FİNAL 2 🌞🌙

4K 197 195
                                    


🎶 Flora Cash - Still Alive

~Sırtını duvara yaslandığında,
Yıkılmış ve neredeyse bitmiş olsan bile
En kötüsü gibi göründüğünde
Ve daha da kötüleştiğinde bile
Hala hayattasın
Her zaman deneyebilirsin
Biliyorum bazen çok zor oluyor
Bu yüzden beni yanlış anlama
Kelimelerim yanlış anlaşılmasın
Ya da bunu daha kötü yapmasın
Ama ben gördüm geçirdim
Kabullenmemiz gereken kötü durumlara sahibiz~


"Simay?"

Çisim'in fısıltı gibi seslenişiyle donup kalmış bakışlarım onun gözleriyle birleşmişti. Şişmiş göz altları ve bitkin haliyle oldukça yorgun görünüyordu ve bu siyahlar içindeyken daha da belliydi. Dudaklarımı ıslattıp dalgın hâlde odadaki diğer insanlara göz attım. Aslında çoğunu tanıyordum ama isimlerini hatırlayacak kadar gücüm yoktu. Şu an onlar hakkında düşündüğüm tek şey siyah kıyafetlerle hepsinin mide bulandırıcı göründüğüydü.

"Hakan amca arayıp duruyor. Sırası değil, biliyorum ama dışarı çıkıp konuşsan mı?.. Bir şeyler olduğunu anlayacak diye ödüm kopuyor, en azından sesini duysun," Çisim'in kulağıma doğru eğilmiş yüzünden uzaklaşıp ela gözlerine baktım.

"Asıl sesimi duyarsa bir şeyler olduğunu anlar. Ayrıca... okuma oluyor ve dediğin gibi sırası değil,"

"Ama..."

"Çisim, lütfen sessizce okunanları dinler misin?" pes eder gibi nefesini dışarıya salıp sabırla başını salladı. Yanıma oturunca da düşüncelerime kaldığım yerden devam ettim.

19 yaşındaydım ve geçen on dokuz yıl boyunca yakın diyebileceğim insanları kaybetmemiştim. Aras'ın yaşadığı acının büyüklüğünü bilmiyordum ama tahmin etmek o kadar da zor değildi. Günlerdir kimseyle -benimle bile- doğru düzgün konuşmamıştı. Sesini en net taziyeye gelen insanlara mecburiyetten 'dostlar sağ olsun' derken duymuştum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Geceleri rutin bir şekilde benimle yatıyordu ama sabahları onu yanımda bulamıyordum. Tek tesellim öyle böyle olsa bile yemek yemeye devam etmesiydi.

Nefesimi sıkıntıyla dışarıya salıp her şeyin olması gereken gibi ilerlemesini izledim. Ayla teyze için yapılan son okumanın bitmesine eş olarak, insanlar yavaş yavaş azalıp biz bize kalmamızı sağlamışlardı...

--

"Güneş abla?"

Duyduğum kısık sesle kapıdan çıkmadan önce uyuttuğumu düşündüğüm Eren'e bakmıştım. O da yarı açık gözleriyle bana bakıyordu.

"Halam da annemin yanına mı gitti Güneş abla?.. Annem gibi hiçbir zaman gelmeyecek mi?" kapının kolunu tutan elim boşluğa kaydığında yutkunamamıştım bile. Ne söyleyecektim ben şimdi? Ona nasıl anlatabilirdim? Dilimle dudaklarımı ıslatıp yavaş adımlarla yanına gittim ve yatağın kenarında dizlerimin üzerine çömelip elimi minicik yanağına yerleştirdim.

"Onlar... hep yanındalar bebeğim... evet belki biz göremiyoruz ama bu onlarında bizi göremediği anlamına gelmiyor. Ben... gerçekten ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Sadece; Aras abinin, benim, babanın ve ablanın her zaman yanında olduğunu unutma olur mu? Seni hiçbirimiz, hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız," uyku sersemi hâliyle başını salladığında dudaklarımı saçlarının üzerine bastırıp tekrar yatağın içine girmiş ve tamamen uyuyana kadar ona sarılmıştım. Ayla teyzeyi kaybettiğimiz günden beri Kerim dayı yani Aras'ın dayısı bizimleydi ama bu gece -hayat hâlâ devam ettiği için- çocuklarla birlikte Ankara'ya dönmesi gerekiyordu...

🌞 GERİZELLAM🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin