☆46- Everything☆

235 20 64
                                    

Zaman: 6×13 Sonrası

Bellamy, Madi'nin elini tutmuş yürüyen sarışın kadına acıyla baktı.

Madi için, diğerleri için güçlü durmaya çalışıyordu. Her zamanki Clarke...

Fakat acısı yüzünden belli oluyordu. Annesini kaybetmişti...

Clarke'ın gözleri ile gözleri buluştuğunda hızla kıza doğru yürümeye başladı.

Clarke'ın göz yaşlarınının ceketini ıslattığını hissediyordu.

Sanctum insanlık için son çare olabilirdi. Fakat bu bunun çok acımasız olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Sanctum onları kurtarmış olabilirdi. Fakat bunun bir bedeli vardı.

Ödüyorlardı.

Clarke'ı Sanctum'a geldikleri günden beri tam 2 kere kaybetmişti. Ve şimdi kollarının arasındaydı ve ona sımsıkı sarılabiliyordu.

"Burada kalamam..." Dedi Clarke'ın acı dolu sesi.

Bellamy'nin yüzü korkuyla gerildi. Geri çekilip kızın yüzünü avuçları arasına aldı.

"Hayır, beni tekrar terk etmeyeceksin..." Dedi Bellamy korkuyla.

"Bell-"

"Clarke, hayır." Dedi Bellamy net bir sesle.

"Tekrar buluşabilme dileğiyle." Dedi Clarke gözlerinden bir hüzün dalgası geçerken.

"Clarke," Bellamy acıyla yalvardı.

"Bellamy," Dedi Clarke gözlerinden yaşlar süzülürken. "Seni de kaybedemem..."

Bellamy baş parmağıyla kızın göz yaşını sildi. "Kaybetmeyeceksin, buradayım prenses..."

'Prenses...' bu laf Clarke'ın içini ısıttı.

Zorla gülümsemeye çalıştı fakat başarısız oldu.

"Sevdiğim herkes ölüyor..." dedi Clarke burnunu çekerek. "Babam, Wells, Finn, Lexa, benim..." yutkundu. Devamını getirmek neden bu kadar zordu? "Benim annem..." Dedi kendini zorlayarak.

Göz yaşları hızla süzülmeye devam etti. "Ailemi kaybettim, hiç kimsem kalmadı..."

Bellamy başını iki yana salladı. "Bu doğru değil. Ben ve Madi varız... Biz bir aileyiz, sen benim ailemsin..."

Clarke ağlamaya devam etti. "Denedim, daha iyi biri olmayı denedim. Yemin ederim... Ama sonra annemi kaybettim..."

Bellamy göz yaşlarının akmaması için direndi.

"Bana buna değdiğini söyle. Söyle! Bana doğru olduğunu söyle!" Dedi Clarke çaresizce.

"Başardın. Daha iyisini yaptın. Buna inanmalısın." Dedi Bellamy.

Clarke'ın hıçkırdı. "Acıyor Bell..."

"Biliyorum." Diye fısıldadı Bellamy onu sımsıkı sararken.

"Gitmeme izin verme." Dedi Clarke hıçkırarak başını Bellamy'nin omzuna gömerken.

"Gitmene izin vermeyeceğim prenses... Bir daha hayır..."

Bellamy kollarını sımsıkı sardı.

Sanki onun parçalarına ayrılmasına engel olabilecekmiş gibi,

Sanki onu tekrar terk etmesine engel olacakmış gibi.

Çünkü ister inansın, ister inanmasın, her terk edişten sonra ve her seferinde onsuz yaşamak zorunda kaldığında bile onu seviyordu.

Ve ona sarılmaya devam etti çünkü sevdiği kadını acı içinde görmek onda fiziksel bir acı yaratmıştı.

Clarke ise sanki onu kaybedecekmiş gibi, bir daha göremeyecekmiş gibi sarıldı sevdiği adama.

Çünkü annesi gitmişti. Sevdiği insanlar gitmişti.

O ve Madi dışında...

Ona sarıldı çünkü o onun geriye kalan her şeyiydi...

•••

376 Kelime

Biliyorum kısaydı ama affedin.

Okuduğum yabancı bir Bellarke kurgusundan esinlenerek yazdım.

Hakkını helal etsin yazarı xjsndn

Neyse herkese iyi geceler,

Görüşürüz!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin