Bacaklarımı kendime çekip ellerimle gözyaşlarımı sildim. İnsan aşık olacağı kişiyi seçemiyordu. Bazen sizi seveni siz sevmiyordunuz ya da sizin sevdiğiniz sizi sevmiyordu. Ve sevmediğinde karşınızdaki kişiye beni neden sevmedin diye soramazdınız? İnsan bile isteye kendine bu kötülüğü yapmazdı. Yapmamalıydı. Birine nasıl sorabilirsiniz ki beni neden sevmedin diye? Burnumu çekip başımı iyice yastığa gömdüm. Gözyaşı kalmamıştı artık akacak gözlerimde, uzun ve titrek bir soluk adım. Bomboş bir şekilde etrafı izlerken kapı pervazına yaslanmış Kaya'yı gördüm. Dudaklarımı gülümsemeye zorladım ama bunda bile başarılı olduğum söylenemezdi.
"Daha iyi misin?" olduğum yerde diklenip sırtımı yatağın başlığına yasladım. Ellerimi bağdaş kurduğum bacaklarıma doğru uzatıp kafamı aşağı yukarı salladım. "Daha iyi halin peki bu mu?" işaret parmağıyla yüzümü ima etti, umursamayıp omuz silktim. "Ne yapsak kendini daha iyi hissedersin?"başımı çeneme yaslayıp ona bakmaya devam ettim. Hep yaptığımı yapıp kaçmak istiyordum, çok uzaklara. Başka bir semte, başka bir şehre, başka bir dünyaya. Fakat her şeyimle bu semte, bu şehre, bu dünyaya aittim. Burnumu kırıştırdım. Sanki o vakitten sonra dilim zincirlenmişti ve konuşmak dahi istemiyordum. Sıkıntıyla nefesimi dışarı verip başımı pencereye çevirdim. "Konuşmayacak mısın benimle?" ne ona baktım ne de bir şey dedim. Usulca elini başıma koyup ağır hareketlerle saçlarımı okşadı. "Bu kadar kırgın olmandaki sebep, bir kez bile sormayışı değil mi? Neden diye sormayışı?" başımı dizlerime yaslayıp ona baktım. Lafını nereye çıkaracağını biliyordum. Ben de ona neden diye sormadım, sadece suçladım. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Avuç içlerimi gözlerime bastırıp gözyaşlarımı silerken kolunu sırtıma doladı. "Tamam, sakin ol. Geçecek, bu da geçecek. Neleri atlattın sen bunu da atlatacaksın, güçlüsün sen."
"Güçlü falan değilim ben, güçlüymüş gibi yaptım hep. Ama tek başıma kalınca duvarın dibine çöküp içim çıkana dek ağladım." sırtımı sıvazlarken bir diğer eliyle de saçlarımı okşuyordu. O kadar güzel sevgisini hissettiriyordu ki hissettirdiği duygularına bir kez daha aşık oldum.
"Biliyorum, oradaydım." derin bir nefes alıp çenemi avuçlarının içine aldı. "Yüzünü yıka da dışarı çıkalım, bugünümü sana adıyorum Arden Merih Kozan." gülümsedim ama canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. "Hadi hadi." elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Hala kapalı duran valizi işaret etti. Ağır adımlarla valizin yanına doğru ilerleyip çöktüm. Fermuarı açıp en üstteki ekru kazağı ve altlarda sıkışmış halde olan siyah pantolonumu aldım. O odadan çıkıp kapıyı da arkasından kapatınca önce kazağı sonra da pantolonumu giydim. Kazağı pantolonumun içine sokup odadan çıktım. Onun odasının kapısı da kapalı duruyordu büyük ihtimal o da üstünü değiştirecekti. Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Yüzüm biraz kırmızı ve gözlerim hayli kan çanağına dönmüş gözüküyordu. Soğuk suyu gözlerime bir kaç kez çarptım, en azından o kırmızılığı alsın diye. Havluyla yüzümü tekrar kuruladıktan sonra en azından daha iç açıcı gözüküyordu yüzüm. Normalde yüzümü biraz renklendirmek isterdim fakat hiç yapasım yoktu. Banyonun kapısının tıklanmasıyla başımı kapıya çevirdim. Kapı zaten açıktı ama nezaketen ben geldim demek adına tıklatmıştı. Bu ince davranışı bile içimi kıpır kıpır etti. O saçlarını şekillendirirken bir kez daha düşündüm yüzümü renklendirip renklendirmemeyi. Çünkü o çok özenli ve benim bu kadar paspal olmam hoş gelmemişti gözüme. Sırf bu yüzden koşar adımlarla odaya geri dönüp valizin ön tarafına sıkıştırdığım makyaj malzemelerimi çıkardım. Giyinme dolabının aynasının önüne çökmeden önce banyoya koşar adım giderek süngerimi ıslattım. Kaya'nın saçlarını şekillendirmesi bitmiş sadece ufak dokunuşlar yapıyordu. Hayır o kastı, ben ondan daha da kastım alt tarafı dışarı çıkacaktık. Tekrar aynanın önüne çöküp yüzüme bb krem sürdüm. Ardından onu pudra ile sabitleyip gözlerime açık renkte kahverengi far sürüp dağıttım. Aynada yansımasını görünce pervaza yaslı bir şekilde beni izliyordu. Gülümsedim ama daha içten. Rimel ve dudaklarımın tonlarında bir ruj sürüp karışan saçlarımı elimle düzelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geometrici
Teen FictionKaya ve Arden'in hikayesi. Bir öğretmen ve öğrenci hikayesi. Onlar imkansızın içinde imkanlar. olmayacak bir hayale tutunan iki hayat. Kaya, daha öğretmenliğinin ikinci yılında eğitim öğretim aşkıyla tutuşan bir geometri hocası. Arden ise klasik bir...