Alba_Cotter 'ın isteği üzerine Clarke öldükten sonra Bellamy.
•••
Hogwarts dağılmıştı. Her yer ölü kaynıyordu.
Çapulcular, Lily ve Marlene ise bir köşeye çökmüş gözyaşı döküyorlardı.
Özellikle Lily, Marlene ve Bellamy çökmüştü. Iki kız tek günde iki sırdaş kaybetmişlerdi. Bellamy ise sevdiği kızı kaybetmişti.
Azkaban'da 12 yıl kalıp ruhu emilmiş gibi hissediyordu...
Olanlara inanamıyordu. Lanetin Clarke'a çarpışı, Clarke'ın yere düşüşü, ellerinden kayıp gidişi... Hepsi saniyeler içerisinde olmuştu.
Lily James'e yaslanmış hıçkıra hıçkıra ağlarken Marlene tüm arkadaşlarından uzağa oturmuş acısını yalnız çekiyordu.
Bellamy ise acısını yalnız başına oturarak çeken bir büyücü değildi. Eğer birine sarılarak acı çekecek olsa bu kişi sadece Clarke olurdu.
Bellamy acısını öyle çeken bir insan da değildi.
Bellamy acısını kırıp dökerek çıkartan bir insandı.
Ayağa kalkıp masaya bir tekme savururken bağırdı.
Acısı dünyada ki en büyük acı gibi hissediyordu.
Birinin onu tuttuğunu hissetti. "Bell... Sakin ol lütfen..." dedi hıçkırıklı ses.
Bellamy kardeşinin sesiyle sakinleşiverdi. Kardeşlik böyle bir şeydi.
Octavia neden ağlıyor acaba diye düşündü. Sonra ise Octavia'nın; Clarke ve Dorcas'ın oda arkadaşı olduğu dank etti.
Nasıl unutmuştu bunu?
Kardeşini kendine çekip sarıldı. Birbirlerine sarılıp göz yaşı döktüler.
Birkaç saat sonra Hogwarts Express'telerdi.
Kimse çıt çıkarmıyordu. Sessizlikleri çok şey anlatıyordu zaten. Konuşarak ölülerine duydukları saygıyı bozmalarına gerek yoktu.
•••
Yer: Tren Istasyonu
Bellamy trenden indiğinde telaşlı velilerin arasında biri gözüne çarptı.
Abby Griffin'in korkulu yüzü öğrencileri süzüyordu. En sonunda Marlene ve Lily'i buldu.
Onların yanına geldi hemen. "Lily? Marlene? Çocuklar?" Dedi Çapulcular ve kızları inceleyerek.
"Dorcas ve Clarke nerede?" Diye sordu telaşla.
Lily ağzını açıp kapadı. "Abby... Burası çok kalabalık. Sizin eve gidelim hadi." Dedi.
Herkes onu onaylayınca Abby'nin cipine binip Griffin hanesine geldiler.
Abby yol boyu telaşla onları süzmüştü. Clarke'ın yaralılara bakmak için Hogwarts'da kaldığını ümit ediyordu.
Tek katlı bir evin önünde durdular.
Ardından eve girdiler. Duvarlar Clarke'ın ve babasının fotoğraflarıyla doluydu.
Clarke babasını birkaç sene önce kaybetmişti. Psikolojisi çok olumsuz etkilenmişti.
Yine de çok güçlü durmuş ve onun bu güçlü duruşu ta o zamandan Bell'i etkilemişti. Bu sene ise sevgili olmuşlardı.
Oturma odasına geçtiklerinde beyaz mobilyalar ile dolu bembeyaz bir oda ile karşılaştılar. Duvarda bir sahil çizimi vardı.
Herkesin gözü resme takılmıştı. "Clarke'ın küçükken yaptığı bir resim. " dedi Abby gülümseyerek.
Ardından konuştu. " Clarke yaralılara yardım etmek için Hogwarts'da mı kaldı?"
Marlene gözleri dolu bir şekilde başını iki yana salladı.
Sözü Bellamy devraldı. "Nasıl olduğunu anlayamadım, Bellatrix bir anda karşımıza çıktı... Nasıl oldu anlayamadım. Clarke bir anda yere düştü..." dedi titreyen sesi.
Abby'nin gözleri büyüdü. "Hayır. Hayır. Hayır!" Dedi acıyla. "Onu da kaybedemem... Yılbaşında eve geldiğinde çok mutluydu. Ha-hatta evlenecektiniz siz. Bellamy bir şey de. Şaka de!" Diye bağırdı Abby acıyla.
Abby Bellamy'i çok eskiden tanırdı. Clarke ile sevgili olduklarını duyduğunda çok sevinmişti.
Bellamy'nin göz yaşları hızla akmaya başladı. Lily ve Marlene Abby'i sakinleştirirken onlara acıyla baktı.
Her taraf Clarke'ın resimleriyle doluydu. Bellamy resimlere hüzünle baktı.
Kendi kendine Clarke'tan başka kimseyi sevmeyeceğine yemin etti...
•••
Ehehe bu da bitti gitti.
Istek:
Başka dizilere de Bellarke uyarlamamı ister misiniz?
Bu konsepti sevdiniz mi blah blah blah
Aşağıya mükemmel bir video bırakıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘉𝘌𝘓𝘓𝘈𝘙𝘒𝘌 || 𝙊𝙉𝙀-𝙎𝙃𝙊𝙏
Fanfiction"𝙏𝙤𝙜𝙚𝙩𝙝𝙚𝙧..." ● Wattpad Türkiye'deki ilk Bellarke One-Shot ● #the100 etiketinde 1. (04.11.2020) Cover by: @patatesdilimi 𝖡𝖺𝗌̧𝗅𝖺𝗇𝗀ı𝖼̧: 10.09.2020 𝖡𝗂𝗍𝗂𝗌̧: -
