☆44- She is not Clarke...☆

231 18 86
                                    

Zaman: 7×13 Sonrası

Bellamy gözlerini açtığında bembeyaz bir odada buldu kendini.

En son ne olduğunu hatırladığında gözleri doldu.

Clarke onu vurmuştu.

Etrafına biraz daha dikkatli baktığında Bardo'da olduğunu anladı.

Buraya nasıl gelmişti?

En son öldüğüne çok emindi ama şuan yaşıyordu.

Ayağa kalktı.

Tam kapıyı açacakken başka biri kapıyı açıp içeri girdi.

Cadogan'dı bu.

"Shepherd?" Diye sordu Bellamy şaşkınlıkla.

Cadogan gülümsedi. "Biraz konuşalım mı Bellamy?"

Bellamy başıyla onayladı.

Az önce Bellamy'nin yattığı sedyenin üzerine oturdular.

"Senin için acı olmalı..." dedi Cadogan gülümseyerek.

Bellamy kaşlarını çatarak baktı. "Acı olan nedir öncüm?" Diye sordu merakla.

"Seni vuran kişinin sevdiğin kadın olması." Dedi Cadogan.

Bellamy şaşkınca konuştu. "Se-sevdiğim kadın mı? Öncüm benim sevdiğim kişi Echo ve onun vurmadığına eminim."

"Kendini kandırma Bellamy. Clarke'ı sevdiğin her yanından belli. Echo ile konuşurken ki düz bakışlarının aksine Clarke ile konuşurken dolan gözlerin, Clarke'ı kurtarmak için çabalaman, onu gördüğün anda yüzüne yayılan gülümseme... Her yönden belli ediyorsun." Dedi Cadogan sırıtarak.

Bellamy bakışlarını kaçırdı.

"Haklı olduğumu biliyorsun Bellamy." Dedi Cadogan.

Bellamy derin bir nefes alıp Clarke'ın yüzünü gözlerinin önüne getirdi. Bu bile gülümsemesine yetmişti.

Fakat sonra aklına Clarke'ın onu vurduğu gerçeği geldi. Gülümsemesi anında soldu.

"Beni kurtardığınız için teşekkür ederim." Dedi düz bir ifadeyle.

Cadogan konuştu. "Clarke seni asla vurmazdı Bellamy."

Bellamy omuz silkti. "Ben de öyle zannediyordum. Ama demek ki bana o kadar değer vermiyormuş. Onun için önemli olduğumu söylerken, onun ailesi olduğumu söylerken yalan söylüyormuş."

Cadogan kaşlarını kaldırdı. "Bundan emin misin?"

Bellamy güldü. "Beni vurdu. Bunun başka nasıl bir açıklaması olabilir ki?"

Cadogan derin bir nefes aldı. "Seni Clarke vurmadı Bellamy. Josephine Lightbourne vurdu."

Bellamy'nin kaşları çatıldı. "Ne? Josephine öldü. Bunun imkanı yok."

"Üzgünüm Bellamy. Ama Josephine değil Clarke öldü. Bunca zamandır numara yapıyordu." Dedi Cadogan.

Bellamy'nin gözleri doldu. "Şa-şaka mı bu? Hayır hayır... Olamaz. Clarke yaşıyordu, hala yaşıyor. Eminim!"

"Üzgünüm Bellamy ama Clarke öldü. Clarke'ın beynini incelerken anılarından onun Josephine olduğunu anlamıştık. Ve şuan arkadaşların Josephine'i Clarke zannediyorlar, Josephine onları her an oyuna getirebilir. Arkadaşlarına yardım et." Deyip ayağa kalktı Cadogan.

•••

Bellamy daha onu fark etmemiş arkadaşlarına baktı.

Clarke görünümündeki Josephine Gaia ile konuşuyordu. Bellamy ona kötü bir bakış attıktan sonra kardeşine döndü.

Ayaklarını yere sertçe vurarak herkesin onu fark etmesini sağladı.

Onu gören herkes şok olmuştu.

Octavia koşarak ağabeyine sarıldı.

Bellamy bundan önceki sarılmalarının aksine bu sefer kollarını kız kardeşine sımsıkı doladı.

Octavia geri çekildiğinde gözleri dolu doluydu. "Yaşıyorsun..."

Bellamy gülümseyerek başını salladı. Ardından kız kardeşinin kulağına eğilip bir şeyler fısıldadı.

Octavia'nın yüz ifadesi bir anda değişti.

Kaşları çatıldı, gözleri doldu. Fakat kimseye çaktırmamalıydı.

Gülümseyerek çekildi.

Bellamy tüm arkadaşlarına sarılıp kulaklarına aynı şeyleri söyledi.

Hepsi hem şaşırmış hem üzülmüştü.

Gaia Clarke'ın bedenindeki Josephine'e arkadan yaklaştı. Bacaklarına bir tekme atıp sarışın kızı dizlerinin üzerine düşürdü.

"Ne oluyor be?" Diye bağırdı Josephine.

Raven sinirle konuştu. "Sana gerçekten inandığımıza inanamıyorum!"

Gaia korkuyla sordu. "Clarke öldü mü?"

Josephine sinirle bir kahkaha attı. "Ah, ne kadar güzel! Yakalandım!" Bellamy'e dönüp güldü. "Senden kurtulduğumu zannetmiştim. Çünkü Clarke olmadığımı anlayabilecek tek kişi sendin! Evet arkadaşınız bu sefer gerçekten öldü! Artık ona 'bizi kurtarmak için adam öldürdün!' diye kızamayacaksınız. Ne dramatik değil mi?"

Herkes sinirle Josephine'a bakıyordu.

"Gerçekten ona değer veriyormuş gibi bana kızmayı kesin. Ona gerçekten söylediğiniz son şeyleri düşünün! Sizden kurtuldu. Tabi siz de ondan kurtul-"

Bellamy sinirle silahının kabzasını kızın kafasına vurdu.

Josephine bayılırken Bellamy gözlerinden yaşlar süzülerek sevdiği kadının baygın/ölü bedenine bakıyordu.

Octavia ağabeyine hüzünle bakıp ona sımsıkı sarıldı.

Bellamy de kardeşini sımsıkı sararken gözlerini kapattı...

•••

562 Kelime

Umarım bölümü beğenmişsinizdir!

Hadi baaay!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin