Gerizellasın çünkü:
1. Sinir sistemimim bozulmasının en büyük sebebisin,
2. Israrla her hatanda özür dilemekten çekinmemene rağmen beni sevdiğini söylemekten çocuk gibi korkuyorsun,
3. Kendinden başka kimseye yeterince değer vermiyor ve dünyayı ken...
~Elimi tut, sana dans etmeyi öğreteceğim Seni etrafında döndüreceğim, düşmene izin vermeyeceğim Seni yönlendirmeme izin verir misin? Ayaklarımın üstüne basabilirsin Bir dene, her şey iyi olacak Oda çok sessiz ve şimdi bizim zamanımız Nefesini içine çek ve hepsini hisset Gözler seninle benim üzerimde Bunu doğru yapıyoruz Çünkü aşıklar aşık olduklarını hissettiklerinde dans ederler~
Kıyafetlerimi değiştirince Ulaş ve Taylan'ın dinlenmek için kullandıkları odadan çıkıp Aras'ın her zaman oturduğu masaya doğru ilerledim. Hava iyice kararmıştı ve Momo ışıkları kapattığı için içerisi bayağı karanlıktı. Bugün çok müşteri olmadığından Taylan ve Ulaş 'işimiz var' diyerek kafeyi Momo'yla bana emanet edip çıkmıştı. Her şeyi halledip kapanışa hazır olduğumuzdaysa Gerizellam beni almaya gelmişti.
Yanına vardığımda gözlerini kısıp bana baktı ve hemen masaya oturup yüzümü asarak Yavru Kedi halime büründüm. Masada duran ellerine yavaşça uzanarak tuttum ve tatlı tatlı yüzüne baktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Aras'ım... Ama ben kaçıncıya özür dileyeceğim. Bakma şöyle hadi," diyerek dudaklarımı büktüm ve beklentiyle yüzünü inceledim. Kaşlarını daha da çatıp yalandan öfkeli göründü.
"Kalk bakalım," dedi ve ellerimden birini bırakmadan ayaklandı. Ona eş olarak ben de kalkıp ilerlemeye başlamıştım. Parmaklarımı parmakları arasına geçirip dudağımı ısırarak gülümsedim. Kalbim saf sevgiyle çarpıyordu resmen. Kafeden çıkıp otobüs durağına yürümeye başladığımızda "Yaptıkların için güzel bir ceza buldum," dedi ve hızlıca yüzüne baktım.
"Ben zaten cezamı fazlasıyla çekmedim mi?"
"O bana makyaj yapmanın cezasıydı. Yeni cezan telefonumu karıştırmanın olacak," makyaj kelimesini söylerken neredeyse fısıldamıştı. Normal şartlarda bunun için kahkaha atardım ama omuzlarımı düşürüp yüzümü asmaya devam ettim.
"Neymiş cezam söyle? Yine mi öpeceksin? Ee tamam öp," diyerek kollarımı birbirine geçirdim ve ona baktım. Yaptığım hareketle kaşları hafifçe yükselmiş ve dudakları yukarıya doğru kıvrılmıştı sonrada etrafta gözlerini gezdirip burnumu parmaklarının arasına alarak sıktı.
"Hayır Yavru Kedi. Bu sefer senden resmimi çizmeni isteyeceğim," burnum parmakları arasındayken gözlerimi kocaman açmıştım.
"Ne?" dedim gülerek ve elini itip heyecanla yüzüne baktım. "Aras sen dünyanın en en en mükemmel ceza bulucususun," seslice gülmüştü. "Malzemeleri alıp eve bırakmıştım. Eğer güzel çizemezsen, yüzünü çıkmayan kalemlerle boyayacağım ve işteyken bıyıklı takılmak zorunda kalacaksın. Cezanın en güzel tarafı da bu," gözlerimi kısarak "Gerizella!" diye çıkıştım. Güzel bir iş çıkaracağıma emindim bu yüzden morelimi bununla bozamazdım. Büyük ihtimalle o da güzel yapacağımı tahmin ediyordu.Çıkmayan kalem işini beni sinir etmek için araya kattığını biliyordum.
