Elimi bırakma 🌞

5.3K 316 21
                                    

🎶 Soner Avcu - Yalnızlıklar

~Kapat gözlerini
Seni görenler dağılsın
Kalmaz yalanlar kimseye
Bozmaz hayaller o zaman
Hala umudum yanımda~


Önümüzde donup kalmış kumral kız ve sarışın erkeğe bakarken kaşlarımı çatmıştım. Kızın yanaklarından yaşlar o kadar hızlı akıyordu ki şaşırmadan edemedim. Güneş yavaşça ayağa kalkınca ben de kalktım. Kız içine derin bir nefes çekip "Simay," dedi ve aniden Güneş'in boynuna kollarını doladı. Hareket bile edemiyordum. Kız hıçkırarak ağlarken, Güneş'e kollarını dolamışken ben sadece ağzım aralık bir şekilde onlara bakıyordum.

"İnanamıyorum buradasın... Seni çok özledim... çok özledim..." derken Güneş'i öpüp duruyordu. Sarışın oğlana baktım. O ciddi ciddi donmuştu. Gözlerini bile kırpmıyordu.

"Yaşadığına inanıyordum. Ölmediğini biliyordum," Ona sarılmayı bırakıp yüzünü elleri arasına almıştı.

"Herkes çok sevinecek. Herkes şok olacak seni görünce. Buldum kardeşimi diyeceğim onlara... Giray ve ben o lanet partiden sonra pes etmeden her gün aradık seni. Burnumuzun dibindeymişsin," saçlarını okşuyordu.

"Rüya değil bu değil mi?" diyerek başını çevirip oğlana bakmıştı. "Giray, rüya görmüyorum değil mi? O burada!" adının Giray olduğunu öğrendiğim çocuk kafasını sallarken o da Güneş'e doğru yaklaşmıştı. Bir süre ona baktıktan sonra tıpkı kız gibi sarıldı Güneş'in tepkisiz kalan bedenine. Kalbim sıkışmıştı o an. Kız da onlara sarılınca çocuk ayrılıp Güneş'in elini tutmuştu.

"Hadi gidelim. Evine gidelim. Yine eski günlerdeki gibi. Çisim, sen ve ben. Yaşıyorsun ya gidelim işte. Annen de baban da çok üzgün. Onları görünce çok şaşıracaksın. Hadi gel," kolunu çektiği anda Güneş başını çevirip korkulu gözlerle bana bakmıştı. Boşta kalan eli bana uzandığı an kendime gelip elini tutmuş ve onu kendime çekmiştim. Bedeni göğsüme çarptığında titreyerek arkama geçmişti. İsimlerini öğrendiğim Giray ve Çisim bize baktığı an ikisinin de kaşları çatılmıştı. Gözleri kıpkırmızıydı.

"Neler oluyor Simay? Yanımıza gelsene,"

"Aras götür beni buradan," demişti ağlayarak Güneş ve yutkundum. Simay... Simay onun gerçek adı mıydı? Bunlar da kimdi? Kalbime bir anda ağırlık yüklenmişti ve nefes almakta dahi zorlanıyordum. Ne yapacaktım? Çıldıracağım ne yapacaktım?

"Aras!" diye bağırdı arkamdan Güneş ve o anda Çisim denen kız konuştu.

"Onun nesi var. Bize neden... Ya-yabancı gibi bakıyor,"

"Güneş," dedim ve titreyen elleri kollarımı sıktı. Başını sırtıma bastırıyordu.

"Aras götür beni, götür beni," dedi tekrardan. Şimdi onu götürürsem belki de düşünmekten daha da hastalanacaktı ve bu onun için büyük bir travma olurdu,  biliyordum. Önümüzdeki kız ve çocuğun da şimdiden sonra onun peşini bırakacağını sanmıyordum. Götürmeyip Güneş'in hafızasını kaybettiğini anlatsam... Güneş'i benden alacaklardı.

Beynim durmuştu birkaç saniye. Bayılacak gibi bir his dolanıyordu damarlarımda. Gitmek istiyordum. Onu da alıp çok uzaklara, kimsenin bizi bulamayacağı bir yere gitmek istiyordum. Yapabilirdim de. Şimdi buradan Güneş'i alıp gidebilir ve gerçekten hiçkimsenin bizi bulamamasını sağlayabilirdim. Bu dünyadan ikimiz de silinir ve sadece ikimiz... İkimizin olduğu yeni bir dünya yaratabilirdim. Bunu yapabilcek güce sahiptim ama nasıl yapardım ki. Nasıl bir kez daha hayatının içine edip yalan dolanla ona yeni bir hayat sunabilirdim. Üstelik ilkinin pişmanlığını yaşarken iliklerime kadar... Yavaşça arkamı döndüm ve ıslak gözleri korkuyla titrerken güzel yüzünü ellerimin arasına aldım.

🌞 GERİZELLAM🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin