

Hissizleşirken ağır çekimde yere düştü.

Kafası yerle çarpıştığı anda zonklamaya başlamıştı fakat hareket edemiyordu. Öylece yerde yatmaktan başka bir şey yapamıyordu.

Kadının onun yüzüne doğru eğildiğini fark etti. Yüzünü buruşturup Bellamy'nin yüzüne düşen kıvırcık saçları arkaya atarken konuştu. "Josephine Lightbourne, memnun oldum."

•••

400 Kelime

Kısaydı ama içime sindi bu bölüm benim.

Umarım beğenmişsinizdir.

Sizden bol bol yorum bekliyorum.

Iyi günler! 💙

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin