🎶 Ariana Grande - Thinking Bout You
~Senin hakkında düşünüyorum
Tüm düşünceler aklımda,
Unutmanın bir yolu yok
Nefesimi kaybediyorum
Kimse senin yaptığın gibi,
Aşık etmedi beni kendine~
"Aras?" dedi Boğaç ve içime derin bir nefes çektim.
"Yapamam," diyerek elimdeki afişi buruşturup çöpe attım. "Onu kaybedemem. Hemen hepsini toplamalıyız. Güneş görmemeli,"
"Aras bunu Güneş'e yapamazsın," dedi Boğaç ve ona korkuyla baktım.
"O beni seviyor Boğaç. Yanımda mutlu olduğunu biliyorsun." anlayışla başını sallayarak ellerini omuzlarıma yerleştirdi. "Biliyorum kardeşim. Ama düşünsene, ailesi kim bilir ne durumda. Onu arıyorlar ve belli ki burada yaşıyorlar. Bir gün illaki Güneş'i görecekler. Yapma,"
"Şimdi değil. Şimdi olmaz," dedim ve elleri arasından kurtularak başka bir ağaca yapıştırılmış afişi alıp çöpe attım.
Ben Ay'dım ve Güneş'im olmadan ışıldamam imkansızdı. Ona ihtiyacım vardı. Mutlu olmam ve mutlu etmem için, gülmek ve güldürmek için. Güneş benim her şeyimdi ve ben; oyuncağını kaybetmiş çocuk gibi kalamazdım.
Güneş'ten
Taksiciye ücreti verdiğimde arabadan inip hızlıca kafeye ilerlemeye başlamıştım. Hande'nin giymem için ısrar ettiği kıyafetler sağ olsun, biraz rahatsız hissediyordum. Üstümde minicik, yüksek belli bir kot etek ve omuzları düşük yarım kollu kırmızı bir bluz vardı. Neyseki güzel görünüyordum.
Açık kapıdan içeriye girip kilitli üst kat kapısının yanından geçtim ve kafe bölüne girip Aras'ların her zaman oturdukları masaya yaklaşırken yalnız Ulaş'ın olduğunu gördüm. Gülümseyerek camdan dışarısını izliyordu.
"Dudak prensimiz bugün nasılmış?" sesimle Ulaş'ın bakışları beni buldu ve gözlerindeki mutluluk bedenimi süzerken daha da arttı. Karşısına oturup 'ne var' anlamında kaşımı kaldırdım
"Aras senin nefesini kesecek,"
"Hey, neden?" neden olduğunu çok iyi biliyordum ama sesli bir şekilde duymak istediğimi fark etmiştim.
"Taş gibi görünüyorsun," keyifli bir şekilde sırtımı oturduğum sandalyeye yasladım. Kesinlikle nefesimi kesecekti.
"Aras nerede ki?" diye etrafa bakınarak sordum ve iç çekerek o da arkasına yaslandı.
"Yürümek istemişlerdi, gelirler birazdan," başımı salladım ve yüzündeki ifadeyi sormamın vakti olduğunu düşündüm.
"Senin neyin var?" dedim masaya doğru eğilip ona yaklaşarak.
"Hiç," dedi ama öyle mutlu görünüyordu ki bir şeyler olduğuna emindim.
"Hadi ama Ulaş... İyi bir dinleyiciyi-"
"Aşık oldum," diyerek birden sözümü kesti ve beklemediğim kelimelerle gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
"Nasıl? Kime?"
"Aslında aşk değil. Yani onu tanımıyorum ya da çoktan tanıdım, bilmiyorum. Çok güzel ve komik bir kız. Birden arabama bindi. İlk başta peşinde kötü adamlar var sanmıştım ama babasından kaçmış. O gerçekten çok güzel. Yanlış anlama babası kötü biri değil. Onlar öyle anlaşıyormuş. Çok güzel gözleri var. Gerçekten çok güzel ve çok komik... Onu spor salonuna götürdüm. Bilmiyordum tabii, yani babası olduğunu bilmiyordum. Yani bana arabada söyledi. Hayır arabadan inince söylemişti. Güzel gözleri var ve komik... Bunu söylemiş miydim?" konuşmayı bitirince derin bir nefes aldı. Dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım -aşık olduğu kızın, güzel ve komik olduğu dışında- şaşkınlıkla açılan gözlerim anlamsızlıkla tekrardan kısılmıştı ve gülmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌞 GERİZELLAM🌙
Teen FictionGerizellasın çünkü: 1. Sinir sistemimim bozulmasının en büyük sebebisin, 2. Israrla her hatanda özür dilemekten çekinmemene rağmen beni sevdiğini söylemekten çocuk gibi korkuyorsun, 3. Kendinden başka kimseye yeterince değer vermiyor ve dünyayı ken...