☆34- I Didn't Say☆

290 22 87
                                    

Zaman: 6×05
Yer: Sanctum

Bellamy Clarke'ın gittiği yöne doğru ilerliyordu. Bugünlerde Clarke çok garip davranıyordu.

Ve insanları öldürüp başka bir ruhu onlara koyma fikrini izledikten ve Clarke'ın tepkisini gördükten sonra içini bir korku kemirip duruyordu.

Ya Clarke'ı da öldürmüşlerse?

"Clarke, biraz konuşabilir miyiz?" Diye dünya diliyle seslendi Clarke'a. "Yalnız başımıza, şimdi." Diye de ekledi.

Clarke ona dönüp bu sıralar hep yüzünde olan garip şeytani gülümsemesinden bahşetti.

Bu gülümseme de Bellamy'nin korkmasına neden olmuyor değildi.

İkili içeri girdiler.

Clarke gözlerini kısarak sordu. "Sorun ne?"

"Sorun burası." Dedi Bellamy. (Buraları çok temiz sallıyorum cjwjjfjej)

"Burada bir sorun yok. İnsanlar mutlu." Dedi Clarke garip bir ses tonuyla.

"İnsanları öldürüyorlar." Dedi Bellamy sinirle.

"Bunlar dünyada da olan şeylerdi. Söylesene hiç onların yüzünü görüyor musun?" Dedi Clarke yine gözlerini kısarak.

Bellamy yutkundu. Şüpheleri gittikçe haklı çıkmaya yaklaşıyordu. "Görüyorum, hem de her gün." Dedi. Ardından dünya dilinde devam etti cümlesine. "Öldürdüğüm insanların hepsini görüyorum. Her gün. Ama rüyamda..." Bir süre sustu. Ardından normal bir şekilde devam etti. "Boş ver." Sahte bir gülümseme takındı yüzüne. "Hatırlıyor musun, sana aşkımı itiraf ettiğim anı?"

Clarke'ın kaşları çatıldı. Ardından hemen düzeldi. "Ah tabi, nasıl unutabilirim ki?"

Bellamy sertçe kıza doğru ilerleyip kızın boynun sıktı. "Yalan söylüyorsun! Bunu ona hiçbir zaman itiraf etmedim! Kimsin sen?"

Clarke görünümünde ki kişi cebinden çıkardığı iğneyi Bellamy'nin boynuna sapladı.

Bellamy yere sırt üstü düştüğünde ise oğlanın üzerine eğilip konuştu. "Josephine Lightbourne. Memnun oldum."

•••

Zaman: 6×07
Yer: Clarke'ın Beyni

Monty ve Clarke yan yana bir kapının önünde duruyorlardı.

Kapının arkasından yüzlerce ses geliyordu. Clarke kapıya bakarak konuştu. "Burası Josephine'in beyin alanı. O kontrol ediyor."

Monty gözlerini kapıdan ayırmadan konuştu. "Ne yapacak ki? Seni mi öldürecek?"

Ikili birbirine bakıp gülümsedi.

Ardından Clarke uzanıp kapıyı açtı.

Ağır adımlarla içeri girdiler.

Kocaman bir kütüphaneydi burası.

Monty şaşkınlıkla konuştu. "230 yıllık bir hafıza."

Ikili kitaplara bakarken kütüphane deprem oluyormuşçasına sallanmaya başladı.

Monty iç çekti. "Iyi haber şu ki... Bedenini burada ektileyebiliyoruz." Tekrar iç çekti. "Kötü haber şu ki... Josephine bunu anlayabiliyor gibi..."

Monty raflara doğru ilerlerken konuştu. "Hadi gel. Kullanabileceğimiz bir şey bulalım."

Clarke da arkasından raflara doğru ilerlemeye başladı.

Ikili farklı koridorlara girdiler.

Clarke temkinli adımlarla kitaplara yaklaştı. Ardından fark ettiği detay ile Monty'e ithafen konuştu. "Hepsi kronolojik sırada."

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin