☆27- Paralel Uniserve Part 2☆

216 17 23
                                    

İyi okumalar bebişler!
Gittikçe cıvıyoruz fkkskfke
Medyaya düşmeden bölüme başlamayın bebişler fkskkfms
•••

Clarke yarım saattir paralel evrenin Wells'i ile konuşuyordu ve Bellamy içten içe onu kıskanıyordu.

Clarke'ın eskiden Wells ile bir ilişkisi olduğunu tahmin edebiliyordu ve bu onu çileden çıkartıyordu.

Paralel Bellamy ve Clarke ise sarmaş dolaş oturuyordu.

Bellamy onlara kıskançlıkla baktı. Düşünmeden edemiyordu. Onların evrenindeki Clarke da Bellamy'e bu evrenin Clarke'ı kadar aşık olabilir miydi?

Paralel Clarke'ın paralel Bellamy'e yaslanıp uykuya daldığını fark etti Bellamy.

Bu görüntü ona o kadar huzur vermişti ki gözleri tekrar kendi evreninde ki Clarke'a kaydı.

Clarke ve Wells konuşmayı bırakmıştı. Clarke elinde ki ağaç dalı ile toprağı hafifçe kazıyordu.

Bellamy onun yüzündeki hüznü fark etmişti. Fakat içinden bir ses bu hüznün tek kaynağının yıllardır görmediği arkadaşı olmadığını söylüyordu. Clarke da en az Bellamy kadar paralel evrendeki karşıtları hakkında düşünüyor olmalıydı.

Clarke en sonunda düşünmeyi kesip elindeki dalı yere attı. "Geri nasıl döneceğiz?" Diye sordu Bellamy'e hitap ederek.

Bellamy ofladı. "Hiçbir fikrim yok..."

Ikili bir cevap beklercesine diğerlerine baktı. Fakat ne paralel karşıtlarından ne de paralel Wells'den cevap yoktu.

Clarke ayağa kalktı. "Kalabileceğimiz bir yer var mı?" Diye sordu yorgunlukla.

Paralel Clarke ve nişanlısı olan Bellamy arasında garip bir bakışma yaşandı. En sonunda paralel Clarke sinsi bir gülümsemeyle ayağa kalktı.

"Bir tane çadırımız var. Aynı çadırda kalmak zorundasınız. Ha derseniz ki birimiz dışarıda bu buz gibi havada donarak, titreyerek uyur. O sizin kararınız." Dedi dramatik bir şekilde.

Paralel Bellamy gülmemek için dudağını ısırırken paralel Wells kahkahasını yalandan bir öksürük ile kapattı.

Clarke ve Bellamy tabii ki paralel Clarke'ın çöpçatanca oyununu fark etmişti.

Fakat bu oyun bir nevi işlerine geliyor da denebilirdi.

Aynı çadırda uyuma fikri ikisinin de hoşuna gitmişti tabii. Birbirlerine çaktırmamaya çalışsalar da.

Bellamy derin bir nefes alarak konuştu. "Şu boş çadır nerede?"

Paralel Clarke sinsice sırıttı tekrardan. "Gelin sizi götüreyim." Dedi ayağa kalkarken.

Clarke ve Bellamy de onu takip etmeye başladı.

Paralel Clarke onları en uzak çadıra götürdü. Kimsenin onları göremeyeceğine emin olmak istiyordu sanki.

Bu anlaşılabilir bir durumdu. Eğer herkes bu başka evrenden gelen çifti öğrenirse olay çığ gibi büyürdü.

Çadır bayağı küçüktü. Bunu fark eden Clarke paralel karşıtına 'yuh' der gibi bakışlar attı.

Paralel karşıtı ise imalı bakışlar atıp konuşmaya başladı. "Biraz küçük ama idare edersiniz siz. Benim gitmem lazım. Görüşürüz!"

Ardından hızla yanlarından uzaklaştı.

Bellamy ve Clarke birbirlerine sıkıntılı bakışlar attılar. Ardından ikisi de çadıra girdi.

•••

Bellamy gözlerini araladığında etrafa bakındı. Nerede olduğunu anlaması birkaç saniyesini aldı. Nerede olduğunu fark ettiğinde etrafına bakındı.

O sırada gördüğü manzara ile hem yüzünde bir gülümseme oluştu hem de kaşları çatıldı.

Clarke başını Bellamy'nin omzuna koymuş Bellamy'nin kolunda yatıyordu.

Bellamy Clarke'ı uyandırmadan çadırdan çıktı. Etrafına bakındı. Herkes çoktan işlerine başlamış görünüyorlardı.

O sırada onlara doğru yaklaşan paralel Octavia'yı gördü.

(Kim demiş kelime sayısı fazla olsun diye isimlerin önüne paralel yazdığımı? Yok öyle bir şey!"

Elinde bir tepsi taşıyordu. Bellamy'i fark edince konuştu. "Sizin evrende kahvaltılar nasıl bilmiyorum ama biz de en fazla et ve kuru ekmek oluyor!"

Bellamy gülümsedi. Kızın konuşma tarzı kendi kız kardeşinin tüm kötü olaylar yaşanmadan önceki hali ile aynıydı.

Paralel Octavia kahvaltılarını bıraktıktan sonra oradan uzaklaştı. Kısa bir süre sonra Clarke da uyanmıştı.

Ikili beraber hiç konuşmadan bir kahvaltı ettiler.

•••
520 Kelime

BÖLÜMÜ SEVDİNİZ İNŞALLAH BEBİŞLER!


Hadi bay!

𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin