2. Bölüm

13.7K 524 30
                                    

Merhaba, pazar bölüm atmam gerekiyordu ama dayanamadım.

Bölüm şarkısı ve Safa Ayvaz Şanlıbey medyada.

***Sezen Aksu - Ben de Yoluma Giderim***

Yorum bırakırsanız sevinirim. Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli keyifli okumalar. :)

***

Sabaha karşı berbat bir mide bulantısıyla gözlerimi araladım. Kollarımın arasında mışıl mışıl uyuyan kızımın uykusunu bölmemeye çalışarak onu yatağın öbürkü tarafına bıraktım ve hızla yataktan çıktım. Midemdekileri odanın ortasına çıkarmaktan korkarak hızlı adımlarla odadan çıktım ve tuvalete yöneldim. Hemen odanın yanındaki ahşap kapıyı açtım ve kapıyı arkamdan örtemeden klozetin önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Ellerimle saçlarımı geri doğru topladım ve midemden boğazıma çıkan bir parçayı çıkarttım. Bir süre öğürmeye çalıştım ama midem boştu. Dün gece hiçbir şey yememiştim. Berdil ile konuşmamızdan sonra aşağı inmemiştim hiçbiri de beni yemeğe çağırmamıştı. Şirin'i aç kalmaması için yemek saatinde aşağı yolladığımda halasının önüne bir tabak yemek koyduğunu söylemişti. En azından ona karşı biraz olsun merhamet vardı içlerinde, küçük bir çocuğu aç bırakmamışlardı. Midemde çıkartacak bir şey kalmadığından emin olduktan sonra oturduğum yerden kalktım. Lavaboya yöneldim. Elimi yüzümü yıkadım, mide bulantım geçmiş değildi. Islattığım ellerimi boynumda gezdirdim. Aynadaki yansımama baktığımda aralık kapının önünde bekleyen Berivan'ı gördüm. Bana tiksinerek bakıyordu. Bu evde diğerlerinin beni sevmediğini biliyordum ama Berivan'ın içinde bana karşı saf bir nefret vardı bunu biliyordum, hissedebiliyordum. Aramızda hiçbir konuşma geçmemesine rağmen nasıl oluyordu da buraya geldiğimden beri benden bu kadar nefret ediyordu anlamıyordum. Ablası Berçem ve Beril onun yaşına gelmeden önce evlenmişti, ben de ondan önce evlenmiştim acaba benden bu yüzden mi nefret ediyordu? Onun bana olan nefretine bir açıklama bulma çabam boşunaydı. Beni sevmesini beklemiyordum, istemiyordum ama istese onunla anlaşabilirdik. O hiçbir zaman bana arkadaş olabileceğim şekilde yaklaşmamıştı. O benden sadece bir yaş büyüktü. Ağabeyleri istese onu birine verirdi ama vermemişlerdi. Neden hala evlenmediğini düşünüyordum. Evlenmek istediğini biliyordum o ve ablaları çocukluktan beri bunu isteyerek büyümüşlerdi. Hepsi yuvasını kurmak için yaşını beklemiş ve sonra da yuvadan uçup gitmişlerdi. Berivan okumuyordu da, ona üniversitede okuma fırsatı sunulmuştu ama o gözümün içine baka baka bunu reddetmişti. Bir insan bu fırsatı nasıl elinin tersiyle çevirirdi ki? Bir ara Ferzan'ın üniversite sınavına girmeme izin vereceğini düşünerek ders çalışırdım. O ise her seferiden bunu kabul eder ve sonrasında bir bahane bulur ve beni sınava götürmezdi. Beni sınava götürmesi için ona iyi davrandığım bile olurdu. Bu iyi niyetimi suiistimal etmeyi üç yıl sürdürdü. Daha sonrasında ona inanmadım zaten ama bu içimde ukde olarak kaldı. Bir gün onun elinden kurtulursam üniversite okuyacaktım kaç yaşında olursam olayım. Şimdi onun ölmesiyle hayallerime bir adım yaklaşmıştım. Dün geceki planlarımın içerisinde bu da vardı. Burada kurtulduğumda gerekirse Şirin'in büyümesi için birkaç sene daha bekler ondan sonra sınava girerdim. Beş sene beklemiştim elbette birkaç sene daha beklerdim. Ne demiş atalarımız geç olsun güç olmasın.

Bakışlarımı Berivan'dan çekip aynanın yanındaki ipek havluya uzandım ve ellerimi kuruttuktan sonra yüzümden geceliğime akan birkaç damla suyu elimin tersiyle silip havluyla kurttum.

Banyodan çıkacağım sırada Berivan kolumdan tuttu. "Bugün sakın insanların içerisinde bir terbiyesizlik yapma!" dediğinde kolumu çekip ondan kurtardım. "Dün Berdil, bugün sen... Bana terbiye vermek hangi ara size düştü? Haddinizi bilin." dedim tıslayarak. Onlar ben alttan aldıkça tepeme çıkıyorlardı ve ben artık yorulmuştum. Gerektiği yerde cevabımı vermekten çekinmiyordum.

Doğunun Aşık Kadını - Ruh-i Revanım -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin