Bölüm şarkısı medyada.
Sınır: 150 oy 100 yorum. (Bol bol yorum yapacağınız hem romantik hem de keyifli uzun bir bölüm oldu.)
Keyifli Okumalar!
***Güliz Ayla - Bahsetmem Lazım***
"İstemiyoruz Safa." dedim kesin bir dille, Burcu'yu ikna edemeyeceğini anladığından bana sarmıştı. Akşamdan yola çıkıp Sapanca'ya gidecektik. Hafta sonu, bir gece iki gün, kafa dinlenmemiz ve hep beraber vakit geçirmemiz için Burcu organize etmişti.
"Ha siz beni de istemiyorsunuz!" dedi alıngan bir sesle, ofladım. "Neden anlamak istemiyorsun? Seni değil o yanında getireceğin tanımadığımız etmediğimiz kadını istemiyoruz Safacığım. Ama sen illaki diyorsan ben ailem yerine başka kadınlarla vakit geçirmek istiyorum o zaman tabii ki gelmeye bilirsin seni zorlayamayız." Bilmem kaçıncı defa aynı açıklamayı yapmaktan ben bıkmıştım, o anlattırmaktan bıkmamıştı. Doğuhan'a veya Burcu'ya şikayet etsem bu sefer çocukluk eden ben olacaktım.
"Size ne zararı var ki?"
Elimde katladığım hırkayı hazırladığım çantanın içine atarken elim belimde söylenerek konuştum. "Neden inat ediyorsun ki?"
Şaşırmıştı "Ne inadı?"
"Jülide konusunda neden inat ediyorsun? Kız artık sizin için çalışmıyor, bizim arkadaşımız, hayatında biri de yok. Neden hâlâ onunla olmamak için çabalıyorsun, kusura bakma ama yaptığının tam tabiri bu!"
"Bir dakika... bir dakika az önce ne dedin sen?"
Beni duymamış gibi yapmasından sıkılıp oflayacağım sırada söylediklerimin bir kısmını tekrar etti. "Hayatında biri yok, hayatında biri yok öyle mi? O değil miydi her fırsatta yemek yediği adamları gözüme sokan."
Yatağın üzerine oturup dağılan saçlarımı kulağım arkasına attım. "Sen de aynı şeyi yapıyordun hatırlatırım. İkiniz arasındaki şey bir tür yarışa dönüşmüştü. Yaklaşık bir aydır Jülide'nin yanında kimse yok, eee daha ne bekliyorsun?"
İç çektiğini duydum sonra da derin bir sessizlik oldu.
"Safa... Çocukluk etme."
"Çocukluk etmiyorum, sadece..." duraksa, "Ben sanırım korkuyorum Dilan." dedi, sesi ciddi geliyordu. "Ben cidden korkuyorum. Ben ağabeyim gibi veya Kenan gibi olamazsam, Jülide'yi üzersem diye korkuyorum. Kusura bakma ama bir dünya üzerinde tanıdığım en iyi çift olan Kenan ve Burcu'ya bakıyorum, diğer taraftan size bakıyorum. Sanırım ağabeyim gibi olmaktan korkuyorum." dediğinden hiçbir şey anlamamıştım. Kafam alak bullak oldu. "Doğuhan'ın nesi var ki?" diye sordum.
"Nesi yok ki... Her neyse sonuç olarak daha yirmi beş yaşındayım ve bir kadına hayatımı bağlamak için yeterince erken bir yaş olduğunu karar verdim." dediğinde ne kadar salak olduğu hakkındaki düşüncelerimi söyleyecekken odanın kapısından içeri Şirin girdi. "Anne," boyasını bitirdiği resmi bana göstermek için gelmişti. Telefonda olduğumu görünce meraklı gözlerle "Sarp mı?" diye sordu.
"Hayır," salağın teki anneciğim diyecektim onun yerine soğuk bir sesle "Safa." dediğimde yanıma konuştu. "Seni çok özledim!" diye bağırdı telefona doğru telefonun diğer ucunda da Safa "Ben de seni özledim, prensesim!" dedi dolu dolu.
"Gelcek misin sen de?" diye sordu kızım, tatile gittiğimizi düşünüyordu sanki ona her gün tatil değilmiş gibi. Safa'yı duyması için telefonu hoparlöre aldım. "Geleceğim prensesim ama bu cadı anan ve Burcu beni istemiyor." dediğimde Şirin kocaman olmuş bal gözleriyle bana baktı. "Doğruyu konuşur musun bebeğime!" diye onu azarladım. "Anneciğim Safa başka arkadaşlarını getirmek istiyormuş, ben de olmaz dedim." dediğimde kızım da bana heyecanlı heyecanlı konuşarak arka çıktı. "Evet başka arkadaşlayın gelmesin, çok sıkıcı oluyosun o zaman ve hiç sevmiyoyum arkadaşlarını! Hepsi çok çirkin!" son cümlesine kadar kahkaha atmıştım. "Deme öyle anneciğim." dedim sonunda uyaran bir tonda, anlaşılan hızını alamamıştı kızım. Oh olsun sana Safa Bey. Kızımın sana arka çıkacağını mı düşünmüştün?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğunun Aşık Kadını - Ruh-i Revanım -
RomanceHayat #1 - 23.10.2020 - Son zamanlarda yakışıklı yüzü hep kederliydi, derin maviliklerine hüzün çökmüştü, yorgundu, düşünceliydi. Eskiden böyle değildi. Gözleri çakmak çakmak olurdu, alev alev bakardı, baktı mı içime kor düşürür yüreğimi yakardı...