Seçtiğimiz eşyalar çoktan gelmiş hatta ikinci dönem bile başlamıştı. Fakat henüz o eve taşınmamıştık, ben en azından evlendikten sonra taşınmak istiyordum. Akın eskisi gibi benimle yakın değildi fakat bakışlarıyla da iğnelemiyordu. Benimle konuşuyor gülüyordu ama hep birlikte değildik öncesindeki gibi. Duyduğuma kadar Asya ile de konuşmuyordu. Yeni bir okula başladığım için çok fazla görüşemiyorduk Akın ile zaten. Asya ile konuşmamasını da ben istememiştim ki böyle bir şeyi de istemeye hakkım da yoktu. Henüz okul başlayalı bir hafta olmasına karşın doğru düzgün kimseyle konuşma cesaretinde bulunamamıştım. Neden bilmiyorum ama yeni bir ortama girince ben gidip kaynaşmayı denersem ve sanki karşımdakiler hoşlanmazlarsa benden bunu belli edemezler gibi geliyordu. Yani kendimi zorla kabullendirmek istemiyordum. Karşı taraftan birilerinin beni çağırması gerekiyordu.
Sınıf zaten ara tatilden geldiği için henüz kendilerine gelememişti. Elimi çeneme yaslayıp edebiyat dersini dinlemeye çalıştım. Fakat ister istemez eski okulumla karşılaştırıyordum. Pekala ana dersler vardı burada yani ben ekstradan geometri ve üniversite sınavı için Türkçe görürken burada onlar yoktu. Dersin içerisinde vermeye çalışıyorlardı. Kollarımı göğsümde bağlayıp yanımdaki boş sıraya baktım. Sıra arkadaşım bundan önceki dört günde olduğu gibi bugünde gelmemişti. Umudum pazartesi günü okula gelmesiydi. En azından günü normal bir şekilde tamamlamak adına biri olabilirdi. Çalan zil ile öğle arası gelmişti. Montumu üzerime geçirip okulun dışında büyük ihtimal beni bekleyen Kaya'nın yanına ilerledim. Arabaya binip ellerimi birbirine sürttüm.
"Günün nasıldı?" omuz silktim.
"Normal, okul işte." sokaktan geri geri çıkıp yemek yiyebileceğimiz bir yere gitmeye başladık. Bu rutine alışmıştım dört gündür böyle ilerliyordu çünkü. Öğle arası vaktimde Kaya geliyor beni alıyor ve yemek yedikten sonra okula geri bırakıyordu. Okuldaki kimse onu tanımadığı için de umursamıyordum. Yemek yiyeceğimiz mekana geldiğimizde arabadan inip içeri geçtik. Zaman kısıtlı olduğundan daha çok fast food ürünler tercih ediyorduk.
"Bugün biraz düşündüm," önündeki sudan biraz içip geri koyduktan sonra devam etti ben de dikkatle dinlemeye. "Sınava az bir süre kaldı ve akşamları seninle geometri çalışmalıyız, matematikte çok iyi değilim fakat çözemediğin sorularda yardımcı olmaya çalışırım." başımı anlar gibi salladım.
"Dersleri çok boşladım dimi?" başını aşağı yukarı salladı. "Öyle yapalım o zaman." yemekler geldiğinde o bir yandan konuşuyor bir yandan da yemeğini yiyordu.
"Vakit kısıtlı ve konular çok olduğu için matematik ve Türkçeye ağırlık vermen gerek ilk aşamadaki sınavda." içeceğinden bir yudum alıp patatesi ağzına attı. "İkinci sınavda ise matematiğin yanında fen grubundan da bir ders seç kendine, hangisinde kendine çok güveniyorsan onunla ilgilen gerisiyle de banko sorular üzerinde çalış." kafamı tekrardan salladım. Demek istediğini anlıyordum. Eğer normal bir sınav öğrencisi gibi tüm konulara çalışmayı denersem olmazdı. Çünkü dört buçuk ay gibi bir süre kalmıştı sınava ve ben de saatlerce bir masanın başında oturup ders çalışabilecek bir öğrenci değildim. Kısa kalan ama masada kaldığı zamanı verimli kullanmasını bilenlerdendim.
"Sanırım fizik çalışacağım, kimya ile hiç aram yok biyoloji desen ancak bana yetecek kadar. Fizikte iyiyim." kendi kendimi onayladım başımı sallayarak. Biyolojinin bir türlü mantığını anlayamıyordum kimyayı ise baştan aşağı anlamıyordum. Benim bir şeyi anlayabilmem için onu görmem gerekiyordu ve kimyadaki hesaplamaları zihnimde canlandıramıyordum bu yüzden fizik çalışacaktım. Zaten başından beri seviyordum ve yapabiliyordum.
"O zaman bu akşam geometriye kaldığımız yerden devam ediyoruz." başımı salladım. Biraz dişimi sıkıp sınavdan sonra rahata erecektim ve en azından istediğim bölümü kazanmış olacaktım. Sorun sadece benim şehir dışında bir üniversite kazanmamdı çünkü evi daha yeni bitirmişken bir daha oradan oraya taşıyacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geometrici
Teen FictionKaya ve Arden'in hikayesi. Bir öğretmen ve öğrenci hikayesi. Onlar imkansızın içinde imkanlar. olmayacak bir hayale tutunan iki hayat. Kaya, daha öğretmenliğinin ikinci yılında eğitim öğretim aşkıyla tutuşan bir geometri hocası. Arden ise klasik bir...