Royem Aksel 🌞

6K 368 61
                                    


🎶 Arctic Monkeys - Snap Out Of It

~Büyünün etkisi altında hiptotize olmuşsun,
Sevgilim, nasıl bu kadar kör olabildin?
Seni omuzlarından tutup,
Sarsmak istiyorum bebeğim
Kendine gel~

"Ta-tamam. Nerdesin sen?" bulunduğu yeri tarif ederken endişem gitgide artmaya başlamıştı. Daha önce Royem'i ağlarken görmemiş ya da duymamıştım. Şu an içimde adlandıramadığım bir his vardı. Güneş tam karşımdaydı ve yüzü asık bir şekilde beni izliyordu. Royem ise telefondan ağlayarak benimle konuşuyordu. İkiye ayrılmış gibi hissediyor ve kendimi Royem'e vermekte zorlanıyordum ama anlattığı yer gözümde canlanınca öfkem ve endişem tüm hislerin üzerine geçti. Orayı biliyordum. Başıboş, ipe sapa gelmez heriflerin takıldığı bir barın arkasıydı. Bu saatte öyle bir yerde ne işi vardı? Konuşmayı sonlandırıp telefonu cebime koydum ve Güneş'e bakmamak için büyük bir çaba göstererek salondan çıkmak için ilerlemeye başladım.

"Nereye?!" diye kırgın ama sert sesiyle sordu. Gözlerimi kapatıp açmıştım. Eğer onu aldırırsam gidemezdim çünkü zaten onu bırakmak istemiyordum. Arkamdan gelen adım seslerini duyduğumda dilimi dudaklarımı ayırmadan dişlerimin ardında gezdirmiştim. Peşimden gelmese ne olurdu sanki?

"Aras!" Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken de ona cevap veremedim.

"Royem'e değil mi? Şaka gibisin, beni ve çocukları bu saatte yalnız mı bırakacaksın?" ayağa kalkıp portmantodan aldığım deri ceketi üzerime geçirirken "Gitmek zorundayım." dedim kısaca ve gözlerine bakmayaya çalışarak öylesine bir durummuş gibi konuşmaya devam ettim. "Çok gecikmeyeceğim tamam mı? Eğer çocuklar konusunda zorlanırsan Ayşe teyzeden yardım iste," onu öpmek için eğilmiştim ama geri çekildi sonrada bana arkasını dönüp salona doğru yürüdü. Arkasından gitmek istedim. Hem de çok istedim ama tek yaptığım çıkış kapını açıp dışarıya çıkmak olmuştu. Royem için bu kadar endişelenirken aynı zaman Güneş için suçlu hissetmem çok garipti. Neden bu şekilde davrandığımı bir türlü anlamıyordum. Yüzündeki o ifade beni öldürüyordu çünkü onu hayal kırıklığına uğratmaktan başka işe yaramıyordum. İçime derin bir nefes çekip güvenliğe taksi çağırmasını söyledikten sonra düşünceler içerisinde beklemeye başladım.

~~

"Royem?"

Seslenişim üzerine Royem'in olduğuna emin olduğum beden, kıvrıldığı yerde sıçradı. Üzerine doğru attığım adımlar, başını kaldırıp bana bakmasıyla yavaşlamıştı. Gördüğüm görüntüyle dehşete düşmüş gibi hissetmiştim. Ona ne olmuştu böyle? Başını eğip hıçkırdığı anda kendimi toparlamaya çalışıp hızlıca yanına gittim ve yere çömdüm.

"Se-sen... Nasıl oldu bu!? Kim yaptı!?" elimi çenesine koyup başını kaldırdım. Sağ gözünün altında koyu bir morluk vardı, burnu kanıyordu ve dudağının kenarı patlamıştı. Berbat görünüyordu. Tıpkı bedeni gibi gözlerinin içine dolan yaşlar yüzünden titriyordu.

"Götür beni, lütfen," çatallı çıkan sesi üzerine fazla düşünmeden başımı salladım ve canını yakmamaya dikkat ederek buz tutmuş bedenini kucağıma aldım. Başını omzuma bastırıp kollarını boynuma doladı. Sokağın başında beklemesi için bıraktığım taksiye doğru ilerlerken aklıma istemsiz bir şekilde Güneş düşmüştü. Deli gibi sevdiğim kız berbat haliyle kucağımdaydı ama benim aklım hala Güneş'deydi. Hay sikeyim!

Görüşüme giren taksiye doğru adımlarımı hızlandırdım. Şöför beni gördüğünde arabadan inip hemen arka kapıyı açmıştı. "Hastaneye mi oğlum?" diye telaşla sorduğunda başımı iki yana salladım ve Royem'i arabaya yerleştirirken evinin adresini verdim. Taksi şoförü soru sormadan sürücü koltuğuna yerleşmişti. Ben de Royem'in yanına oturmuştum. Başını göğsüme yerleştirip sarıldığında ağzımı açıp soru sormamak için kendimi zor tutmuştum.

🌞 GERİZELLAM🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin