☆40- Lost (Modern AU)☆

229 19 116
                                    

"Abby Griffin'in katili yakalandı. Kızı Clarke Griffin katilin en ağır cezayı alması için savaşmaya devam ediyor."

Bellamy arkadaşı John'un ona dinlettiği habere göz devirdi.

"Ne demeye çalışıyorsun Murphy? N'apabilirim bir kati hapisten kaçtıysa?" Dedi omuz silkerek.

"Bu kızın işini bitireceksin. Bizim adamımızı tutuklattı. Reddetmeye kalkışma! Pike bu görevi yapmak zorunda olduğunu söyledi."

"Böyle bir şey olmayacak!" Dedi Bellamy sinirle.

İtinayla kızın onun için olan öneminden bahsetmekten kaçıyordu.

"Yoksa sevgili kız kardeşin Octavia ölür." Deyip oradan uzaklaştı Murphy.

Bellamy sıkıntıyla alnını ovdu.

Karısını öldüremezdi!

Flashback

Bellamy heyecanla sevgilisinin önünde diz çöktü.

Ellerinin titremesine rağmen cebinden yüzüğü çıkardı.

Clarke şaşkınlıkla ona bakıyordu.

Şaşkınlığının bir sebebi de bulundukları yerdi.

Clarke bir dedektifti ve Bellamy de bir katildi. Birlikte bir çok şey yaşamışlardı ve aşık olmuşlardı.

Şuan bulundukları yer ise Clarke'ın incelediği bir cinayetin işlendiği yerin önüydü.

"Bellamy ne yapıyorsun?" Dedi Clarke endişeyle etrafa bakarak. "Bir suç mahallinin önünde diz çöküyorsun!"

"Yanlışın var dedektif. Sevdiğim kadının önünde diz çöküyorum." Yüzük kutusunu açıp devam etti. "Benimle evlenir misin Clarke Griffin?"

"Bell-"

"Biliyorum çok saçma sapan bir durumdayız. Ama seni seviyorum!"

"Sadece evet diyecektim."

Flashback End

Bellamy evinin kapısını sessizce araladı. Saat geç olmuştu. Clarke uyuyor olmalıydı.

Karanlık evde odalarına ilerledi.

Odaya girdiğinde yüzünde bir gülümseme oluştu. Clarke tahmin ettiği gibi uyumuştu.

Eğilip kızın yüzünü örten saçı kulağının arkasına attı.

O sırada hemen yanda duran kağıt gözüne çarptı.

"Yarın akşam 8'e kadar vaktin var Blake.

-Pike"

•••

Bellamy gözlerinden yaşlar süzülürken saate baktı.

19.50

10 dakika içinde karısını öldürmezse kardeşi ölecekti.

Bellamy'nin hayatında en çok değer verdiği iki kadın.

Bellamy başını kaldırıp film izleyen Clarke'a baktı.

Ardından gözleri doğal gaz borusuna kaydı.

En insaflı yöntem buydu.

Ama yapmalı mıydı?

Kardeşi ve karısı arasında bir seçim yapabilecek miydi?

O sırada telefonu çaldı.

Octavia'ydı.

"Selam büyük kardeş! Sana bomba haberlerim var! 1.'si atandım! Sonunda öğretmenlik yapabileceğim! 2.'si bugün Lincoln beni yemeğe çıkaracak ve daha da heyecanlıyım! Clarke'ı bana yolla. Elbise seçmeme yardım eder."

Bellamy daha bir şey diyemeden telefon kapandı.

Bellamy'nin gözünden bir damla daha yaş süzüldü.

Clarke onun her şeyiydi.

Onsuz yaşayamazdı.

Aklına gelen şeyle derin bir nefes aldı.

Hızlıca boruyu patlattı.

İkisi birlikte ölecekti.

Ardından her şeyden habersiz olan Clarke'ın yanına ilerledi.

Yanına oturup onu kolları arasına aldı. "Hadi senin ev sevdiğin filmi izleyelim prenses."

•••

368 Kelime

Bölüm kısaydı biliyorum ama lütfen lütfen lütfen lütfen bol bol yorum yapın.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir!

Baay!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin