Arden Merih;
Bugün hafta sonuydu dolayısıyla da okul yoktu. Gerçi Akın ayak ucumda oturup Ali ile birlikte pes oynuyor ya neyse. Bizde Asya ile koltukta oturmuş yılbaşı partisinde ne giyeceğimizi düşünüyorduk.
"Diğer kızların ne giyeceğini bilmiyoruz ki ona göre abartı seviyesini düşünürdük." deyince bana da mantıklı geldi. Ama sonuçta partiydi, üstelik yılbaşı partisi ki bir buçuk ay kadar bir süre kalmıştı. "Ama iyi tarafı rengi kesinlikle belli." gülümseyerek baktım ona. Esmer bir teni vardı, siyah saçları ve o esmer güzelliğin arasında yeşil gözleri. Yani afetül devrandı bizim Asya.
"Ne renk giyeceksin?" gözleri ışıldayarak baktı bana. Ne olurdu şu kızınki gibi güzellikte bana verseydin Allah'ım? Bu sefer sorguluyorum yani neden vermedin?
"Gri." kafamda onun üzerinde gri rengi hayal edince çok güzel olacaktı emindim. Zaten Asya'ya ne giyse yakışırdı. Çuval giyse bile. "Sen ne renk giyeceksin?" sorusuyla daldığım yerden kafamı sallayarak çıktım. Ne renk giyeceğimi bilmiyordum ama büyük bir ihtimal siyah giyerdim. Kurtarıcı ve risksizdir.
"Siyah, sanırım." bandajlı elime baktım. Yani, istemeden de olsa onu düşünüyordum, kesinlikle bile isteye değildi. Hem ne diye bilerek onu düşüneyim ki? Çok güzel geometri anlatıyor falan mı?
"Sen de bir haller var da neyse." diyen Asya'ya döndüm. Bakışları benim gibi bandaja kaymıştı. "Kaya hoca sardı dimi." sormaktan çok emin olmak istiyor gibiydi. Üstelik diğer konuştuklarımız gibi sesli değilde daha fısıltıyı andıran bir tonda söylemişti. Akın ve Ali yüzündendi. Şimdi onlar öğrense beş yıl dalga geçerler taklidini yaparlardı. Kafamı salladım yavaşça. Bıyık altından gülünce yalandan kaşlarımı çattım.
"Ne gülüyorsun sen?" desem de kaşlarını ben bilmem dercesine havaya kaldırıp ayak ucunda oturan Akın'ı dürttü.
"Hadi ya üç turdur yeniliyorsun Ali'ye, çekil de alayım Ali'nin egosunu." Bunu deyişiyle Ali kahkaha attı. Asya pes oynamayı beceremezdi ki nasıl yenecekti Ali'yi çok merak ediyordum.
Asya da Ali ile üç tur pes oynadıktan sonra umutsuz vaka diyerek Ali'ye döndü. Üç tur da o yenilmişti Ali'ye. Ben zaten teklifte bile bulunmuyorum çünkü üç tur da benim yenileceğimi biliyorum. O yüzden hiç meydan okuma zahmetinde bile bulunmadım. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali Akın, Ali ile rövanş istiyordu.
"Doymadın mı oğlum sen?" Akın sırıta sırıta kafasını iki yana salladı. Onlar bir tur daha pes oynarken biz de Asya ile telefonlarımızdan elbise bakıyorduk. Fakat benim işte bu, diyebileceğim bir elbise karşıma çıkmıyordu. Asya ise hepsine bayılıyor hepsini ekran görüntüsü alıyordu.
"Bir elbise giyeceğiz ballim, biliyorsun değil mi?" dikkatini çekmek istiyordum yoksa bu gidişle saat başı elbise değiştirecekti partide.
"Onu bunu boş ver de, seninki ne giyecek acaba?" ben bön bön bakmaya devam ettim. Benimki kim be? Biraz düşündüm, benimkinin kim olduğunu.
"Benimki ney?" sırıta sırıta gülünce Akın ve Ali maçı bırakıp bize döndü. Üçümüz meraklı bakışlarla Asya'ya bakarken verdiği cevapla keşke sormasaydım dedim.
"Kaya hoca." Akın ve Ali birden birbirine bakarken ben alayla güldüm. Ardından kahkaha attım. Dalga mı geçiyordu bu kız benimle? Adam evli! Ama boşanacak. Konumuz bu değil. Kaşlarımı çattım ciddi misin dercesine, sırıtması yüzünden silinmeyince ciddi olduğunu anladım.
"Adam en son evli değil miydi ya?" diyen Akın'a baktım. Bir elini ensesine atmış kaşıyordu, kafası karışmıştı sanki. Bense üzerimdeki şoku atlatamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geometrici
Teen FictionKaya ve Arden'in hikayesi. Bir öğretmen ve öğrenci hikayesi. Onlar imkansızın içinde imkanlar. olmayacak bir hayale tutunan iki hayat. Kaya, daha öğretmenliğinin ikinci yılında eğitim öğretim aşkıyla tutuşan bir geometri hocası. Arden ise klasik bir...