Yeni bölüm için sınır: 150 oy 100 yorum. (Çok değil, uçuk bir beklenti de değil. Okuyanların çeyreğinin yarısı bile oy verse yorum yapsa sınır çok çabuk geçilir. Beni neden üzüyorsunuz anlamadım.)
(Bölümleri genelde araştırarak yaşanmış olaylardan esinlenerek yazarım. Bu bölüm de öyle oldu. Yani hastadan hastaya değişiklik gösterebilir.)
Keyifli okumalar, yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
*** Gripin - Nasıl Biliyor Musun?***
Onunla yaşamayı öğrendikten sonra onsuz, onun sesini duymadan, yüzünü görmeden nasıl yaşanır bilmiyordum ve öğrenmek istemiyordum. Kalbimdeki sancı nefesimi kesiyordu. Boğazımı düğüm düğüm ediyordu. Ondan başka bir şey düşünemez, dilimden onun için duayı eksik etmez olmuştum. Değil saatler dakikalar bana bir ömür geliyordu. Belirsizlik, önümüzdeki saatler koca bir belirsizlik içerisinde geçti.
Gözüm kapıda gelecek iyi haberdeydi. Başım Safa'nın omzunda kapıdan gözümü ayırmıyordum. Sekiz saat sonra nihayet birileri ameliyathaneden çıktı. Oturduğum yerde ayaklanacakken Safa beni geri oturttu. Kenan ile beraber doktorun yanına gittiler. Ben de dayanamayarak arkalarından gittim. Doktor olduğu düşündüğüm orta yaşlarında bir adam oldukça yorgun ve sıkıntılı duruyordu. Safa ona ağabeyinin durumunu sorduğunda adam geçmiş olsun diyerek biraz sonra gelecek meslektaşının bize gerekli açıklamaları yapacağını söyleyerek yanımızdan ayrıldı.
Arkasından "En azından durumu iyi mi, onu söyleseniz!" dedim, adamın bize açıklama yapmaması beni daha da endişelendirmişti. "Hastanın durumu şu an stabil." dedikten sonra hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldı. Birkaç dakika sonrasın arkasından çıkan doktor da en az ondan önce çıkan meslektaşı kadar yorgun gözüküyordu. Safa aynı şekilde sabırla Doğuhan'ın durumu sordu.
İsminin Verda olduğunu öğrendiğimiz doktor bizi konuşmak için odasına çağırdı. Hastaneye geldiği ilk andan itibaren yaptıkları müdahaleden bahsetti. "Geldiğinde nabzı çok zayıftı. 2 defa kalbinin durmuş, sağlık ekiplerimizin müdahale ile tekrar hayata döndürülmüştü. Bilincinde, beyin fonksiyonları neredeyse durma noktasına gelmişti. Durumu bize önceden bildirildiğinde ekip olarak tüm tıbbın getirdiği imkanlar ile hazırdık. Beyin fonksiyonları ile ilgili makinaya bağlı olması, gözlerinde ışık reflekslerinin olmaması biraz umudumuzu kırsa bile mücadelemizi asla azaltmadık. Sonuna kadar kendisi farkında değil ama onun vücudu da direnç gösteriyor." dediğinde karşımdaki kadını nefes almadan dinlediğimi fark ettim. Safa'nın elini sıktım, resmen hissettiğim acıyı elinden çıkartıyordum o da hiç sesini çıkartmıyordu. Onun da duyduklarından sonra az çok hissettiklerini tahmin edebiliyordum. Bu fiziksel bir acıdan çok daha kötüydü. "Şimdi yoğun bakımda tutacağız. Gerekli müdahalede bulunduk, ilaçlarını verdik, kalp müdahalelerini yaptık adım adım Doğuhan Bey'in daha iyi olması için elimizden geleni yapıyoruz." dediğinde rahat bir soluk bıraktım. "Bir süre daha makinaya kalacak, süreci takip edeceğiz." dediğinde kafama takılan birkaç soruyu Kenan ve Safa peş peşe sordu.
"Beyin fonksiyonları ile ilgili makinaya bağlı olacağını söylediniz, bunun bırakacağı hasar ne olur?"
"Bunu söylemek için çok erken, maalesef ki. Başına aldığı darbe ve vücudundaki kırıkları düşündüğümüzde gerçek tespit etmesi çok zor. Kalbinden dolayı değil de başından aldığı darbeyle travmatik beyin hasarı da almış olabilir, dediğim bu hastaya bağlı." dedi.
"Ne kadar süre daha makineye bağlı kalacak?" diye sordu.
"Bu da yine hastamızın duruma bağlı, bu süre birkaç gün de olabilir birkaç ay da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğunun Aşık Kadını - Ruh-i Revanım -
RomanceHayat #1 - 23.10.2020 - Son zamanlarda yakışıklı yüzü hep kederliydi, derin maviliklerine hüzün çökmüştü, yorgundu, düşünceliydi. Eskiden böyle değildi. Gözleri çakmak çakmak olurdu, alev alev bakardı, baktı mı içime kor düşürür yüreğimi yakardı...