☆58- Anomaly☆

210 21 104
                                    

Zaman: 6×10 Sonrası
Not: Anomali'nin böyle çalışmadığını biliyorum ama bu detayı boşverin.

Bellamy uyuyan Clarke'a baktı.

Sarışın kızın sadece saatler önce ölü olması gerçeği hala onu korkutmaya yetiyordu.

Kafasında yüzlerce soru vardı.

Ya hala Josephine ise ve Clarke gibi davranıyorsa?

Ya bu Josephine'in bir oyunuysa?

Ya Clarke öldüyse?

Bunlar gibi yüzlerce soru yüzünden gözüne bir türlü uyku girmiyordu.

"Josephine gitti, bundan emin olabilirsin." Gabriel sesindeki acıyı gizlemeye çalışarak konuştu.

Bellamy bakışlarını ona çevirdi. "Yine de hala korkutucu..." Başını öne eğerek mırıldandı.

"Uyumalısın. Merak etme ona bir şey olmayacak." Gabriel uyuyan Clarke'a bakarak konuştu.

Bellamy Clarke'a son kez bakıp ayağa kalktı. "Biraz hava alacağım."

Ardından dışarı çıktı.

O sırada bir gücün onu çektiğini hissetti.

Daha kendine engel olamadan bir robot gibi ilerlemeye başladı. Sanki bir güç onu sürüklüyordu.

En sonunda durduğunda yeşil bir portaldan birkaç metre uzaktaydı.

Portaldan sesler geldiğini duydu.

Kaşlarını çatarak ilerledi. O ilerlerken sesler netleşiyordu.

"Bellamy... Bugün Praimfaya'nın üzerinden 89 gün geçti. Biliyorum 89 gün sizi beklemem gereken 5 yılın yanında bir fasulye tanesi kadar ama... Ama yine de her an gökyüzüne bakıp aşağı inmenizi bekliyorum."

Bellamy şok olmuş bir şekilde yeşil portala baktı.

Bu dinlediği şey Clarke'ın 6 yıl boyunca ona gönderdiği telsiz çağrılarından mıydı?

Ses kısa bir süreliğine gitti. Fakat sonra daha acı bir tonda ve daha kalın bir sesle devam etti.

"Bellamy... Bugün Praimfaya'nın üzerinden tam 730 gün geçti. 2 yıl... Bana göre 20 yıldan beter tabi. Madi şuan uyuyor, uyumadan önce prensesin şövalyesinin hikayesini dinledi." Kıkırdadı. "Umarım geri döndüğünüzde de prensesin şövalyesi olmaya devam edersin Bell."

Ardından ses kesildi.

Bu sefer yeşil portaldan hıçkırık sesleri geliyordu.

Bellamy'nin anında gözleri doldu. Clarke'ı geride bıraktıkları 6 yılın Clarke açısından nasıl geçtiğini hiç düşünmemişti.

"Artık dayanamıyorum Bell..." Bir hıçkırık sesi daha geldi. "Günlerdir çölde yürüyorum ve bu hiçbir yere varmayacak... Eğer seni bir daha göremezsem." Derin bir nefes aldı. "Seni seviyorum."

Ardından ses tamamıyla yok oldu.

Bellamy göz yaşlarının süzüldüğünü hissetti.

Clarke onu sevmişti...

Bellamy şimdi Echo ile ilişkisini öğrendikten sonra Clarke'ın davranışlarının değişmesinin nedenini şimdi daha iyi anladı.

Bellamy Clarke'ı sevmişti, hiç kimseyi sevmediği kadar. Ama onu kaybettiğinde yerini Echo ile doldurmuştu.

Belki bunu yapmasaydı şimdiye kadar bir araya gelmiş olabilirlerdi.

O sırada arkasından bir ses duydu. "Demek Anomali'yi buldun."

Bellamy arkasını döndü ve Anomali dediği şeye bakarak konuşan Gabriel'a baktı.

"En korktuğun şeyi gösterir ya da..." Gabriel derin bir nefes aldı.

Bellamy onun sözünü tamamladı. "Ya da en çok istediğin şeyi." Kısık ama Gabriel'ın duymasına yetecek bir sesle söyledi.

Gabriel başıyla onayladı. "Bazen Josephine'in şarkıları çalmaya başlıyor." Yüzünde acı bir gülümseme vardı.

Gabriel'ın bunu demesi ile eş zamanlı Anomali'den "Gabrieeeel!" Diye tekrar eden şarkı çalmaya başladı.

Bellamy başını öne eğdi.

Ardından Clarke'ın uyuduğu yere doğru ilerledi.

Clarke'a onu sevdiğini söyleyemezdi ama onu yakınında tutmak istiyordu.

Echo ile sevgiliydi, bunu yapması yanlış olurdu. Onu yıllardır seven kadına bunu yapamazdı. O onu sevmese bile olmazdı.

Ama her şey bittiğinde; Echo'dan ayrıldığında; Clarke ile sevgili olabilecekti.

Sadece en içten şekilde o günün bir gün gelecek olmasını diledi.

Ardından masaya yaslanıp huzur içinde uyuyan sarışın kızı izlemeye başladı...

•••

En klasiğinden 500 kelimelik bir bölüm.

Sizden bol bol yorum rica edeceğim, 58 bölümdür okuduğunuz yazarcığınızı kırmazsınız bence.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Hepinize iyi geceler/günler!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin