Öncelikle bu bölüm için çok heyecanlıyım.
Üzerinde uzun uzun düşündüğüm, kararlaştırdığım bir hikaye.
Yine 3 bölümden oluşacak.
Neyse iyi okumalar canlar!
•••
Zaman: 6×13 Sonrası
Bellamy gözlerini açtığında kendini çimenlik bir alanda uzanırken buldu. Etrafına baktı. Sanctum'a benzemiyordu. Gece olduğu için pek belli olmasa da Sanctum olmadığı belliydi.
Ormanlık bir alandı. O sırada ona doğru ilerleyen bir kız gördü.
Kız kardeşi Octavia idi bu. Fakat daha zayıftı, Bellamy'nin her zaman içinde acıyı gördüğü gözleri mutlulukla doluydu.
Garip diye geçirdi içinden Bellamy.
O sırada Octavia konuştu. "Bell yerde ne yapıyorsun?"
Bellamy omuz silkti. "Bilmiyorum... Ve burası nere?"
"Kamp alanının birkaç metre ötesi. Farklı bir yer değil." Dedi Octavia şaşırarak.
"Kamp alanı mı?" Diye sordu Bellamy şaşkınlıkla.
Octavia tam cevap verecekken başka bir ses geldi. "Octavia! Neredesin?"
Ses Bellamy'nin sesinin aynısıydı. Octavia kaşlarını çattı. "Ne oluyor burada be?"
O sırada Bellamy'nin görüntü olarak daha genç, daha mutlu, ve biraz daha yakışıklı hali geldi. Bellamy'i fark etmemişti. Octavia'ya yönelik konuşmaya başladı. "Anna her yerde seni arıyor. Burada ne halt yiyorsun O. öğrenebilir miyim?"
O sırada kafasını Bellamy'e çevirdi. Bellamy'i gördüğü an kaşları çatıldı. Eli cebinde ki silaha gitti.
"Sen de kimsin?" Diye sorup silahını Bellamy'e doğrulttu.
Bellamy ellerini kaldırıp ayağa kalktı. Oğlan sanki Bellamy'nin paralel evrende ki haliydi. Sahi olabilir miydi böyle bir şey?
"Bak yanlış bir şeyler var. Ben buraya ait değilim. Paralel evren gibi bir şey olmalı." Dedi Bellamy tek nefeste.
Paralel Octavia kaşlarını çattı. "Ne saçmalıyorsun sen be?!"
Diğer Bellamy silahı indirmek yerine Bellamy'nin karnına doğru tuttuğu silahı kafasına doğru yükseltti.
O sırada Bellamy başka bir ses duydu. "O silahı hemen indirmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim."
Bellamy arkasını döndü. Clarke her zamanki haliyle karşısındaydı. Elinde iki tane silah vardı. Birini Octavia'ya diğerini paralel Bellamy'e doğrultuyordu.
Kendi evreninde ki Clarke!
Bellamy derin bir nefes aldı. Paralel Bellamy ise dişlerini sıkarak silahını indirdi.
Clarke bu sefer Bellamy'e dönüp sordu. "Bellamy ne oluyor burada? Bunlar da kim?"
"Sanırım paralel bir evrenin içine düştük." Dedi Bellamy sıkıntıyla.
Clarke ofladı. "Ciddi olamazsın! Bir tek bu eksikti!"
Paralel Bellamy Clarke'a doğru garip bakışlar attı. "Sen de kimsin?"
"Bu evrende Clarke yok mu?" Dedi Bellamy şokla.
O sırada başka biri bu soruya cevap verdi. "Ne oluyor burada?" Clarke'ın sesi.
Kız onlara yaklaştıkça Bellamy onun kendi evreninde ki Clarke ile alakası olmadığını fark etti. Diğer herkes gibi o da daha fitti, gözleri daha mutlu bakıyordu.
Paralel Bellamy paralel Clarke'a bakıp omuz silkti. "Inan bana anlatmak için can atıyorum."
•••
"Yani siz paralel evrendensiniz. Sen bensin ha? Saçlarımı kesmenin ne kadar kötü bir fikir olduğunu tekrar anladım." Dedi paralel evrendeki Clarke.
Bellamy paralel Clarke'a baktı. Çok daha espritüel olduğu kesindi.
Paralel Clarke, Bellamy ve Clarke'a bakarak konuştu. "Neden bu kadar uzak oturuyorsunuz? Bizden çekiniyor olamazsınız ya?"
Paralel Octavia güldü. "Siz sanki hiç utanmıyorsunuz."
"Biz normal oturuyoruz. Neden utanacağız ki?" Diye sordu Clarke şaşkınlıkla.
Bellamy de şaşırmıştı.
Paralel Octavia bir lanet mırıldandı. "Siz sevgili değilsiniz..."
Paralel Clarke ve paralel Bellamy de şaşırmıştı.
Iyi de neden böyle bir ihtimal düşünmüşlerdi ki?
Clarke şaşkınlıkla sordu. "Ne yani siz sevgili misiniz?"
Paralel Octavia sırıtarak konuştu. "Daha iyisi nişanlılar."
Bellamy duyduğu şeyle şaşkınlıkla Clarke'a döndü. Ona bakan Clarke ise gözlerini kaçırdı.
Ne yani bu evrende sakladıkları hislerini birbirlerine açabilmiş milerdi?
"Peki kiminle düşmandınız? Kiminle savaştınız yani? Mount Weather olayı falan?" Diye sordu Clarke.
Paralel Clarke kaşlarını çattı. "Weather dağının bir olay olduğunu söyleyemem. Bize çok yardım ettiler. Düşman konusuna gelirsek... Kötü dünyalılar. Yani dünyalılar iki gruba ayrılmıştı. Iyiler Weather dağındaydı, kötüler ise isyan edenlerdi."
Bellamy ve Clarke'ın kaşları çatıldı. Onları birbirine bağlayan Weather dağı olayı burada yaşanmamışsa bu çift nasıl birbirlerine bağlanmışlardı?
"Peki siz nasıl sevgili oldunuz?" Diye sordu Bellamy.
Cevabını paralel Bellamy verdi. "Octavia'yı aramama yardımcı oldu, ilaçları bulmasına yardımcı oldum... Sonra aniden birbirimizi sevdiğimizi fark ettik. Bir daha da ayrılmadık."
Paralel Clarke inanmazca güldü. "Hiç ayrılmadık tabi..."
Ikili bu konuyu açmak istemiyor gibi görünüyordu. Birbirlerine bir süre baktılar. Ardından paralel Bellamy derin bir nefes alarak paralel Clarke'ı kolunun altına aldı.
Paralel Octavia onlara özenerek baktı. Ardından Bellamy ve Clarke'a döndü. "Bence siz de birbirinizi seviyorsunuz ama daha korkaksınız."
Bellamy ve Clarke kıza bakakaldı.
Devam Edecek...
•••
670 Kelime!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏
Fanfiction"𝙏𝙤𝙜𝙚𝙩𝙝𝙚𝙧..." ● Wattpad Türkiye'deki ilk Bellarke One-Shot ● #the100 etiketinde 1. (04.11.2020) Cover by: @patatesdilimi 𝖡𝖺𝗌̧𝗅𝖺𝗇𝗀ı𝖼̧: 10.09.2020 𝖡𝗂𝗍𝗂𝗌̧: -
