★61-Power (SBSV AU)★

197 23 62
                                    

Youtube'da uzun zaman sonra gördüğüm bir SBSV bölümü sonucu yazdığım bölüm.

Hadi iyi okumalar!

•••

Clarke Griffin karanlık sokakta ağlayarak yürüyordu.

Sırtındaki çantanın içi açıktı ve birkaç defter çoktan yeri boylamıştı.

Yürüdüğü sokaktaki sokak lambalarının ışıkları gidip geliyordu ve Clarke ilk defa bundan rahatsızlık duymuyordu.

Elektriği kontrol edebiliyordu.

O ana kadar her zaman gücünü kontrol etmeyi başarabilmişti. Fakat Finn denen o çocuk onu tüm sınıfın önünde rezil ettiğinde kendine hakim olamamış, Finn'e herkesin önünde elektrik vermişti.

Okuldan çıkmadan önce duyduğu son şey Finn'in kalbinin durduğunu söyleyen Raven'ın dehşet dolu sesiydi.

O sırada 40'lı yaşlarda bir adam Clarke'ın yanına geldi. "Sen iyi misin?" Telaşla sordu.

Clarke tam cevap verecekken adam elini Clarke'ın koluna koydu ve bir çığlık ile beraber yeri boyladı.

Clarke gözlerinden yaşlar süzülürken adama bakıp titreyen sesiyle bağırdı. "Özür dilerim! Ço-çok özür dilerim!"

Ardından ağlayarak koşmaya başladı. Koşarken "Özür dilerim." Cümlesini tekrar edip duruyordu.

Aklında yüzlerce soru vardı.

Finn ölmüş müydü?

Az önceki adam ölmüş müydü?

Clarke bir katil miydi?

Bu lanet güçlerin ona bir faydası olduğunu görebilecek miydi?

Gökyüzünde bulutlar ayın önünü tamamıyla kapatmıştı ve ay ışığına dair bir iz yoktu.

Gökyüzü tamamıyla karanlıkken Clarke'ın yönünü aydınlatan tek şey güçleri sayesinde ikide bir yanıp sönen sokak lambalarıydı.

Koşarak sokaktan döndüğünde neredeyse biri ile çarpışıyordu.

Neredeyse birini daha öldürüyordu...

Oğlan son anda geri çekilip çarpışmadan kurtulmuştu.

Kaşlarını çatarak Clarke'a baktı. "Iyi gözükmüyorsun. Bir sorun mu var? Sokak serserileriyse onlarla ilgilenebilirim." Çocuk sert bir sesle söyledi.

Clarke bu kadar çabuk olayı yorumlamasına gerçekten şaşırmıştı.

Karşısındaki oğlan kendini sokak serserilerinden kızları kurtaran bir kahraman falan mı zannediyordu?

Clarke yutkundu. "Ha-hayır, teşekkürler."

Oğlan titreyen sarışın kıza ve yanıp sönen sokak lambasına baktı.

Kız konuşurken lambanın yanıp sönmesinde bir değişiklik olmuştu.

"Emin misin?" Kızın tekrar konuşmasını, lambadaki etkisini görmek dileğiyle bekledi.

"Eminim, gerçekten teşekkürler." Clarke titreyen sesine rağmen gülümsemeye çalıştı.

O sırada arka sokakta bir ses yankılandı. "Bir adam bayılmış burada!"

Clarke'ın kalp atışları anında hızlandı. Sokak lambası artık patlamak üzere gözüküyordu.

Oğlan yutkundu ve konuştu. "Derin nefes al tamam mı?"

Clarke kaşlarını çatarak sordu. "Ne?"

"Derin bir nefes al, gözlerini kapat. Hiçbir şey düşünmemeye çalış." Kumral saçlı oğlan sesindeki telaşı gizlemeye çalışarak söyledi.

Clarke bu oğlanın dediğini neden yaptığını bilmiyordu fakat dediklerini yaptı.

Bir dakika sonra sokak lambası artık normal duruyordu.

Oğlanın yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ona baktığını fark etti. "Demek gücün elektriği kontrol etmek."

Clarke tedirgin, titreyen bir nefes aldı. "Ne-nereden bilebilirsin?"

Oğlan etrafı kolaçan etti. Ardından kısık bir sesle konuştu. "Benim de bir gücüm var. Fakat bunu burada konuşamayız. Sadece tehlikeye gireriz."

Clarke yutkundu ve başıyla onayladı. Ardından elini uzattı. "Clarke Griffin."

Oğlan da gülümseyerek elini sıktı. "Bellamy Blake."

Clarke gülümsedi. "Teşekkür ederim Bellamy Blake. Sen olmasan sanırım şuan mahalledeki hiçbir sokak lambası çalışmıyor olacaktı."

Bellamy güldü. "Mahallenin süper kahramanı falan sayılırım sanırım."

Clarke da ona güldü.

Neden olduğunu bilmiyordu ama içinden bir ses ona güvenmesini söylüyordu. Ve Clarke o sese karşı gelmek gibi bir seçeneği olduğunu sanmıyordu.

"Senin gücün ne?" Merakla sordu.

Bellamy de onun gibi tehlikeli bir güce mi sahipti?

Clarke ona merakla bakarken oğlan bir anda ortadan kayboldu.

Clarke şokla etrafına bakındı.

Ardından Bellamy az önce bulunduğu yerde tekrar gözüktü.

"Gö-görünmezlik mi?" Şokla sordu.

Bellamy sırıtıp başıyla onayladı.

Clarke kendi gücünün de böyle zararsız ve eğlenceli olması için neler yapmazdı?

"Kalacak yerin var mı?" Bellamy sordu.

Yoktu. Fakat ona acımasını istemiyordu. Bu yüzden başını var anlamında salladı.

"Seni bırakayım. Yalnız gitme." Dedi Bellamy.

Clarke yutkundu. Onu bırakabileceği bir yer yoktu ki.

"Gerek yok. Ben gidebilirim." Clarke hızla söyledi ve arkasını döndü.

Tam yürüyecekken Bellamy onun kolunu tuttu ve sarışın kızı kendine çevirdi. "Gidecek bir yerin yok, değil mi?"

Clarke başını öne eğdi.

"Benimle kalabilirsin." Bellamy güvenilir bir sesle söyledi.

Clarke başını kaldırıp oğlana baktı. "Gerek yok, gerçekten."

Bellamy iç çekti. "Itiraz etme. Gücünü kontrol etmene de yardım edebilirim."

Clarke hafifçe gülümsedi. "Teşekkür ederim."

•••

630 Kelime

Neden burada bitirdiğimi bilmiyorum açıkçası dhahzjahd

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Her bölüm dediğim gibi lütfen yorum yapın ve vote atın.

Iyi günler dilerim!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin