✰20- Little Genius (Modern AU)✰

327 18 28
                                    

Yer: Jaha Highschool

Clarke kantinden aldığı iki tost ile en yakın arkadaşının yanına sınıfa doğru yürümeye başladı.

Sınıf 3 kat yukarıdaydı ve lanet olası okulda bir asansör yoktu.

Oflaya poflaya merdivenleri çıkarken tostundan bir ısırık aldı.

Yanlış tost!

En yakın arkadaşı Octavia sade tosttan başka bir şey yiyemezdi.

Fakat Clarke'ın tostu ısırmış olmasını takmayacak kadar uzun süredir arkadaşlardılar.

Clarke sınıflarının bulunduğu kata geldiğinde ortamda ki gerginliği sezmişti.

Sınıflarının olduğu koridora girdiğinde ise herkesin sınıflarının önünde toplandığını fark etti.

Sınıfın önünde oturan bir kıza bakıyorlardı.

Astım krizi geçiren Octavia'ya!

Clarke koşarak kalabalığı deldi.

Bir oğlan Octavia'yı sarsıyordu.

Oğlanı hemen durdurdu. "Octavia. Sakin olmaya çalış. Astım ilacın nerede?"

Octavia eliyle yanında ki çantayı işaret etti.

Clarke çantadan astım ilacını çıkardı.

Fakat şişe boştu.

Lanet etti.

Octavia'yı sarsan oğlan sordu. "Sorun ne?" Sesinde ki korku anlaşılıyordu.

"Astım ilacı bitmiş. Çabuk ilaç bul!"

Ardından Octavia'ya döndü. "O. sakin ol. Tamam mı?"

O sırada az önceki oğlan elinde bir astım şişesi ile koşarak geldi. Clarke hemen ilacı alıp Octavia'nın ağzına sıktı.

Bir süre sonra Octavia yavaş yavaş kendine gelirken kalabalık dağıldı. Şimdi sadece Clarke, Octavia ve oğlan yerdeydi.

Oğlan Octavia'a son kez baktıktan sonra Clarke'a elini uzattı. "Bellamy Blake. Octavia'nın ağabeyiyim."

Clarke oğlana şaşkınlıkla baktı. Octavia ağabeyinden daha önce bahsetmişti fakat hiç yüzünü görmemişti Clarke.

Bellamy'nin elini sıktı. "Clarke Griffin."

O sırada Octavia'nın sesini duydular. "Eğer sizi shiplememi istemiyorsanız ellerinizi ayırın."

Clarke hemen elini Bellamy'nin elinden çekti. Ikili birbirine mahcupça bakarken Octavia kıkırdadı.

Mükemmel bir çift olacaklardı...

•••

Clarke akşam olduğunda ev arkadaşı olan Octavia'yı karşısına oturttu. "Anlat." Dedi.

Octavia kaşlarını çattı. "Neyi?"

"Kendi kendine astım krizi mi geçirdin? Bir nedeni olmalı O." Dedi bu sefer merakla.

Octavia derin bir nefes aldı. "Doktor olduğunu sanmıyorum Clarke. Belki kendiliğinden oldu."

"Belki dedin başka bir ihtimali ele aldın. Anlat. "Dedi Clarke zaferle.

Octavia göz devirdi. "Levitt." Dedi zorlukla.

Clarke kaşlarını çattı. "Ayrıldınız mı?"

"Clarke onu bir kızla öpüşürken yakaladım... Bellamy'nin sevgilisi Echo ile hem de." Dedi güçlükle.

Clarke'ın gözleri büyüdü. "Aman tanrım... Levitt hiç öyle birine benzemiyordu."

Octavia başını onaylarcasına salladı. Ardından gözlerini kıstı. "Fakat Echo gayet öyle birine benziyordu."

Clarke aklına gelen şeyle konuştu. "Ağabeyine söyledin mi?"

Octavia sıkıntıyla ofladı. "Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum psikolog hanım. Bana yardım edeceğinizi ummuştum."

Clarke şaşkınlıkla kaşlarını çattı. "Ne? Ben mi söyleyeceğim?"

"Yanımda olsan yeter." Dedi Octavia masumca gülümseyerek. Ardından yumruğunu uzattı.

Clarke derin bir nefes alıp yumruğunu onunkiyle tokuşturdu. "Her zaman yanındayım kankam."

•••

Birkaç dakika önce Bellamy herşeyi öğrenmişti. Büyük bir şok yaşamış olsa da fazla üzülmüş gözükmüyordu.

Clarke onun hüzünlü halinin Octavia'ya üzüldüğünden olduğunu sezebiliyordu.

Bir süre sonra Clarke sokakta Bellamy ve Octavia'nın yanından ayrılıp tek başına yürürken yanında birinin yürüdüğünü hissetti.

Kafasını çevirmeden yanındaki kişiye baktı. Tahmin ettiği gibi Bellamy'ydi.

"Fazla üzülmüş gözükmüyorsun." Dedi elleri cebinde yürürken.

Bellamy'nin iç çekiş sesini duydu. "Bunu daha önce yaşamış gibi gözüküyorsun."

Clarke bir anda durdu. Bunu nasıl anlayabilirdi ki? Bellamy'e döndü şaşkınlıkla. "Bunu nasıl anladın?" Dedi.

"Çözülmesi zor biri olduğunu zannediyorsun küçük dahi. Fakat pek de zor biri sayılmazsın değil mi?" Dedi ukala bir ses tonuyla.

Clarke anlatma sırasının ona geçtiğini hissetti. "En yakın arkadaşım Wells'in sevgilisini sevgilimle yakalamıştım. Octavia'nın yakladığından daha kötü bir durumda... Fazla büyük bir şey değil. Insanlar hep böyle, hiç ama hiç kimseye güven olmuyor."

"Bu kadar felsefik konuşmak seni yormuyor mu?" Diye sordu Bellamy yine ukalaca.

"Bu kadar ukala olmak seni yormuyor mu?" Diye karşılık verdi Clarke.

Bellamy güldü. Çok çabuk ısınmıştı bu sarışın kıza...

•••

Zaman: Aylar Sonra

Clarke ve Bellamy o zamandan sonra çok yakın arkadaş olmuştu. Ikisi de birbirine birşeyler hissediyorlardı fakat itiraf etmeye hazır hissetmiyorlardı.

Octavia ise olanların en büyük şahidi olarak onların birleşmeleri için uğraşıyordu.

Bir gün ağabeyinin karşısına geçti. "Bell. Clarke'tan hoşlanıyor olma ihtimalin kaç?"

Bellamy kaşlarını çattı. "Ne? Bu da nereden çıktı?"

"Hadi ama Bell. Bunu fark etmemek için aptal olmak gerek." Dedi Octavia alayla.

Bellamy ikna edici bir ses tonunda konuştu. "Biz sadece arkadaşız. "

Octavia göz devirdi. "Ya ya! Hadi ama Bell! İtiraf et Clarke'ı seviyorsun."

Bellamy derin bir nefes aldı. "Bu neyi değiştirir ki? O beni sevmiyorken neyi değiştirebilir bu?"

Octavia omuz silkti. "Hiçbir şeyi. O seni sevmiyorken hiçbir şeyi değiştirmez. Fakat o seni seviyor." Ardından hızla oradan uzaklaştı.

Bellamy onun neden hızla yanından ayrıldığını anlamazken bir anda Clarke geldi yanına.

Kollarını Bellamy'e dolarken oğlanın kulağına fısıldadı. "O da seni seviyorsa her şeyi değiştirir..."

•••

705 Kelime!

Sanırım artık daha fazla böyle au gelecek.

Neyse neyse!

İnşallah beğenmişsinizdir!

Hadi baaay!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin