Gecenin soğuğu içime işliyor.Eserken,o beyaz örtünün altındaki canı çiziyor kristalleri. Benim bildiğim acının yanından geçmiyor bu. Beyaz bi' acı bu,kapkaranlık gecenin inandına. Tüm acılar da insana inat değil midir zaten!
Tanıdık gelen acılara her seferinde hor davranmak, onları biraz daha sivrileştiriyor. Halini sormadım,ben unuttukça onlar hatırlattı kendini.
Meğer hisler sen terketmek istesen de çoçuğun gibi günler,aylar bazense yıllar sonra yeniden seni bulup eteğine yapışıyormuş. İnsan bu Dünya'da sebep olduğu her şeyi peşinden sürüklermiş gerçektende. Hisler de buna dahil.
Benimki beyaz bir acı belki de zamanında bir düş idi. Düşlerim ölünce renk değiştirir zannetmiştim. Aksine yitince daha da göz aldılar,bakamaz oldum. Sanki bana kendini unutturmayacaktı. İstediği oldu da. O içime işleyen soğuğu, canı çizen o kristalleri de alıp eskilerin kapısını çaldım gecenin bi' körü. Bu sefer halimi sormayan onlardı,sanki beni bekler gibi. Köşeye sinip, üşüyen gözlerimi ısıtmasını bekledim yanaklarımın. Bildiğin gibiydim,eskisi gibi. O beyaz gecenin başladığı yerde yine o soğuk içime işliyor işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi' Sözle
RomanceEn büyük afettir Nar-ı Aşk. İnsanı tepeden aşağı yakar da yakar. Kalbi bırakır sona. İşte en büyük yangın o zaman başlar.