Üzerimdeki gelinliği düzeltip omuzlarıma dökülen örülü saçlarımı geri atıp aynada süzdüm kendimi. Fazla romantik duruyordum su gibi derler ya o şekilde. Yüzümde çok doğal tonlarda makyaj vardı, göz kapaklarıma pembe yansımalı şeftali tonlarında far sürülmüştü. Dudağımda pembe alt tonlu ama şeker kıza dönüştürmeyecek bir ruj vardı. Gözlerim dolu dolu aynaya bakıyordum şu an ki görüntü tam olarak görmek istediğim görüntüydü. Sade abartısız ve naif. Arkamda oturan Ali, Akın, Derin ve Kemal'i aynadan görebiliyordum. Akın biraz buruk baksa da yüzünde nahoş bir tebessüm vardı. Derin ve Kemal gözleri ışıldarcasına gülümsüyorlardı. Ali ise çok daha bambaşka bakıyordu. Gözlerine hüzün çökmüştü. Sanki, sanki kardeşim gibiydi ve gözlerinde veda barınıyordu. Gelinliğin uçlarından tutup onlara döndüm. Dudaklarımda hafif bir tebessümle hepsinin yüzüne ayrı ayrı baktım. Sokaktan gelen korna sesleriyle başımı pencereye çevirdim. odanın kapısının tıklanması ile içerideki sessizlik bozulmuş ve Aydın abi kafasını içeri uzatmıştı.
"Geldiler Arden, hazırsan eğer çıkalım." başımı aşağı yukarı salladım. Her birimiz dağılacaktık bugünden sonra biliyordum. Herkes üniversite okumak için bambaşka şehirlere gidecekti. Elbet bağımız kopmayacaktı fakat eskisi gibi de olunmayacaktı. Zaten Akın ile aramız eskisi gibi değildi bu sebeple belki de daha da açılacaktı. Sırayla hepsi ayağa kalkınca önce Kemal'e ardından Derin'e ve sonrasında Akın'a sarıldım. Akın'a sarılırken içim sızladı. Üzerinde benim kokusunu bildiğim koku vardı. Bakışlarım Ali'ye değdi. Burukça baktım ona. Kollarını açınca kocaman sarıldım. Akın'a haksızlık yaptığımı düşünebilirsiniz ama yapmadım, şu güne kadar hayatımda aldığım kararların hep arkasında durdum. Akın konusunda da duracağım, Akın benim kardeşim gibiydi ve öyle de kaldı. Bu güzel kardeşlik ilişkisinin bozulmamasını ve hep öyle kalmasını istedim. Biraz zedelense de öyle oldu. Yine Akın2a bir şey olsa ilk ben koşarım ya da bana bir şey olsa ilk gelenlerden biri kesinlikle Akın olur buna adım gibi eminim.
"Her şey için teşekkür ederim." her birinin gözlerine baktım.
"Veda konuşması mı bana mı öyle geliyor?" Kemal'in dediğine gülüp omuzlarımı dikleştirdim.
"Hayır, aksine yeni bir başlangıcın." kocaman gülümseyip kapının ardında beni bekleyen Aydın abinin yanına ilerledim. Bugün babamın burada olması ve yapması gereken rolü Aydın abi yapacaktı. Kendisi teklif etmişti ve ben de seve seve kabul etmiştim. Çünkü başka bir şehre gittiklerinden beri her Ali ile konuşmamda Aydın abi de telefonu Ali'den isteyip benimle konuşuyor ve halimi hatırımı keyfimi soruyordu. Aydın abinin koluna girip bugün eski evimiz olacak olan merdivenleri Aydın abinin kolunda bir vaziyette indim. Dış kapı açılmış ve jilet gibi simsiyah bir takım elbise ve boynunda gümüş renkte bir kravat iğnesi ile karşımda duruyordu. Fazla cesur ama hakkını veriyordu. Omuzlarını dikleştirdi ve ceketinin ucundan siyah gömleğinin uçlarını düzeltti. Aydın abi beni kendi kolundan çıkarıp Kaya'nın koluna bırakınca minnet dolu bir şekilde gülümsedim. Diğer geleneklerin hiçbirini istememiştim, ne kırmızı kurdele ne de o kırmızı duvak. Evet her şey usulüne göre olmalıydı fakat onlara yüklenen anlam beni rencide edecek bir anlamdı ve ben de bunu istemiyordum.
Biz düğün konvoyunun en önünde duran siyah ama beyaz gül ve yeşilliklerle kaplanan arabaya ve Ali'ler de Aydın abinin arabasına geçmişti. Konvoy tekrardan gürültülü bir şekilde korna sesleri eşliğinde ilerlemeye ve düğün mekanına gitmeye başladı. Kaya ile gün boyu konuşamamıştık. O kadar dolu bir gündü ki makyajından saçına ve onun kendi hazırlıkları ile bir türlü fırsat olmamıştı. Elimi elinin içine alıp yüzük parmağımda duran tektaşa dokunup yandan bir bakış attı.
"Çok güzel olmuşsun, hayallerimdekinden bile." gülümseyerek teşekkür ettim. Şakaklarımdan öpüp geri çekilirken başımı omzuna yaslayıp derin bir enfes aldım. Gözlerimi bu koşuşturmada arabada dinlendirirken korna sesleri yavaş yavaş kesilmişti ben de geldiğimizi anladığım için gözlerimi araladım. Kaya'nın yardımı ile arabadan inip ikimiz için ayrılan odaya geçtik. Odanın penceresinden bahçeye baktım. Açık havada ışıltılı ve yeşilliklerin bol olduğu bir düğün süslemesiydi tam istediğim gibi. Kaya koltuklardan birine oturmuş ellerini önünde birleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geometrici
Teen FictionKaya ve Arden'in hikayesi. Bir öğretmen ve öğrenci hikayesi. Onlar imkansızın içinde imkanlar. olmayacak bir hayale tutunan iki hayat. Kaya, daha öğretmenliğinin ikinci yılında eğitim öğretim aşkıyla tutuşan bir geometri hocası. Arden ise klasik bir...