17.Bolum

10.4K 379 43
                                    

Geometrici gittiğinden beri evde çıt dahi çıkmıyordu. Çünkü herhangi bir şeyde patlayacagimi biliyorlardi ama benim patlamam için bir seye ihtiyacim yoktu.

"Ya Allah aşkına enişte. Sen elli bin euro borca girecek kadar ne yaptın? Ya senin aklin neredeydi?" bunlari on sekiz yasindaki ben bile dusunebiliyordum fakat o düşünemiyordu. Ve bunu benim aklim almıyordu.

"Hadi borca girdin diyelim. Beni satmak ne! Bankadan kredi çek, tefeciden para al ne bileyim herhangi bir sey ya eniste!" salonda bir ileri bir geri volta atiyoe tum kinimi ve ofkemi kusmaya çalışıyordum. Basini yukari kaldirip bir sry diyecek gibi oldugunda devam ettim.

"Hadi onu da geçtim, neden bu adam ya? Neden bu kendimi uğruna harcadığım adam?" basini usulca iki yana salladi. Başını ellerinin arasina alip agzini acti.

"Hiçbir banka ha deyince yedi yüz bin Türk lirasi vermez kimseye. O adam da para vardi ve sorgulamadan kabul edecek tek kişiydi." kahkaha attım. Saçlarımı kulagimin arkasina tikistirip yuzune egildim.

"Sen o adamda para oldugunu nerden biliyorsun?" gozlerimi kisarak ona baktigim esnada gulumseyerek basini iki yana salladi.

"Sen o adamın mesleğinden ve adından baska ne biliyorsun Arden?" yuzumu burusturarak baktim ona. Allah askina konu nasil benim Kaya hoca hakkinda bildiklerime gelmisti?

"Gercekten konu bu mu ya?" merdivenleri hizli hizli cikip odama girdim. Tanidigimi sandigim alt kattaki iki insan sanki zihnime de bana da yabanci gibiydi. Anne yarisi olarak bildigim teyzem ve babam gittikten sonra babam yerine koydugum eniştem bozguna uğratmıştı. Once Akın'ın itirafiyla dizlerimin üzerine cokmustum simdi enistem ve teyzem yuzunden yerle bir olmustum.

Telefonumun bildirim sesiyle ellerimi yuzumden cekip telefonumu elime aldim. Bildirimlerden gelen mesaji okudum.

"Yarın okulda matematik odasinda seninle konusmam gereken bir konu var." hah! Konusmasi gereken bir konu varmış. Surekli zaten bir seyler anlatmaya calisiyorsun hoca.

"He he." yazip mesajlardan ciktim. Bu evet manasindaki bir cevap degildi. Anlat sen duvar dinliyor manasinda bir cevapti. Onun karsisinda bu sekilde bir duvar olarak kalacaktim. Ruhsuz soguk ve beton kadar saglam bir sekilde duracaktim karsisinda. Telefonumun çalışıyla oflayarak telefonu açtım.

"O ne demek, he he ne demek bir de sesli söyle bakalim da duyalim." telefonu omzum ve kulagim arasinda sıkıştırıp yatağa uzandım.

"He he demek, anlatin dinliyorum demektir. Onaylamaktir. Tesekkurler iyi gunler." telefonu kulagimdan cekip kapattigimda gulumsemeden edemedim. Bu yaptigim normal sartlarda ogrencinin ogretmesine yaptigi bir saygisizlikti ama onunla aramda ogretmen öğrenci iliskisinden baska her sey vardi. Ne kadar sure sonra bilmiyorum esim olacakti. Hayir hayir, ben onun parayla satin aldigi karisi olacaktim. Mali olacsktim. Istedigi gibi kullanabilecegi bir mal. Aklimdaki dusunceyle elimi agzima goturdum. Yapmazdi. Dokunmazdi degil mi? Ben istemedigim surece herhangi bir insa musveddesi bana dokunmazdi umarim. Ustelik en sevmedigim sey fiziksel temas iken. Guldu icimdeki buruk yanim. Fiziksel temastan nefret eden yanin herhangi birine karsiyken aslan ona karsi iken kedi kesiliyor.

Dudağımı bukup telefonu yataga geri bıraktım. Ellerimle yuzumu iyice ovusturup pijamalarimi uzerime geçirdim. Zaten ne bir sey yapacak ne de bir seyler yiyecek hal kalmıştı. Yarin icin alarm kurup telefonu komodinin uzerine biraktim ve gozlerimi kapadim.

***

Dün akşam kurdugum alarmin calmaya başlayisi ile gözlerimi araladım. Teyzem ilk kez odama gelipte uyandirmamisti beni. Yüzü yoktu çünkü bunu kendisi de biliyordu. Yorgani bacaklarımdan siyirip hala calmakta olan alarmi kapatarak ayağa kalktım. Banyoya dogru ilerleyip once yüzümü yikadim ardindan da dişlerimi fircalayip odama geri döndüm. Alt kattaki catal kasik seslerini duyuyordum ama onemi yoktu. Inmeyecektim. Yanlarina gidipte beni parayla kim oldugu fark etmeksizin o geometri bozuntusuna sattiklari halde yanlarina inip onlarla ayni masada kahvalti yapmayacaktim. Formmai uzerime gecirip saclarimi omuzlarimdan geri biraktim. Yuzume renkli nemlendirici dudaklarima da pembemsi bir dudak balmı surup alt kata indim. Girişteki portmantonun uzerinde duran parfumlerden birini sıkıp asili olan cantami alarak kapiyi açtım. Arkamdan gelen ayak seslerine ragmen arkama donmedim. Spor ayakkabılarımı giyip diklendigimde sesini işittim.

GeometriciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin