Ön Bilgi:
Bu bölüm kitapta ki bir olayın üzerine yazılmıştır.
Kitabı okumayanlar için aşağıya bölümü anlamak için gereken bilgiyi yazıyorum.
●Bellamy ve Clarke sevgili. Çok büyük bir kavga ettiler. Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlar. Yerliler arkadaşlarını kaçırıyordu ve Cooper adlı bir arkadaşları ateşkes için yaşadıkları yere girdi. Saatler sonra Clarke ve diğerleri de içeri girdi.
•••
Clarke tek başına ilerlerken gördüğü silüetle dona kaldı.
"Cooper?" Dedi Clarke'ın boğuk sesi. "Sen misin?"
Kız ağır ağır ilerledi. "Cooper?" dedi tekrar. "iyi misin?" Clarke yaklaşırken, karşısındakinin Cooper olmadığını fark etti. Aslında herhangi biri değildi. Gözlerim beni yanıltıyor mu acaba, diye düşünerek gözlerini kıstı. Ama, hayır. Açık seçik görüyordu: samanla doldurulmuş bol giysiler, kabaca insan biçimi verilmiş su kabağından bir kafa... Bir kor kuluktu bu, daha önce bir kitapta okumuştu.
Normalde Felaket öncesi eserlerle karşılaşmak, Clarke'ta heyecan ve hayranlık duyguları uyandırırdı ama bu kez uyandırmamıştı. Bir terslik vardı. Yakınlarda yeni bir korkuluk dikilmesini gerektirecek, ekili bir ürün yoktu. Felaket öncesi dikilmiş eski bir korkuluğun bugüne kadar kalmasına da olanak yoktu. Birkaç metre ilerleyince donakaldı. Hayır... Gözlerini kırpıştırdı. İşığın bir oyunuydu bu kuşkusuz. "Hayır," diye fısıldadı. "Hayır, lütfen."
Karşısındaki bir korkuluk değildi. Tam olarak değildi. Bol giysiler gerçekten de samanla doluydu, evet ama kafası Clarke'ın başta sandığı gibi su kabağından yapılmamıştı.
Gerçek bir insan kafasıydı.
Cooper'ın kafası.
Clarke çığlık attı. Kendini tutamıyordu. Tiz çığlıkları ağaçları çınlattı. İki kuş deliler gibi kanat çarparak uçtu. "İmdat!" diye bağırdı. "Biri yardım etsin, lütfen!" Derken, ne yaptığını bile fark etmeden, gırtlağından bir isim koptu: "Bellamy!"
Nefesi kesildi, başı dönmeye başladı ama ilk anda kapıldığı korku ve tiksinti yatışınca, aldığı eğitim devreye girdi.
Korkuluğun sırtında Hizmet et ya da öl sözcükleri yazıyordu. Üstelik kanla yazılmıştı.
"Olamaz," diye fısıldadı biri. Clarke arkasını dönünce korkuyla bakan Paul'ü gördü.
Clarke zorlukla konuştu. "Gövdesini bulmalıyız. Onu öylece bırakamayız."
"Ne? Hayatta olmaz," dedi Paul geri çekilerek.
"Iyi, tamam, ben sonra hallederim. Ama şimdi ne yapacağımıza karar vermemiz gerek."
Ama Paul çoktan arkasını dönmüş, koşmaya başlamıştı.
O koşarken bir çatırtı duydu Clarke. Daha arkasını dönemeden karnına saplanan kılıçla gözlerini kapattı.
Clarke'ın yüzünü göremediği kişi kılıcını kınına yerleştirip uzaklaşırken başka bir ses duydu Clarke. Hemen eline saldırmak için bir dal alıp saldırmaya hazırlandı.
"Clarke! Iyi misin? Geliyorum! Clarke!"
Sarışın kız elinde ki dalı bırakıp yere düşerken Bellamy koşarak gölgelerin arasından çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏
Fanfiction"𝙏𝙤𝙜𝙚𝙩𝙝𝙚𝙧..." ● Wattpad Türkiye'deki ilk Bellarke One-Shot ● #the100 etiketinde 1. (04.11.2020) Cover by: @patatesdilimi 𝖡𝖺𝗌̧𝗅𝖺𝗇𝗀ı𝖼̧: 10.09.2020 𝖡𝗂𝗍𝗂𝗌̧: -
