4.Bölüm

20.5K 746 428
                                    

Arden Merih;

Sabah yine teyzemin sesiyle uyanmıştım. Eniştem benden önce kalktığı için beni uyandırabilmek adına evde ciyak ciyak bağırabiliyordu. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm. Formalarımı da bir çırpıda üzerime geçirip çantamı kaptığım gibi alt kata indim. Teyzem ve eniştem çoktan masaya oturmuşlardı. 

"Günaydın." deyip ben de yerime oturdum. Tabağıma bir kaç parça bir şey koyup yerken telefonumun bildirim ışığıyla telefonumu elime aldım. Mesaj Akın'dandı. Mesajı okuduğumda çatalımı masaya bırakıp ayaklandım. "Teyzelerin bir tanesi, eniştelerin en favorisi." deyip ikisini de öptüm. Teyzem nereye diye sorsa da duymamış gibi yapıp kapıya doğru ilerledim. Akın Asya ve Ali kapıda beni bekliyorlardı. Ben de aralarına katılınca grup tamamlanmış oldu. Güle oynaya ki bizi güldüren hep Akın oluyordu, okula ilerledik. Zaten yakın bir mesafede olduğumuz için çok uzun sürmemişti okula gelmemiz. Biz okula girince bahçedeki bir kaç kişi dönüp bize baktı. Kim bilir bizim deli müdür bizi nasıl anlatıyordu üst sınıflara. Kolumu dürten el ile başımı o yöne çevirdim.

"Şu Kaya hoca değil mi?" Asya tam boş bulunup soracaktım ki durdum. Hangi anlamda Kaya? İyi ki de sormamışım. Baktığı yöne bakıp kafamı salladım. Cuma günü bana güvenip sırrına ortak etmişti, kolay değildi elbette. Ben de ona içimi dökmüştüm. Gerçi benimkileri tahmin etmek zor değildi ama onunkiler ne bileyim, ilk kez çevremde böyle bir şey gerçekleşiyordu. "Cuma günü konuşmak iyi geldi mi?" diye sorunca düşündüm. Gerçekten iyi gelmiş miydi? Gelmişti. Kendimle bile bu tarz konuşmaları sesli yapmıyorken başkasına karşı ilk kez bu kadar şeffaf olmuştum. 

"Baya iyi geldi.  Bu kadar iyi geleceğini bilseydim daha önceden yapardım."yanağımdan aldığı makasla gülmeden edemedim. Akın ile Ali önden ilerliyordu Asya benimle konuşabilmek adına adımlarımızı yavaşlatmıştı konuşma bittiği için hızlanıp onlara yetiştim. İlerleyip Akın'ın daha yeni tıraşlanmış ensesine şaplak attım. Kaşlarını çatarak bana baktığında kaçma gereksinimi duydum. Okul binasına doğru adım atmamla ensemden yakaladı. Okul formamı iki parmağıyla havaya kaldırdığında ben kedi gibi bakıyordum. Belki halime üzülür de bırakır diye. Fakat bu kedi bakışları Akın da işe yaramıyordu.

"Akın bırak kızı," sesin geldiği yöne baktım. Ali yüzünü buruşturmuş bir şekilde bize bakıyordu. "Allah'ına bırak, şöyle bakınca görüntü kirliliğinden başka bir işe yaramıyor." gözlerim şaşkınlıkla açılırken Akın sırıta sırıta ensemi bıraktı. Üstümü başımı hırsla düzeltip bir ayağımı yere vurdum. 

"Sen kaşınmıştın." arkama dönüp sesin sahibine baktım. Kaşlarımı çattım. "Hocam, sizde mi ya?" okula girdim. Benden önce geçmişti zaten bizimkiler. Akın hala sınıfta sırıtıyordu, Ali ile Asya bir şeylere gülüyordu. Akın'a sert olduğunu düşündüğüm bakışlarımı atarak yanına geçip oturdum. Ders geometriydi. Zaten bu düşüncenin aklımın ucundan geçmesiyle Kaya hoca sınıfa girmişti. Ayağa kalkmadan eliyle oturmamızı ima etti. En arka sırada oturduğum için başımı duvara yaslayıp yoklamayı almasını beklerken onu izledim. İyi alıştın sen de onu izlemeye. İç sesime elimin tersiyle vurup ona seslendim. Bu seni değil onu ilgilendirir. 

Yoklama alındıktan sonra şükür ki üçgenlere geçebilmiştik. Daha okul başlayalı bir ay olmuştu ama böyle giderse konular yetişmeyecekti. Trigonometriyi de o anlatacaktı. Yani alacağımız yol, yol değil mübarek şehirler arası otobandı. Başımı duvardan çekip elimdeki ders föylerine odaklandım. Föylerdeki sorular kolay olduğu için hocadan önde gidiyordum. Akın desen, gözü açık uyuyordu. Geometri dersini saçma bulmuştu, biz göremedikten sonra on saat geometri işlesek ne fayda deyip umursamamıştı dersi. Ama bir soruda takılmıştım ve o detayı göremiyordum ben de başımı kaldırıp hocayı dinledim. Benim geldiğim soruya gelmesine iki soru kalmıştı. Ben de tekrar namına o iki soruyu da dinledim. Benim yapamadığım soruya gelince çözmüştü fakat anlamamıştım. O yüzden sorunun yanına işaret koyup teneffüste hocaya sormayı akıl ettim. Sınıf ortamında anlamadığım bir şeyi sormaktan nedense utanıyordum. Ders işlenmeye devam etti ben de bu sefer önden gitmek yerine hocayla birlikte ilerledim. Ders bitince Kaya hoca kitaplarını toplayıp masada düzgün bir şekilde bırakıp kapıya doğru ilerledi. Ben de föyü alıp peşine takıldım. 

GeometriciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin