🎶 Dido - White Flag~Ben bu gemiyle batacağım
Ellerimi kaldırıp, teslim olmayacağım
Kapımda hiçbir zaman beyaz bayrak olmayacak
Aşığım ve hep aşık kalacağım~
Normal insanların başını Simay Atan olarak çeken ben, bu dünyaya gelmiş önemsizlerden yalnızca birisiydim. Herkesin yaşamında kendini gösteren iniş çıkışlar, tabii ki benimde yaşantımda mevcuttu ancak tamamen sıradan, monoton bir hayatın içerisindeydim. Kimileri buluş yapmak, kimileri yönetmek, kimileri hayat kurtarmak için bu dünyaya gelmişken ben yalnızca yaşamak için yaratılmış gereksiz bir fazlalıktım sanki. Bu dünya için yaptığım tek şey ise iyi bir insan olmaktı.Beni dışarıdan tanıyan insanlara nasıl biri olduğum sorulsa büyük ihtimalle içine kapanık, sessiz, sakin bir kız olduğumu söylerlerdi ancak aynı soruyu beni tanıyan ve yakın olduğum kişilere sorsalar asla aynı yanıtları alamazlardı. Yerine göre davranmasını genelde bilen, bazen olgun bazen çocuk gibi olan, duygularını aşırı yoğun yaşayan, net bir genç kızdım. Genelde sevilmeme ihtimalim olmazdı. Hani yıldızı yüksek insanlar olur ya, insanlara elektrik saçar ben de öyleydim işte. Görüntüm çoğu kişiye göre iyi olsa da güzellikten daha çok sempatiyle insanların kalbinde yer edinirdim. Kısaca böyleydi, lise üçüncü sınıf öğrencisi olarak normal bir aileye, normal bir okula, biraz anormal arkadaşlara, rutin bir yaşama sahibim.
YANİ SAHİPTİM!
Şu dakikaya kadar.
Onu görene kadar.
Koş Simay, koş!
Otobüsten indiğim anda gördüğüm çocuğu tam on beş dakikadır takip ediyordum. Birincisi, ders saatimi kaçırmıştım ve yok yazıldığıma emindim. İkicisi, şu an nerede olduğumu bile bilmiyorum ve kaybolabilirim. Üçüncüsü, bu çocuk psikopatın teki olabilir ve beni bir köşede sıkıştırıp öldürebilir. Dördüncüsü, hiç sanmıyorum Simay, saçmalama. Be- hey sigara içiyor!
Gözlerim kocaman açıldığında duvarın kenarında öylece kalakalmıştım. Daha önceden gelmiş biri esmer, diğeri sarışın iki çocuğun yanına gitti ve onlarla selamlaşıp cebinden sigara paketini çıkardı. Şaka gibi gelmişti o an çünkü hiç sigara içen görünümü yoktu. Böyle sarı saçlı, bebek yüzlü, uzaktan görebildiğim kadarıyla deniz gözlü, kusursuzluğun somut haliydi resmen. Onu gördüğüm anda geçirdiğim kısa süreli evreler, beni bu saçmalığı yapmaya mecbur kılmıştı. Şu ansa resmen ajan gibiydim. Tek farkım üzerimdeki saçma lise formasıyla birlikte okul çantamdı!
Yaklaşık yarım saat kadar benim yakışıklım, şu diğer önemsizlerle takıldı. Sonra da hep birlikte tekrar yürümeye başladılar. Şükürler olsun yoksa saklandığım duvarın kenarında can sıkıntısından kök salacaktım.
~~
Koşa koşa okula varabildiğimde kolidorlardaki öğrenci fazlalığı beynime tenefüste olduklarının sinyalini vermişti. Bu biraz olsun rahatlamama ve adımlarımı yavaşlatmama neden oldu. Kendi sınıfımın kapısını açıp içeriye girmemleyse Çisim'in "Nerdeydin sen?!" diye cırlayan tiz sesi kulağıma doldu. Sesi kulak zarımı patlatacak düzeyde olsa bile yüzümdeki aptal sırıtışı bozmaya yetmemişti. Kapının önünde öylece durup onun üzerime doğru ilerleyen adımlarını izledim.
"Anlatsam da inanmazsın," dedim gülerek ve Çisim'ciğim elini ağzıma yapıştırdı. Kendisi benim bir tanecik kız arkadaşım ve mükemmelitomdur. Böyle arada dengesizlik yapıp yapıştırmayı sever ama bunlar hep sevgisindendir. Aslında bana hiç kıyamaz çünkü o benim gibi değildir. Şimdi ben olsam yapıştırmak yerine ağzına bir tane patlatırdım. Döverek sevmek gibi pis bir huya sahiptim çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌞 GERİZELLAM🌙
Teen FictionGerizellasın çünkü: 1. Sinir sistemimim bozulmasının en büyük sebebisin, 2. Israrla her hatanda özür dilemekten çekinmemene rağmen beni sevdiğini söylemekten çocuk gibi korkuyorsun, 3. Kendinden başka kimseye yeterince değer vermiyor ve dünyayı ken...