Şaplak 🌙 -G2-

3.6K 278 158
                                    


🎶 Coldplay - A Sky Full of Stars


~Umrumda değil
Devam et ve parçala beni
Bunları yapsan da umrumda olmaz
Çünkü gökyüzünde
Yıldızlarla dolu bir gökyüzünde
Sanırım seni gördüm~


Aras saniyeler içinde beni yukarıda öylece bırakıp Royem'in yanına inmeye başlayınca başımı iki yana sallayarak kendi aptallığıma lanet etmiştim. Bizi böldüğü için Royem'e kızmıştım bir de. Neredeyse beni öpmesine izin verecektim. Ne kadar da salağım. Resmen yine beni bırakıp Royem'e gidiyor. Şimdi kesin ona durumu açıklayacaktır.

Parmaklarımı salık olan saçlarımın arasından geçirip taradım ve derin bir nefes alıp onları önemsemeden içeriye geçtim. Çağlar'ın yanına oturduğumda elimi bacağına koyup bana bakmasına neden olmuştum.

"Üzgünüm... İstersen kalkabiliriz,"

"Önemli değil, durabiliriz, nasıl istersen?" ona gülümsedim ve bana aynı şekilde karşılık verdi.

"Aras nerede?" diyen Enis'in sesini duyunca ona bakıp omuz silkmiştim. O sıra elinde iki bardakla Ulaş masaya oturdu. İçecekleri Çağlar ve benim önüme bırakırken "Çağlar çay istemişti. Sana da portakal suyu getirdim güzellik," dedi ve gülümseyerek bardağı elime aldım.

Onlar Çağlar ile birlikte koyu bir sohbet kurmuştu. Bense gözlerimi merdivenlerin girişinden çekip alamıyordum. Gelen yoktu. Ben buradayken nasıl onunla gidebiliyordu, anlamıyordum. Lanet Gerizella!

-----

Çağlar, arabayı otelin önünde park ettiği anda hızlıca etrafa bakındım ama aradığım Range Rover her zaman bulunduğu yerde yoktu. Resmen hâlâ Royem'le birlikteydi! Artık onunla konuşmam gerekiyordu çünkü bu duruma katlanamıyordum. Bu kadarı yeterdi.

"Yarın sabah erkenden Ankara'da olmam gerekiyor. 5 gibi buraya tekrardan geleceğim. Gece 2'de de uçağım kalkacak, İngiltere'ye döneceğim... Sana bir sürprizim vardı hatırlıyor musun?" derken ona bakmıştım. Yarın akşam gidecek miydi?

"Evet, hatırlıyorum" dediğimde gülümsemişti.

"O zaman saat 5'te hazır ol. Seni yemeğe götüreceğim," bir anda her şeyi unutup heyecanla gözlerimi açtığımda oturduğum koltukta ona doğru kaymıştım.

"Nereye gideceğiz? Ne giymeliyim?" gülerek elini arka koltukların olduğu kısma uzattı ve bir poşetle birlikte elini geri çekti. "Bunu giy," diyerek poşeti bana uzatınca elinden alıp sırıtarak ona baktım.

"Çağlar sen mükemmelsin,"

"Sen de öylesin," dediği gibi kollarımı ona dolamıştım. Bir süre sarılıp ayrıldıktan sonra "Yarın görüşürüz. Şimdi gidip güzellik uykusuna yatmam lazım," dedim ve güldüğünde poşetle birlikte arabadan inip ona el salladıktan sonra hızlıca otel odamıza gittim. İçeriye girdiğimde ışıklar kapalıydı. Çisim uyanmasın diye ışığı bile açmadan sessizce işlerimi halledip yatağa yerleşmiştim.

-----

Altıma giydiğim kot şortun fermuarını çekip, üstüme civ civ sarısı minik kısa kollu tişörtü geçirdim.

"Yakıştı mı?" diye sorduğumda Çisim tırnaklarına oje sürmeyi bırakıp bana bakmış ve bedenimi süzüp başını salladıktan sonra işine tekrar devam etmişti. Omuz silkip saçlarıma krem sürdüm ve güzelce taradım. Kirpiklerimi maskarayla boyayıp yüzüme kapatıcı uyguladıktan sonra ayağıma sandeletlerimi geçirdim.

🌞 GERİZELLAM🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin