15.Bolum

12.4K 417 103
                                    

Arabanin icinde oturmus onun anlatmasini ve bir an önce evime gitmeyi istiyordum. Araba hareket etmemesine ragmen direksiyonu sıkı sıkı kavramışti.

"Artik anlaticak misin, bütün gun burda oturup seni bekleyemem." koltukta huzursuzca kipirdanip ona cevirdim basimi. Utanilacak seyi o yapmisti ben degil o yuzden yüzüne bakmak utandirmiyor sadece midemi bulandiriyordu.

"Eger," derin bir nefes cekti icine. Ceketinin ic cebinden sigara paketini cikarip bir dal tutusturdu dudaklarinin arasina. "Eger, o mektubu okusaydin su an bana nefretle degil askla bakıyor olurdun."
Hafifce guldum.

"Eger elime bir mektup tutusturup kacmayip yuzume anlatacak cesareti kendinde bulsaydin karsinda degil yaninda olurdum." dudaklarinin arasindaki sigarayi tutusturdu. Sanki alev alan sigara degilde bendim. Ama alev almama ragmen tenim usuyordu.
Gozleri mahmur bir ifadeyle bana çevrildiğinde ifadesiz gozlerle ona baktim. O ise basini yana yatirip huzunle bakti.

"Ben o kadindan bosandim, sana mektubu verdigim gun dava sonuclandi. Ben o heyecanla geldim sana." sigarayi parmaklarinin arasuna alip kulunu silkeledi. "Ben o gun sana geldim Arden."

"Bu bir seyi degistirmez. Bosanmis olmaniz hala baba oldugunuz gercegini degistirmez." omuz silkip onume dondum ama hala goruyordum onu. Sigarasini tekrar dudaklarinin arasina goturup icine cekti. Dumani havaya uflerken cigerlerime cektim havayi. Sigara dumani onun agzindan cikip benim cigerlerime dolarken devam etti.

"Benden degildi, davanin sonuclanmasinin uzun sürmesinin nedeni DNA testini beklememizdi. Benim kanimdan benim canimdan degil o bebek." ellerimle yüzümü ovusturdum. Tekrar ona dondugumde kirginlikla baktim ona.

"Mesele sadece o degil ki." yuzunu ellerimin arasina aldım. Heyecandan gozleri ne yapacağını bilemez bir edayla yuzumde gezindi. "Mesele beni taniyamamis olman, ben gunlerce okula sis gozlerle aglamaktan kan canagina donmus bir halde geldim. Perperisan bir vaziyette."ellerimi geri cekerken az once kirgin olan gozlerim ofkeyle dolmustu."Ben senin yüzünden hayatimdan vazgeciyordum." gozlerini kapatip simsiki yumdugunda basimi arabanin koltuguna yasladim.

"Ozur dilerim, daha once gelemedigim icin, ozur dilerim sana bunca aciyi cektirdigim icin." sigarasini kullukte sondurdukten sonra benim yaptigim gibi basini koltuga yasladi. Bir elini yuzume yaklastirip yanagima dusen sac tutamini parmagina doladi.

"izin ver, actigim yaralar deva olayim." gulumsedim ama bu veda gulumseyisiydi fark edemedi. Basimi koltuktan cekip ona yaklastim. Şakağindan opup bekledim.

"Aşkımdan ölsem de benim sana dönen yollarim yok hocam."

Geri cekilip arabadan indim. Sirt cantamin ipini iyice kavrayarak ilerlemeye basladim. Yurudukce yürüdüm sahile vardığımda sanki icimde saatlerdir tuttugum desem değil, saat basi akmaya hazir olan gözyaşlarım yanaklarima suzuldu. Kayalara dogru ilerlerken dengem bozulsa da umursamadim. Dussem en fazla dizlerim ya da ellerim kanayacakti oysa benim yuregim kanarken. Bacaklarimi kendime doğru cekip kayaliklardan birine oturdum. Karadeniz'e dogru bakarken uzun soluklu bir ic çektim.

"Ne kaldi simdi elde avuçta? En yakin arkadasini kaybettin, sevdigin adami kaybetmen icin once ona sahip olman gerekirdi, olamadin." kollarimi birbirine kenetlerken cenemi dizlerime yasladim. Aralik ayi buz gibi usutse de icim yaniyordu sanki. Yanimda olusan hareketlilik ile basimi oraya cevirmek istesem de yapmadim. Ikisinden biri olursa eger dayanamayacagimi biliyordum.

"Neden geldin?" sesine gore taniyacaktim onu. Kim oldugunu yuzune bakmadan anlayacaktim.

"İyi degilsin Arden. Dusundum ki yaninda biri olursa daha iyi olursun." Asya'nin sesiyle gözlerimi yumdum. Dudaklarimi birbirine bastirirken cenemi dizlerimden kaldirmadan basimi ona cevirdim.

"Akın gonderdi degil mi? Bu kadar iyi tanimak zorunda mi beni?" tekrar onume donerken elimin tersiyle yanaklarimdaki ıslakligi sildim.

"O itiraf etti degil mi? Sen fark etmedin." dedi sorarcasina. Cenemi kaldirip ona dondum tamamen. Kaslarim hafif catilirken dikkatle baktim yuzune. "Dışarıdan gorseydin ikinizi, hele Akın'ı inan hayret ederdin. Oyle guzel bakiyor ki sana, Kaya hocanın aksine kirmaktan korkarcasina, onun aksine dokunmaya kiyamazcasina." bir salak ben miydim yani kör olan? Nasil fark edememistim bir de kendimle ovunurdum?

"Devam et Asya, lutfen." ellerimi birlestirip dikkatle onu dinlemeye başladım.

"Sen o gun okuldan aglayarak ciktiginda ben Akin'in gozlerinin doldugunu gordum Arden." derin bir nefes aldi. "Sanki senin bir yansa onun cani iki yanacak gibiydi. Ertesi gun okula geldiginde sinirli, endişeli, üzgündü. Kaya hocanin dersinde adami bir öldürmediği kaldi." icimde saskinlik yoktu. Bu zamana kadar anlattiklarini en yakin arkadasim olarak bildigim Akın da yapardi çünkü.

"Sen mutlu ol diye kendi mutluluğundan vazgecti. Sizdeyken Kaya hocadan bahsederken Akin'in ici eziliyordu sanki, gormedin. Karsinda alev aldi resmen, gormedin. Sirf sen mutlu ol diye senin Kaya hoca ile olmani istedi." bu sefer gozumden Akın'a yaptigim haksizlik icin gözyaşı dustu yanagima.

"Fark edemedim, özür dilerim." yanagimi silerken Asya kocaman sarilmisti. Ama o sarilinca icimden daha cok aglamak geldi. Ben de çekinmeden ona sarili bir vaziyette ağladım.

"Neden sevmedin demeyecegim sana, sebebi olmaz cunku. Ama uzme onu Arden. O seni kendinden sakinircasina severken bunu ona cok görme." aglarken kafami usulca salladim.

"Yalniz kalabilir miyim, lutfen?" basini usulca sallayip ayaklandiginda tekrar denize dondum. Akın, Asya'nin bunlari anlattigini ogrenince kizacagini bildigim icin susacaktim. Saclarimi bir omzumda toplarken derin bir nefes alıp yanaklarimi temizledim. Gozlerimin islakligini da silip ayaklandim.

"Söz veremem ama deneyebilirim."

GeometriciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin